4. Anlatılacak Bir Hikaye

20 2 0
                                    

Krallığın önde gelen ailelerinden birinin ortanca oğlu olan Sör Sean'ın ne kendisinin ne de ailesinin kraliyete sadakatinden şüphe vardı. Şövalye eğer isteseydi bolluk ve şatafat içinde, yalnızca yiyip içerek ve arada sırada sırf spor olsun diye avlanarak yaşamını sürdürebilirdi. Nitekim ailenin diğer iki oğlu böyle yapmış, genç yaşta zengin ve soylu ailelerin kızlarıyla makul evlilikler yaparak paranın ve refahın diğer kuşaklara akmasını da garantilemişlerdi. Oysa Sör Sean, henüz bir çocukken sarayda katıldığı bir davette kararını vermişti. Ne olursa olsun krallığa hizmet edecekti. Oturduğu her koltukta iki yanağının izi kalan geniş kıçından da belli olduğu üzere rahatına epey düşkün babası, yaşı gelir gelmez şövalye olmak için ısrarcı olan oğlunun maceracılığını başta aşırı ve akıldışı bulsa da kendisinden kat be kat daha zeki olan karısı, bir oğullarının kralın kelimenin tam anlamıyla hizmetinde olmasının faydaları konusunda onu ikna etmişti. Sör Sean'ın sadakati elbette ki herkesten önce kralınaydı, ama onu bu tercihi yapmaya iten belki de bu diyarda en yakın olduğu yegane insan olmuştu: Prens Derek Brighton. Onun gibi yetenekli, gözü pek, sahip olduğu unvanın hakkını verebilmek için kısacık ömrünün her gününü krallığa layık olmaya adamış bir prensin yerini bir anda ortaya çıkan, ne olduğu belirsiz bir yabancının zahmetsizce alacak olmasına dayanamıyordu. Üstelik kimler inanıyorsa inansın Sör Sean için bir çocuk masalından farksız olan bir kehanete sırtını dayayan bu yabancının kraliyetin varisi olacak niteliklere sahip olmadığından da emindi. Kraliçe Cecile ve Prenses Elaine'i, kraliçenin odasında ziyaret edip Genç Prens'in foyasını ortaya çıkarma planını onlarla paylaştığında Prenses Elaine ona şiddetle karşı çıkmıştı. Sör Sean onu anlayabiliyordu. Prens Derek'in acısını krallıkta hala duyan ve paylaşan yalnızca bir avuç insan kalmışlardı ve Elaine, elbette ki Sör Sean'ın canı ve itibarı için endişe duyuyordu. Oysa Kraliçe Cecile'in yaklaşımı oldukça destekleyiciydi. Muhtemelen yalnızca kralın piçi olan ve ücra bir köyün çamurlu, boklu sokaklarında büyüyen bu genç adam, bir prensin sahip olması gereken tüm özelliklerden yoksundu. Krallığın en mahir şövalyesi olan Sör Sean'ı bir düelloda yenmesi olanaksızdı ve yenilgiye uğradığında geriye o anlatılan zırvalıklardan eser kalmayacaktı. Bir gün önce ona hayranlıkla bakan halk, ondaki bayağı kokuyu nihayet alarak ondan yüz çevirecekti. Hatta belki de işler bu raddeye bile gelmeyecek, kendine prens dedirtmeye utanmayan bu aciz köylü Sör Sean'ın meydan okumasından Kral Damien'ın eteklerine saklanarak kaçacaktı. Her halükarda günün sonunda Celd'or ve müttefikleri onun ne mal olduğunu öğrenmiş olacaktı.

"Genç Prens James Brighton'a huzurunuzda meydan okuyorum!"

Sesi, sağır eden sessizliğin ortasına bir yıldırım gibi düşmüştü. Kalbi göğüs kafesini sarsarak çarpıyor, avuçları deri eldivenlerinin içinde terliyordu. Genç Prens ayağa kalkıp kalabalığa döndü ve şövalyeyi arayan gözleri hızla onunkilerle buluştu. Korkmuşa benzemiyordu. Hatta kralın seremoninin yarıda kesilmesinden duyduğu öfkeyi de paylaşmıyordu. Kral Damien'a konuşacak fırsat tanımadan karşılık verdi,

"Ben, Genç Prens James Brighton, meydan okumanızı kabul ediyorum."

Sesi sakin ve kararlıydı. Tüm halkın önünde rezil olarak yenilmek istiyorsa bu onun bileceği bir işti, o geri çekilmedikçe Sör Sean geri adım atmayacaktı. Kral, yüzünde insana tedirginlik veren bir gülümsemeyle bir adım öne çıktı.

"Sör Sean, bizlere krallığımızın geleneklerini hatırlattı ve Genç Prens'i düelloya davet ederek bir yiğitlik örneği gösterdi. Düello yarın gün doğumunda şehir meydanında, usullere uygun olarak yapılacak."

Kral Damien'ın, huzurunda ona yapılmaya cesaret edilen en ufak bir saygısızlığı bile en nihayetinde ustaca kendi lehine döndürmemesinin olanağı yoktu. Ve elbette ki o saygısızlığın cezasız kalmasının da. "Bu durumda bu töreni yarınki düellodan sonraya, oğlumun şövalye ilan edilmesinin hemen sonrasına erteliyorum." derken Sör Sean'a döndü,

Unutulacak Bir HikayeWo Geschichten leben. Entdecke jetzt