Teknik Oda - BÖLÜM 4

28 1 0
                                    

Multidekiler Ayça ve Nil .
İyi okumalar . Umarım beğenirsiniz XOXO. :)))

Sınıfa girdiğimde hoca yeni çıkıyordu ve nasıl olduğumu merak eden bir kaç soru sordu. Hocaya kısa cevaplar verdikten sonra Meriçin yanina gittim ve dudaklarına yapıştım . Kötü olduğumda bunu yapmayı seviyorum .....

Meriç başta ne olduğunu anlamasada daha sonra dudaklarını aralayıp bana karşılık verdi . Evet bu bana cidden iyi geliyordu . Meriçle daha önce annemlerin de isteğiyle kısa bir süre çıkmıştık . Onu hiçbir zaman sevmesem de beraber olmakdan zevk alıyordum. İlk öpüştüğümüzde annemlerin öldüğünü öğrenmiştim. Daha doğrusu annemlerin öldüğünü öğrendiğimde gidip dudaklarına yapışmıştım. Meriçin dudakları farklıydı . Sanki şifacıydı ve sadece beni iyileştirebilecek dudaklara sahipdi. O günden sonra her kötü hissettiğimde bunu yaptım . Meriçse beni sevdiği için bu duruma itiraz etmiyor ve bana iyi gelebilecek her şeyi yapıyordu .
Dudaklarımı Meriçin dudaklarından ayırdıktan sonra hızla sınıftan çıktım. Arkamdan gelen ayak seslerinden beni takip ettiğini anlayabiliyordum. Hızlı adımlarla üst katta olan kantine çıktım . Burası genellikle alt kattaki kantine göre boş olurdu ve daha sakin bir müzik çalardı her gün ... Meriçin hala arkamdan geldiğini fark edince cam kenarındaki bir masaya oturdum. Meriçde ben oturur oturmaz sandalye çekip yanıma oturdu. "Neyin var Nil ? Revirden 5 ders boyunca gelmeyince merak ettim. İlaçlarını kullanmayı mı bıraktın sen ? " dedi bir nefes de , biraz korku biraz endişeyle. "Sakin ol , iyiyim. Bugün ilacımı almayı unuttum o kadar . " desem de bir sürü nutuk çekti ilaç saatime ve alıp almamak gerektiğini vurgulayan nutuklar... Meriç konuştukça başım ağrıyordu sanki . Onu susturmak içim yanağına bir öpücük kondurdum ve "Ben acıkdım bana bir tost alıp gelir misin ? " dedim. Konuşmasını kesti ve "Tam tahıllı mı bebeğim ? " diye sordu. Evet anlamında kafamı salladım. O gelene kadar telefonumla ilgilendim. Standart şeyler yaptım . Tam işim bitmişti Watpad e giricektim ki Meriç geldi elinde 3 tostla. "Tatlım 2 tost mu yiyeceksin hem de beyaz ekmekli ? " diye sordum bana şaşkın gözlerle . Bana cevap vermek yerine kafasını salladı ve tostuna gömüldü . 3ayran ve 2 tostu bitirmişti ki ben daha yeni tostumu bitiriyordum. Bu çocuk böyle yerse çok kilo alacak çok ...

Öğle arasını Meriçin tost ve abur cubur yemesine gülerek , Mete ve kuzeni Cenk'in iğrenç esprilerini dinleyerek geçirdim . 6.ders zili çaldığında Meriç ve Mete hararetli bir şeyler tartışıp hızlı hızlı yürürken Cenk ve ben geride kalmıştık. Cenk sanki bu bir fırsatmış gibi konuşmaya başladı " Şey.. Bugünkü halin Meriçin küçük sevgilisi.. Fazla korkutucuydu. Fenalaşmanın bir sebebi var mı ? " diye sordu aslında bana bu soruyu bu şekilde ilgili , endişeli ve çekingen soran ilk kişiydi Cenk , garibime gitmişti . "Y-yok sadece birkaç gündür adam gibi yemek yiyemedim ondan olmalı " dedim. Kekelmiştim. Hadi ama . Ne olmuştu ? Her konuda özellikle de bu konuda ustalıkla yalan söyleyebilen ben kekelemiştim. Ah bu çocuk yakışıklıydı kabul ediyorum ama benim etrafımdaki her erkek yakışıklıydı. Standart gibi gözükmesine rağmen bu çocuk bana farklı geliyordu. Her neyse belki de ben abartıyordum...

Meslek derslerinin sıkıcılığından bunaldık ve hocaya isyan ederek teknik odada bize uygulama göstermesini istedik. Bütün sınıf son ders için teknik odaya giderken Cenk ve diğer 11.sınıf ERASMUS şaheserlerinin teknik odada olacağını , cihazlara alıştıklarını , takmamamız gerektiğini söyledi Sinan hocamız . Ders sonuna kadar öğrenmek istediğim esas şeyleri öğrenmiştim. Sanırım şuan Açelyadan kan almaya kalksam becerebilirdim. Son dersin bitiş zili çaldığında hızla aşağıya Metelerin yanına indim. Tam kapıdan çıkacaktık ki Sinan hocanın benden aldığı kanın tüpünü teknik odada bıraktığımı ve şarj aletimi de sınıfda unuttuğumu hatırladım. Metelere gitmelerini söyleyip teknik odanın yolunu tuttum. Teknik odaya girdiğimde Cenk vardı. Sadece Cenk.. Kan tüplerinin yerleştirildiği makinayı inceliyordu. "Merhaba ve güle güle." diyip masanın üstünden kanımın olduğu tüpü alıp çıkacaktım ki kapı birden örtüldü.Sonra kilitlenme sesi geldi. Ne olduğunu anlamadan kapıyı açmaya çalışsamda başaramadım. Daha sonra Cenk yanıma geldi "Sakin ol buradan çıkacağız. " dedi kapıyı yumruklarken . Telefonumu elime aldığım da hiç şarjı yoktu ve ekranı açar açmaz kapandı . Hadi ama burada mı kalacağız ?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ERASMUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin