Bölüm 22 Part 2

695 44 22
                                    


Merhabalar. Hepinize iyi okumalar. Finale sayılı bölümler kala. ....

.......................

..................

.....

Kırık bir kalp. Sakat bir vücuttan daha çok acı verir.

Sessizlik her yeri sarmıştı. Kimse bir of diyemiyordu. Bakışlar, öfkeli ağalar arasın da gidip geliyordu.

"Kardeşine bunları nasıl yaptın lan.?" Genç adam hala yakalarını tuttuğu adamın yüzüne öfkeyle haykırdı. Acıdan, nefretten gözleri dolmuştu. "Zijan gibi bir kardeşim olsa, uğruna canımı veririm. Sen nasıl mal mülk uğruna onu öldürdün lan. Nasıl yaptın?" Bahoz ağa konuşmadı, başını eğdi. Tüm gözler üstündeydi. Herkes ondan bir cevap bekliyordu.

"Tek suçlu ben değilim Diyar ağa. Hepiniz biliyorsunuz. Anan da, baban da vardı bu işin içinde. Onlara hesap sor sen. Benim hesabımı soracak sen değilsin." Şirzadi aşireti ağalarına hak verdiler. Hepsi başka kelimelerle, aynı yere vararak Bahozu savundu.

Öfkeyle bağıran Diyar hepsini susturdu. Yakalarını tuttuğu adamı nefretle çekti duvardan. Onu savunan adamlara doğru itti. Dengesini koruyamayan Bahoz hepsinin önünde yerde kaydı. Onu kaldırmak için yeltenen herkes, tekrar Diyarın öfkesiyle karşılaşıp geri çekildi.

"Aklım almıyor bu kadarını. Delirdim herhalde. Vicdanım kaldırmıyor lan. Siz nasıl ölen bir kadın için, katili haklı görürsünüz. O kadın kaç yıldır her gün ölüyor lan. Hanginiz farkında?" öfkeyle duvarı yumruklamaya başladı. Saçlarını çekiştirdi. "Lan almıyor midem almıyor. Gencecik kızı, dedeniz yaşında ki adama güle oynaya verirken sizin nasıl mideniz aldı." Duvarda ki panolar etrafa dağıldı. "Lan biz hepimiz onu kurtardık sandık. Allah'ım affet. Biz meğer sizin pisliğinize sessiz kalmışız." Öfkeyle hala yerde yatan adama yaklaştı. "Ne ağabeyimin, ne de Zijanın fırsatı oldu. Ama benim olacak. Sen artık bir hiçsin Bahoz. Yarına kadar gidip teslim olmazsan. Seni gördüğüm gibi, silahım patlayacak."

Aşiretin gençleri bu tehdit karşısında öfkeyle Diyarın üstüne yürüyordu. Öfkesi kaynayan Diyar yanına ilk gelenin saçlarını tutup sert bir tokat attı. O şiddet karşısında kendinden geçen çocuk yerde yuvarlandı. Bu diğerlerini durdurmuştu.

"Her adımın izlenecek Bahoz. Sadece yarına kadar vaktin var. Kaçarsan ölürsün. Ama şunu bil ki içerde rahatlık bulamayacaksın." Şirzadi aşireti öfkeyle ilerledi. Ağaları bu kadar insan içinde tehdit ediliyor, yerlerde sürünüyordu. Bu kez gençler bir yana aşiretin ihtiyarları öfkeyle ilerledi. Diyar hepsine kafa tutuyordu. Zijan için kan dökmekten geri durmayacağını göstermişti. Ama artık bu Diyarın ya da Zijanın davası değildi. Bu artık iki aşiret arasında olan bir davaydı. Diyar o hastane koridorun da Bahozu rezil edip, tehdit ederken her şeyin farkındaydı. Şirzadi aşireti ağalarına bir şey olursa geri durmayacaktı. Yeni bir kan davası başlayacaktı. Ama hiçbir ihtimal Diyarı durdurmayacaktı. Kendisine doğru gelen öfkeli ihtiyarlara baktı. Biri öfkeyle kaldırdığı bastonu ona doğru savurdu. Diyar geri çekilirken baston havada kalmıştı. Herkes olaya dahil olan adama nefretle dönerken. Botan bir eli cebinde, diğer eliyle tuttuğu bastonu yere indirdi. Bu sefer öfke dalgası başka yöne çekilmişti. Diyar hiçbirini umursamadı, yerden kalkmayan adama yaklaştı. Konuşmadan gözlerinin içine baktı. Bakışlarıyla tehditlerine devam etti. Bahoz başını sallayıp ayağa kalktı. Tüm bakışlar ona dönerken, o umursamadı yakalarını düzeltip, Diyara döndü.

"Dediğin olsun ağa oğlu." Art niyet dolu ses tonu ve cümlesi, onun niyetini ortaya koyuyordu. "Bahoz Şirzadi benim. Tam karşında duruyor. Siz Xezemeler bana neler neler yapacaktınız, ne oldu?" Hayret dolu bakışları fark etti. Ama umursamadı, karşısında kendisine nefretle bakan adama yaklaştı.

"Zozan Hanım nerede?" Diyarın gözleri mümkün olsaydı eğer şu an Bahozu cayır cayır yakardı. "Seydan ağa nerede?" Ses tonu giderek yükseliyordu. Kendinden oldukça emindi. Sesinde ki ton sıra bende diyordu adeta. "Roni ağa, ağabeyin nerede?" Bunu derken sesi kısıldı. Nedenini bilmiyordu ama kısılan sesine küfür etti. Eğer ki o adam şu an burada olsaydı. Konuşacak bir dilinin olmayacağını hatırladı. "Zijan nerede?" İnatla, karşısında ki adamı öfkeden delirtmek ister gibi, yüzüne bağırdı. Bir insanın aklıyla nasıl oynayacağını biliyordu. Karşısında ki yeni yetme, öfkesinin kurbanı olan Diyarla nasıl oynayacağını çok iyi biliyordu. Onu buradan ağlayarak göndermek için. Hiçbir şeyden geri durmayacaktı.

"Hiçbiri yok, hepsi bana kafa tuttu. Yok oldular. Hepsi daha fazla acı çekti." Onun öfkesi giderek zevke dönüşürken. Karşısında öfkeden, acıdan çatlayacak halde duran Diyar, son saniyelerde olduğunu hissediyordu. "Sonunda hepsi bana istediğimi verdi. Param eksik sadece. Ama farkına var, ben sizi bitirmek istedim. Uzun sürdü ama başardım. Zijanı kurban ettim ama başardım."

Öfke dolu bir haykırış, hastane koridorunda olan herkesi yerinden sarstı. Diyar üstüne atladığı adamı yere sermişti. Üstüne eğildiği adamı yumruklamaya ve öfkesiyle öldürmeye çalışıyordu. Koridor bir anda kargaşaya teslim oldu. Ama kimse Diyara ulaşamadı. Botan ve adamları onların önüne geçmiş ve silahlarını onlara doğrultmuşlardı. Diyar öfkesinin bitmeyeceğini biliyordu. Ama duramıyordu. Botan ise istediğini elde ediyordu. O bir kahraman olacaktı. Diyar yorulup ta köşeye çekilince, onlarda geri çekildi. Bu kez sadece Diyarın önünde onu korudular. Şirzadi aşireti yerde baygın yatan adamı kaldırıp, hastane koridorunda bağırışlarla kayboldular.

Koridor sessizliğe büründü. Herkes bir köşeye çekilirken, öfkeleri dinmiyordu. Her saniye daha da harlanıyor ve onları yakıyordu. Bahoz ağlayarak göndermek istediği çocuk yüzünden, gözlerini dahi açamıyordu. Diyar köşede parmak eklemlerinin acısını yeni hissediyordu ama öfkesi onu esir ederken o acı onu tatmin ediyordu.

En başından beri köşede oturan Welat ne hissedeceğini şaşırmıştı. Öfke doluydu ama kendine hakim olabiliyordu. Eğer ki kendine hakim olamasaydı. Ve abisi gibi yapsaydı. Biliyordu ki o adam burada baygın olarak değil ölü olarak giderdi.

Odadan çıkan doktor etrafa göz attı. Sonra aralarında en sakin olarak gördüğü Botana doğru ilerledi.

"Hanım ağanız iyi. İlk müdahale iyi olmuş. Ama oldukça öfkeli. En başından beri koridordaki gösteriniz yüzünden odada zor duruyor." Başını sallayan Botan, doktoru gönderip iki kardeşe baktı. Dudaklarında ki gülümseme fark edilemeyecek kadar silikti. Onların kendinde olmadığını fark etti ve büyük bir hevesle Zijanın kaldığı odaya doğru ilerledi. Ama saniyeler içinde koridorda duyulan ses onu durdurdu.

"Yerinde dur ağa." Sakin ses herkesi kendine getirmişti. Diyar çöktüğü yerden kalkarken, Welat dayanamamış ağlamıştı. Koridoru ağır adımlarla geçen adam, odanın kapısında duran adamın karşısına geçti. Onu kapıdan uzaklaştırdı. Botan sakince güldü.

"Emrin olur Roni ağa..."

.........................................

......................

Yes yes geldi paşam. 

Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Where stories live. Discover now