hazine kapanı 2. gün

354 20 0
                                    

(⚠️️!!Dikkat bu bölüm k@n, c!nsel !st!smar, ö!üm, rahatsız edici yazı ve konuşmalar (eklersem) tac!Z ve tec@vüz içerir. Eğer bu tür şeylere karşı hassasiyetiniz veya travmanız varsa bu bölümü okumanız önerilmez!!⚠️)

~~~~~~~~~~~~~~

Saatler sonra uyanmıştım herşeyin bir kabus olması umuduyla ama herşey gene aynıydı.

İğnenin etkisinin geçip geçmediğini kontrol etmem gerekli.

Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım.

Oluyor!

Bacaklarım güçlüklede olsa beni taşıyorlardı.

Yalnız kollarımı hala hissedemiyordum.

Buradan çıkmam gerek hem de hemen.

Eğer buradan çıkarsam uçarak uzaklaşabilirim.

Kapıdan sesler gelmeye başlamıştı.

Ayak sesleri düzensizdi yani iki kişiler.

Hemen kapını yanındaki karanlığa doğru koşmaya çalıştım.

Son anda ulaşa bildim.

Kapı açıldığında içeriye iki tane adam girdi.

İkiside pelerin takıyorlar dı.

Adamlar içeriye girince bir anda afalladılar ve benim durduğum yere doğru koştular.

Aralarından biri korkmuş bir tavırla bir küfür savurdu.

- siktir, şimdi ne halt yiyeceğiz?

Yanındaki adam daha sakin bir tavırla konuştu.

- sakin ol, git ve diğerlerine haber ver patron gelmeden bulalım şu karıyı.

- t- tamam.

Korkan adam hızla kapıdan çıktı daha beni fark etmemişlerdi.

Hadi Irıs yapabilirsin.

Son bir umutla kelebekleri canlardırmaya çalıştım.

Bir kaç saniye sonra 50-60 kadar kelebek canlandıra bilmiştim.

Kelebekleri pek tercih etmiyorum çünkü kelebekler benim bir parçam ve ne kadar kelebek canlandırırsam hayatımdan o kadar saniye ödünç alınır ve ne kadar kelebek ölürse hayatımdan o kadar saniye kısalır.

Kısacası kelebekler bir nevi beni öldürüyor.

Kelebekleri adama doğru olabildiğince sessiz yönlerdirdim.

Şu anda üzerimde felç edici zehrin kırıntıları hala var olduğu için bu normalden daha çok mana harcamama sebep oldu.

Kelebekler sakince adama yaklaşıtı ve adama fark etmeden üzerine kondular.

Adam fark ettiğinde ise artık çok geçti.

- neler olu-

Kelebekler adamın gözlerinden, ağızından ve kulaklarından girerek adamın iç organlarını ve etini yemeğe başladılar.

Boğazına dolan kelebeklerden dolayı adam çığlık bile atamadı.

- kıyafetlerine zarar vermeyin.

Şu anda çıplağım yani onlar bana lazım.

Dakikalar sonra adamın vücudundan geriye sadece kıyafetleri ve kemikleri kalmıştı.

- kemikleri saklayın.

Ben adamın kıyafetlerini hızlı hızlı giyerken kelebekler adamın kemikleriyle beraber ışınlanmaya çalıştılar.

Bir anda kemiklerime doğru bir sızı hissettim.

- boşverin ve geri dönün.

Kelebekler teker teker tenimle birleşmeye başladılar.

En son pelerini kafama geçirerek odadan çıktım.

Mağaranın tünelleri sessiz ve soğuktu.

Uzun bir tünelden sonra sesler duymaya başladım.

Hemen yanımdaki tünele girdim ve beklemeye başladım.

4-5 kişiden oluşan bir grup pelerinli adam önümden geçip gitti.

Etraf iyice sessizleşince yoluma devam ettim.

Uzun tünelin sonunda büyük bir açıklığa geldim.

4 tane tünel girişi vardı.

Teker teker tünellere doğru gittim.

İlk tünelin girişine geldiğimde kulağımı tünelin girişine dayadım.

Ne ayak sesi nede rüzgar sesi vardı.

İkinci tünelin girişine doğru yöneldim.

Bu tünelden konuşma sesleri geliyordu ama çok boğuktu ve sesler gittikçe yaklaşıyordu.

Hızla üçüncü tünelin girişine kulağımı dayadım.

Burada sadece yüksek bir uğultu duyuluyordu.

Bu uğultunun rüzgar olması dileğiyle hızla tünele girdim.

Tünelde ilerledikçe uğultu sesi yükseldi.

Tünelin karanlığı gittikçe yerini ışığa bırakmaya başlamıştı.

Sonunda.

Sonunda bu delikten çıkabileceğim.

Tünel artık tamamen aydınlanmıştı.

Dışarıda ki ormanı rahatça görebiliyorum.

Koşa bildiğim kadar hızlı bir şekilde ormanlık alana doğru koşmaya başladım.

- sonunda.

?!

- aahhh!

Tam tünelden çıkdıktan sonra bir anda kendimi yerde buldum.

Bir el beni boynumdan tutarak yere yapıştırmıştı.

Arkamdan soğuk bir ses duydum.

- nereye gidiyorsun sevgilim?

Oh hayır.

- bu seni ilgilendirmez varis.

- ah öylemi?

- öyle.

- ama sevgilim bana haber vermeden bir yere gidiyor ne yapmalı?

- hiçbir şey!

- bir bakalım, kaçamaman için kollarını ve bacakalarını felç etmiśtim ama bu işe yaramadı.

- ke-

- belki bu sefer onları kırmalı.

Duyduğum şeyle beraber sarsılmam bir oldu.

- ne dedin se-

* kemik kırılma sesi *

- AAAHHHHH!

ben daha birine dayanamadan bir ses daha geldi.

* kemik kırılma sesi *

- AAAAAAAHHHHHHH!

Acıdan artık iki bacağımıda hissedemezken bir yandanda gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.

- hadi bakalım kollarıda.

Pislik herif kolumu tutup konuşmuştu.

- YO HAYIR YO HAYIR-

* kemik kırılma sesi *

- AAAAAHHHH!

Ağlamaktan artık gözlerim acımaya başlamıştı.

Vücudum artık sınırına ulaşmışken bir ses daha geldi.

* kemik kırılma sesi *

- AAAAAAHHHHHHH!

Saniyeler sonra etraf karardı.

______________∆°
(Yazar:justnovelion)

Yazarken yaşayan biri olan ben bunu yazarken öldü.

Dikenli Kraliçe Where stories live. Discover now