İçinin dolu olmasını umut ederek titreyen kanlı, cam kırıklarıyla dolu olan avcunu kutuya uzattı. Kutunun ilaçla dolu ağırlığı küçük çocuğun yüzünde buruk bir tebbesüm oluşmasına neden olmuştu.

Emin olmak için cebine sıkıştırdığı eski kutuyla şu an elinde tuttuğu kutuyu karşılaştırdı. Aynı olduklarını görmesi azda olsa içinde annesinin iyi olabileceğine dair umut tohumlarının filizlenmesine neden olmuştu.

Titreyen küçük bedenini alarmın kulaklarını rahatsız eden tiz sesiyle birlikte ürperek kırdığı cam kapıdan çıkardı.

İçinden Allaha dualar ederek evine doğru koşmaya başladı. Birazdan polis ve eczane sahipleri burada olurlardı.

Soğuktan titreyen bedenini, cam kırıkları batmış kesik ellerini bir an olsun düşünmeden annesi için çamurlu kaldırımlardan son gücüyle koşuyordu.

Oysa küçük çocuğun bilemediği bir gerçek vardı ki. Annesine o ilacı yetiştirse bile annesinin hastalıklı bedeni bugün sonsuzluğa kavuşucaktı.

Eve varmasına dakikalar kalmıştı ki herzaman geçtiği zifri karanlık sokakata daha önce hiç rastalamadığı kocaman bir köpeğin ona doğru havlayarak geldiğini gördü.

Küçük yüreği korkuyla çırpınıyor ne yapacağını bilemiyordu. Etrafta köpeğe atıcak taş aradı ama yoktu. Olsa bile zifri karanlık, izbe bu sokakta bulması çok zordu.

Köpek yanına gelince gözlerini sımsıkı kapadı. Bu acıya daha fazla dayanamayan küçük bedeni ıslak çamurlu yere düştü. Ama bayılmamıştı bu sadece korkunun neden olduğu bir refleksti.

Sivri dişlerin etine batmasıyla bedeninde hissettiği yakıcı acı feryat etmesine neden olmuştu. Gözlerini korkuyla açınca sıska bacağını hırlayıp çekiştiren köpekle karşı karşıya geldi. Şu an küçük çocuk köpekten çok annnesinin ölmesinden korkuyordu.

Annesinin güzel gözleri hafızasında canlanınaca düştüğü ıslak kaldırımdan zorda olsa küçük bedenini kaldırdı. Bacağını silkip köpeği kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Sanki Allah sesini duymuştu ve ona yardımcı olacak birini göndermiş gibi bir arabanın çocuğun yanından geçmesiyle köpek gördüğü far ışıklarından ürküp çocuktan uzkalaşarak kaçtı.

Çocuk tekrar umutla yaralı bacağını umursamadan ayağa kalktı. İçinden dualar edip topalayarak yıkık virane evine doğru yol almaya başladı.

Bütün bedeni acıyla sızlıyor, acıyı iliklerine kadar hissediyordu. Ama canının en acıyan noktası annesi için sızlayan kalbiydi.

Gözyaşları bir an olsun dinmiyordu ruhundaki korku bedenindeni acıyı azda olsa bastırıyordu. Ellerinde cam kırıkları olmasına rağmen annesinin ilacını sımsıkı tutmaya devam ediyordu.

Umudu öyle büyüktü ki güç oluyordu yaralı bedenine.

Annesi iki yıl önce o 7 yaşındayken hastalanmıştı. Ondan önce evlere temizliğe gider, bir şekilde oğluyla geçimini sağlardı. Ama bu illete yakalanınca zavallı oğlu sokakta mendil satarak geçimlerini sağlamaya çalışmıştı.Ama onlara yetmeyen para annesinin sağlığını giderek bozmulmasına neden olmuştu.

Küçük çocuk nefes nefese eve vardı. Kırık kapıyı zorlanmadan açıp yerde baygın yatan annesine doğru bedeninde tükenmek üzere olan güç kırıntılarıyla koştu. Bir yandanda boğazının tahriş olucağı kadar şiddetli bir ses tonuyla "anne"diye feryat etmişti.

Vurgun(+18)Where stories live. Discover now