Gergeous-Taylor Swift
Keyifli okumalarr.
Üniversitenin ilk günleri Eylül'den
Birkaç gündür bir çocukla karşılaşıp duruyordum.Hoş bir çocuğa benziyordu ve hakkını yememek lazım yakışıklıydı da.Bir sonraki karşılaşmamızda yanına gidip konuşacaktım.
Dersten çıkıp kafeteryaya indim ve kızların olduğu masaya oturdum.Melis birşeyler anlatıyordu ve Gece de dinliyordu.Merakla ben de Melisi dinlemeye başladım.
"Bakın adam ben cevaplamayınca o kadar çok üstüme geldi ki bir an cidden o kalabalığın içinde ağlayacağımı düşündüm inanabiliyor musunuz ya ama bu da bana ders oldu bundan sonra dersime düzgünce çalışıp gireceğim derse."dedi.İkisi sohbete başladığında daha doğrusu Melis yine bir şeyler anlatmaya başladığında etrafa bakmaya başladım.O çocuğu kafeteryadan çıkarken gördüğümde ise kızlara acilen kalkmam gerektiğini önemli birşey olursa gruba yazmalarını söyledim ve koşar adımlarla kafeteryadan çıktım.
Çocuk bankların olduğu yere gidiyordu yaptığımın ne kadar yanlış olduğunu bilsem de bende çocuğu takip etmeye başladım.Sonunda gölgedeki banklardan birine oturdu ve kulaklığını çıkartıp müzik dinlemeye başladı biraz sonra ise elindeki kitabı açtı ve okumaya başladı.Nasıl konuşmaya başlayacağımı düşünürken pek de bir seçeneğim olmadığını fark ettim ve direkt yanına oturup ne okuduğunu sordum.
"Ne okuyorsun?"
Kitabı bana doğru çevirdiğinde kitabın Kürk Mantolu Madonna olduğunu gördüm.Sohbet açmam lazımdı."Hmm ilk okuyuşun değil dimi?"dedim."İlk okuyuşum."dedi.Alıntı yapmak istiyordum ama spoiler da vermemeliydim o yüzden sayfa kaçta olduğuna baktım.Sayfa 170deydi ve istediğim alıntıyı yapmaya karar verdim."Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz,yaşayıp gidecektim.Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu,benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."alıntısını yaptım.
Çocuk bir bana bir kitaba baktı ve daha sonra"Affedersiniz,tanışıyor muyuz acaba?"dedi.Tebessüm ettim ve elimi uzattım"Ben Ela bu arada."dedim.O da Tebessüm etti ve uzattığım elimi tutarak ismini söyledi.O sırada benim tek odaklanabildiğim ise masmavi olan gözleriydi.Yanından kalkıp fakülteye doğru yürürken ise yüzümde aptal bir sırıtış ve aklımda tek bir şarkı vardı
Ocean blue eyes looking in mine
I feel like I might sink and drown and die.
☆☆☆
Yaklaşık 2 aydır okyanus mavisi gözlerin sahibiyle konuşuyordum.Kızlara bahsetmek istememiştim nedenini bilmiyorum.Onu kendime saklamak istiyordum.Bugün kızların dersi yoktu benimde çok önemli bir dersim yoktu ama onu görebilirim diye gelmiştim.İkimizde tıp okuyorduk.
Dersimden çıktıktan sonra kafeteryaya indim kendime bir kahve aldım ve onu beklemeye başladım.10 dakika sonra geldiğinde yanında arkadaşları da vardı el salladım.Beni görünce gülümsedi ve benden tarafa yürümeye başladı.Arkadaşları da geldiğinde sohbet etmeye başladık.
"Bugün seni çok değer verdiğim biriyle tanıştıracağım." dedi.Heyecanlanmıştım ve kiminle tanıştıracağını merak ediyordum.Merakla"Kiminle"dedim.Bana birazdan görürsün dedi.Beklemeye başladım.Etrafı izlerken kafeteryadan içeriye 1.68boylarında kumral ve çok güzel bir kızın girdiğini gördüm.Kız etrafa bakarken bizim masayı gördü ve gülerek el salladı.Ne olduğunu anlamamıştım.Kız masamızın önüne geldiğinde Bera yerinden kalktı ve kızın yanağından öptü gülümseyerek bize döndü ve "Kız arkadaşım Lavin ile tanışın."dedi.
