MAHPERİ IV +18

XXIX. ~ Kristal Oklar~

Oyve yorum yapmayı unutmayın ♡

🍃

"Sana yemin ederim Lina intikamım fena olacak.  Seni sırılsıklam yapacağım ve asla istediğini vermeyeceğim. " küvetten tamamen uzaklaştım ve kapıdan çıkamadan önce omuzumun üzerinden ona baktım.

"İcraat görelim Ares. Banyo için  de teşekkür ederim.  Bir de sırtımı harika keseledin."

Onun homurdanmasına kulak asmadan  banyodan çıktım. Bedenime dolamış olduğum havlu düşmesin diye sıkıca tuttum. Ares ise henüz banyodan çıkmamıştı.  Bir süreliğine onun gözünün önünde olmasam iyi olurdu. Çünkü onu bu halde bıraktığım için fena bir şekilde kızgındı.

Odama geldiğimde bedenime sarılı olan havluyu çözüp yatağımın üzerine bıraktım.  Oda oldukça soğuk olduğundan dolayı bedenim kısa bir anlığına da olsa üşümüştü.
Hemen dolabıma yöneldim ve en alt çekmeceden iç çamaşırlarımdan bir takım çıkarıp gelişigüzel yatağın üzerine attım.

Daha sonra elime ilk geçen yünlü kırmızı kazağı ve siyah kalın taytı da yatağımın üzerine bıraktıktan sonra hemencecik üzerime geçirdim her birini.

Saçlarım ıslak olduğu için tel tel ayrılmıştı.  Kızıl saçlarım tekrar Buz Taşı'ndan dolayı bana geri dönmüştü.  Mutluydum. Siyah da yakışsa da kızıl bir ayrıydı.  İlk başlarda bana annemin kanını anımsattığı için kesip boyatsam da annemin mutlu olduğunu gördükten sonra kızıl saçlarıma olan nefretim tuz ile buz olmuştu.

Saçlarımı fırça tarak ile tarayıp omzuma attım ve salonda ki sıcacık olan şöminenin başına geçmek için adımladım.  Laura çoktan ben uyanmadan kedim Hera'yı soğuktan üşüşmesin diye cayır cayır yanan şöminenin  yanına yatırmıştı.

Az bir süre sonra salona adım attığımda bedenimi saran sıcaklık ile  tüm kaslarım  gevşedi.

Sıcak gibisi yoktu.  Çoktan geceyarısı olmuştu biraz ısındıktan sonra uyumaya gidebilirdim. Hem böylece  aklımdaki onlarca soruya cevap bulacak zamanım olurdu.

Sabah Ares'in dediği gibi benim taşım sanırım biraz daha içime  yerleşerek tamamen bedenim ile bütünleşecekti. Bir an da Ares'in Buz Taşı'nı kötü biri ele geçirirse onu istediği gibi yönetebileceği aklıma geldi. Tüm geçmişini silip onun olmayan anılar ile şekillendirip tüm benliğini tekrar oluşturacaktı.  Peki bu kukladan hallice olmaz mıydı?
Tam olarak böyle olurdu.

Kukla...

Aklıma aniden tek bir kişi geldi.

İblis...

Kendime kızarak onu düşünmek istemedim. En savunmasız olduğumuz zamanda aklımızda kendine yer bulabilirdi. O yüzden başka şeyler düşünmeye başlayacak iken arkamdan gelen ayak tıkırtısı ile irkilerek arkama döndüm. Ares'in cüsseli bedeni ile karşılamam bir oldu.

"Korkuttun  beni. " dürüst bir şekilde şöminenin karşısında ki minderlerden  birine oturdum.  Ares ise hiç oralı olmadan elindeki şarap  kadehlerini tokuştura tokuştura yanımda ki  mindere oturdu. Artık yan yanaydık.  Sanki dakikalar önce benim ile banyoda samimi anlar yaşayan o değilmiş gibi oldukça rahat ve profesyoneldi. Kadehleri nihayet elinden ayırdı ve yere koyarak her ikisine de yarısına kadar şarap koydu.  Ne yapmaya çalıştığını tam olarak kestiremesem de elinde sonunda anlayacaktım.

Bana uzattı kadehlerden birini lakin ben almakta hâlâ aşırı tereddüt ediyordum. Çünkü banyodan çıkamadan  önce çok idealı konuşmuştu.  Bu yüzden hemen yelkenlerdi suya indiremezdim.