XIIX.~Ruhlar Hanı~

12.3K 663 640
                                    

Şarkımız:[Apocalypse; Cigarettes After Sex ]

                                       🍃

~Ares Labrenos ~

Kartların seçiminin üzerinden bir hafta geçti.

Ve o kadın bugün de gelmedi...

                                     ❄

                                     ❄

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Şimdiki zaman)

Aklımın içinde dolaşan mavi gözler aklımı karıştırmaya devam ederken sol yanımda inanılmaz bir acı belirdiği için sağ elim otomatik bir şekilde sol yanıma gitti.

Sevgi bu kadar acıtır mıydı? Bunun adı sevgi miydi? Yoksa ruhumun
üzerine çöken vicdan azabı mıydı?
Lina'ya her yaklaştığımda yalanlar gözlerimin önünde bir bir dizilirken kendimden bir kez daha nefret etmeye itiyordu bu beni çünkü bu çok adiceydi.

Ne değişmişti peki? Bu sorunun cevabını biliyordum zaten. Ben hiç yenilmem derken çok büyük bozguna uğramış bir ölümlüye yenilemiştim.

Ve bu en güzel yeniliş olmalıydı.

Kartlardaki kadının gelmesini tam üç yıl beklemiştim gelmeyeceğini bu kartların saçmalıktan ibaret olduğuna inanmayı sürdürecekken güneş batmış ay Ashia'nın dediği gibi tüm geceye hakim olmuştu. Ona ilk başlarda kaba davrandığım için ve güvenilmez bulduğumdan dolayı çok üstüne gitsem de onu zorda olsa yanımda tutmayı başarmıştım.

Onun geldiği vakti net bir şekilde hatırlıyorum. Bana söylediği onca hakaret dolu sözlere aldırış etmiyordum çünkü ona hak veriyordum. Araf dünyadan çok farklı bir yerdi. Kurtulmak için çok uğraşsa da onu hayatta tutmak mecburiyetindeydim. İlk başlarda sadece benim için olsa da artık ikimiz için hayatta kalmak zorundaydı. Aynı benim yok olmamam gibi.

Tanrı onu benim eşim olarak seçmişti. Yavaş yavaş tamamen ruhlarımız ve kalplerimiz birbirine dolanacak ikimiz sonsuza kadar birlikte olacaktık. O yüzden sonunda bana gelmişti.
Kalbimi kontrol etmek zorunda ve Lina'yı Araf 'ta yaşatabilmek için ölümsüz yapmak zorundaydım aksi takdirde o da Diana gibi bir gün ölümü tadacaktı.
Ama tabi önce Buz Taşı'na ulaşmam gerekiyordu. İmkansızlıklardan doğacak bir taşa hem de...

Ve o kadın beni yok etmek için Araf'a ayak basmıştı.

Kalbimin acısı ve sırtımdaki acı birbiri ile karışırken bana inanılmaz bir ızdırap bahşediyordu. Onu her öptüğümde sırtımın acıdığını zannederken aslında acıyan tek şey sırtım değilmiş. Sol tarafım onun için yok oluyordu. Yavaş yavaş kalbim oluşmaya başlıyordu ve bu kahrolası acı beni yok edecekti. Sırtımdaki acıları yok etmek kolaydı lakin oluşacak kalbimin acısı nasıl yok olacaktı hiçbir fikrim yoktu.

Hiç aşık olmayan ben bu gerçekle nasıl yüzleşecektim merak ediyordum. Yıllardan beri atmayan kalbim nasıl bir şeydi? Ritmini ilk duyduğumda nasıl tepki verecektim? Çok mu canım yanacaktı?

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin