-8-

524 49 9
                                    

Harry, Riddle'dan ayrıldığında, yaşadığı adrenalinden tüm vücudu yanıyordu. Bacakları, elleri titriyordu ve yere düştüğünde acıttığı parmak eklemleri zonkluyordu. Bunların hiçbiri gerçek görünmüyordu.

Onu öldürmeye çalışmıştı.

Kelimeler bile kafasına sığmıyordu. Riddle'ın sersemlemiş yüzünün görüntüsü, öfke ve inançsızlıkla karışarak çevresine üşüşmüştü.

Riddle az önce onu öldürmeye çalışmıştı.

Harry şişmiş ve kızarmış parmak boğumlarına baktı ve bir memnuniyet sarsıntısı hissetti. Bu ona ders olacaktı. O piçin burnunu kırmış olmasını, iyileştiğinde hala formda değil çarpık olmasını ve sonsuza dek ona bir hatırlatıcı olmasını umuyordu.

Tüm bunlar olmadan önce, geçmişte oldukları gün, Riddle'ı öldürmeliydi. Aptal ateşkese ve aptal akıl oyunlarına kanmamalıydı.

Neden şaşırmıştı? O Tom Riddle'dı .

Ve unutmuştu. Unutmak için kendine izin vermişti. Riddle'ın onu öldürmeye çalışacağını ya da büyülenmiş gibi göründüğü bağı kırmak için her şeyi yapabileceğini hiç düşünmemişti.

Hala büyülenmiş görünüyordu.

Harry düellolarını bitirirken yüzündeki tuhaf ifadeyi düşündü. Neredeyse heyecanlı görünüyordu. Sanki Harry bilinmeyen sihirli güçlere sahip yeni, parlak bir nesneymiş gibi.

'Senden gerçekten hoşlanıyordum.'

Bilgi aramaya devam edecek miydi? Daha fazlasını öğrenmeye çalışacak mıydı?

'Son zamanlarda burada olan en ilginç şeysin.'

O bir canavardı. Ondaki hiçbir insanlık pırıltısının zerresi yoktu. Peki ya bazen sinirlenseydi, ya da korksaydı? Kulağa eğlenceli mi yoksa ilginç mi gelirdi?

Her zaman sadece kendini düşünürse düşünsün, ne fark ederdi ki?

Yavaş yavaş Harry'nin zihni dengelendi, düşünceleri yavaşladı. Kördü, bir süreliğine unutmasına izin vermişti. Ama artık Riddle'ın nasıl biri olduğundan emindi, ondan neden uzak durması gerektiğini açıkça hatırlıyordu.

Dikkatsiz bakışları ve sesindeki soğukluk, kendinden emin tınısı. Görünüşü, Harry sergilenen egzotik bir hayvan gibiydi. Kelimenin tam anlamıyla, ilgisi kaybolana kadar inceleme niyetiyle bakmıştı.

Harry başını salladı. Portreler olduğu yerde donup kaldı ve donuk gözlerle ona baktı. Büyüyü kaldırması için onu zorlayarak protesto ettiklerini neredeyse hissedebiliyordu.

Riddle, çataldilini öğrenmişti, yapbozun yeni bir parçasını almıştı, bu sadece şüphelerini artırmıştı. Harry bunun olmasına izin vermemeliydi. Ama tüm çabalarına rağmen bu tekrar olmuştu, liste büyümüş ve büyümüştü ...

Amaç neydi?

Gözleri kızarmıştı ve başı ağrıdan patlıyordu.

Harry günlüğü bulsaydı ve yüzüğü alsaydı onu öldürebilirdi. Bu tehlikeli bir düşünceydi. Aklına eziyet ediyordu, ama ona boyun eğmeyecekti. Yapamazdı O bir katil değildi. Ama alternatif neydi?

Ağzında acı bir tat vardı. Hermione'ye benzeyen bir ses kafasının içinden geçti. 'Aptal,' dedi. 'Aptal, aptal, aptal.' Onu görmezden geldi. Tüm bunları görmezden geldi. Sadece Riddle'ın siyah gözleri ve kanayan burnu....

Onu öldürmeye çalışmıştı. Ve yüzündeki o tuhaf ifade...

'Umurumda değil, kahretsin. Bunların hiçbiri önemli değil'

RUHLAR NEDEN OLUŞUR // TOMARRY ÇEVİRİWhere stories live. Discover now