DÜK'ÜN İSTANBULLU KARISI

4 📖

Merhabalar uzun bir süreden sonra tekrar geldim 👋

Eva ve stef ile yemek odasına inmiştik çocuklar benden çok çekiniyor ve korkuyorlardı. Ben bu durumu gerçekten çok garipsiyordum, aslında kitapta ikinci anneleri çok iyi davranıyor diye yazmıştı yazar bilmiyorum olayın derinliklerini tam okumadım. Yemek odası gerçekten çok şatafatlı bir yer idi tavanda asılı olan avize tarzı şamdanlar günlük tek tek yakılıyordu benim içim daralırdı kasvet kokuyor du resmen bu odada eşyalar çok güzel di aslında beyaz koltuk siyah orta sehpa halı bayağı pahalı idi ama çok karışık desenleri vardı. Etrafı çok inceledigimi anlayınca yanımıza orta yaşlı hafif balık etli bir kadın gelip eteklerinin ucundan tutup selam verdi gülümsedim kadına

" Defne hanım kahvaltı hazır hemen servise başlıyoruz dilersiniz " diyen kadına kafa mı salladım

" tabiki çok acıktık, bide isminiz neydi gerçekten isim hafızam hiç iyi değil " dediğimde bu kadın da şaşkınca bakıp biraz duraksadı.

" ismim rose efendim " diyip gülümsedi

" tamam teşekkür ederim çocuklar daha fazla beklemesin lütfen servise başlarmısınız rose hanım " dediğimde kadın uzaklaştı, bende çocuklara baktığımda hâlâ şaşkın ördek gibi bakıyorlardı ama bende öyleyim aynı çocuklar gibiydim.

Adrian beyde ses seda yoktu bugün erken çıkıp gitmişti banane ki hem

" Defne hanım birazdan temizlik mi yapacağız " diyen Eva ya gülümsedim

" evet canım temizlik günü bugün hadi çabucak kahvaltımızı yapalım " derken Eva saçlarını kaşıyor du kesin birleşmişti bu çocuklar alelacele birşeyler yiyip hemen çocukların odasına gittik iki hizmetli kız ile birlikte Aria ve Hanna ile odaya girmiştik kızlar bana bakıyor birşeyleri anlamaya çalışıyor du.

" şey Defne hanım siz temizlik yapmayı sevmezdiniz hatta çocukların odasını asla temizletmez ve stef ile ava ya temizletirdiniz " diyen Hanna ya şaşkınca baktım. Çünkü bunlar yazılı değildi bu kitabın görünmez tarafı neydi ben bu kitabın aslını nerden bulurum ki.

" kızlar artık böyle her yer temiz olmalı ilk başta çocukların hijyeni önemli ve galiba çocuklar bitlenmiş birini gorevlendir Aria çocukların saçlarını temizlesinler, Hanna sende kirli olan kıyafetleri topla ve yıkamaya verirmisin canım " dediğimde kızlar kafalarını sallayıp işe koyulduk ben temizliği çok severdim evime asla temizlikçi çağırmamış biri olarak bu evrede bı el atmam gerekiyor du gerçi ne zamana kadar burada olurum bilmiyorum ama çocuklar bir temiz evde güne uyansın istiyordum.

Yatak çarşaflari resmen kirden görünmüyor du bakteri yuvası olmuştu onları toplayıp çöpe gönderdim temiz kıyafetleri kalmayan çocukların bütün kıyafetleri yıkanıp eskiler atılmıştı çok az bı kıyafetleri kalmıştı. Yeni kıyafetler ve yeni şeyler alınacaktı camlar tertemiz silmiştim dolapları silip perdeleri de yıkatmış ve tekrar yerine takılmış tı yatak altına kadar her yeri Aria ile silip kokulu esans koymuştum. Yeni yastıklara yeni kılıflar geçirip yeni yataklari da yerine yerleştirip çarşaflarını çekmiştik yorganlarını tertemiz yıkayıp kuruması için sermiştik ama kurumamıştı yeni yorganlara da yüzlerini geçirip odayı tertemiz etmiştik, dediğim gibi çocukların başları da temizlenmiş kuruyan kıyafetleri de yerleştirerek çıkmıştık kuruyan halıyı evin kahyası olan Samuel bey getirmişti o kirli halıyı erkeklere yıkatmıştım kadın gücü yetmez idi.

Biz yorgunlukla kızlarla kendimizi oturma odasındaki kanepeye atmıştık kızlar oturmakta tereddüt etsede oturttum rose hanım da çay getirmişti ama ben hayatım boyunca siyah çaydan başka birşey içmemiştim sevmiyordum .

"Teşekkür ederim sizde dinlenin, çocuklar yemeklerini yediler sizde yoruldunuz rose hanım" dediğimde yine şaşkın şaşkın bakan kadınlara baktım. Yerini aldığım kadın bu insanlara ne yapmıştı ki her dediğime şaşırıyorlar dı. Aria ve Hanna utanarak sanki diken üstünde duruyor gibi çaylarını içerken muhabbet etmek amaçlı kızlar döndüm

" eee kızlar siz evlimisiniz bekar mi "  ilk söze giren Hanna olmuştu sarı doğal saçları yeşil gözlü çok hoş bir kadındı doğaldı gülümsedi heyecan ile biraz etrafına bakımın

" şey Defne hanım benim bir sevdigin var ama maddi durum olmadığı için evlenemiyoruz " dedi

"Haydi ya burada mı çalışıyor " dediğimde gülümsedi kafa salladı.

" evet hanımefendi atların bakımını yapıyor " diyip utançla eğdi kafasını

"İstersen Adrian  ile konuşayım ne dersin " dediğimde

"Gerçekten mi " dedi her an ağlayacak gibi kafamı sallayıp soğuyan yeşil çaydan bir yudum aldım değişik bir aroması var dı.

"Aria sen peki " dediğimde biraz düşündü

"Benim sevdiğim de yok sevenim de yok " diyip kestirip attı. Oturma odasının kapısı açılınca Adrian içeri girmişti kızlar hemen toparlanıp giderken Adrianı selamlamayı unutmadılar. Ben yerimden kalkmayacak haldiydim ama bir şey buldu umuduyla gözlerine baktım Adrian kızların kalktığı koltuğa otup ceketini çıkarıp hizmetli kıza verdi

" bana yiyecek birşeyler hazırladılar " diyemce kız da elinde ki ceket ile koşar adım çıktı .

" eee birşey buldun mu Adrian" dedim heyecan ile bana ters bir bakış attı

"Araştırıyorum defne bu kolay bir büyü değil yapan kişiler çok yaşlı bilge büyücüler ve abin de o büyücülerin içinde olabilir" diyince bir şok daha geçirdim abim nasıl büyücü olacaktı ki saçmalıyor du.

" Böyle bir saçmalığa inanacağımımi sandın "

" ister inan ister inanma" diyerek tersledi beni odun o leydi olacak kadına kedi bize aslan ne âlâ memleket

"Ne düşünüyorsun sinirli sinirli "

"Sanane ben bugün çocuklar la yatacağım kötü geceler hatta yaylar girsin " dediğim yine ters ters baktı

"Ne terbiyeli bir kadın ama " derken sinirli gibi değildi

"Zıkkımın kökü Adrian " diyip havalı bir kalkış yaptım ama kor talihim bana nanik yapıyor olmalı ki giydiğim elbiseye basıp yere kapaklandım öküz Adrian ne yaptı sadece bacağını biraz ileri çekti

"Seni medeniyet görmemiş barbar herif " diyip kalktım ve kahkahasını duydum abi eğer büyücü çıkarsan yeminle seni kendi büyü kitabın ile öldürürüm...