1.0

144 20 149
                                    

Amelia

İşten sonra eve dönmüş, biraz dinlendikten sonra da yemek yemiştim. Dün ve bugün birleşince görece yorucu günler olmuştu. Harry'nin kurabiye yapışı, ona her şeyi anlatmam, onun bana anlatması sonra sarhoş olmam. Benimle uğraşması, bugünkü alakasız tavrı, soğukluğu, Joshua'nın mesajları. İki gündür bir çeşit kaosun içerisindeydim ve düzelmesini istiyordum ancak hiç umutlu değildim.

Koltukta uzanıp televizyon izlerken telefonumun çalmasıyla yastıkların arasında bulup aramayı cevaplamam birkaç dakikamı aldı bu da aramanın da tekrar etmesine neden oldu. Ekranda Ethan'ın adını görmemle yüzüme büyük bir gülümseme yerleşti.

"Selam," diyerek açtım telefonu. Karşı taraftan bir kıkırdı geldi. Kısa bir sohbetten sonra Ethan bana son zamanlarda uygun fiyatıyla ve sözde yüksek kalitesiyle -yalandı- gündemde olan bir boya markasını ve kullanıp kullanmadığımı sordu. Ona göre satın alacaktı.

"Hayır hayır, o hataya ben de düştüm sakın o markadan alma. Çok kötü boyaları, ben sana bir liste atayım kullanabileceğin bir tık daha uygun fiyatlı boyalar için, olur mu?"

Öğrenciyken ister istemez çok fazla deneme yanılamaya düşüyorduk ve epey boya harcıyorduk. Bu durumda hep en kalitelileri kullanmaya bazen maddi olarak yetemeyebiliyorduk. Ben de bu yollardan geçmiştim. Ethan'ın bir geliri de yoktu. Abisinin iyi kazandıran bir dükkanı vardı ama yine de tutumlu olmakta fayda vardı.

Ethan ile konuşurken kapı çaldığında kimseyi beklemediğim için şaşırdım. Bir taraftan "Çok iyi olur, boşuna bir ton para harcamak istemiyorum şu an, hocalar da diretmiyorlar şu marka olsun diye şansıma." diyen Ethan'ı dinlerken öte yandan kapıyı açmak için ilerliyordum.

"Kapımda olma ihtimalin kaç?"

"Sıfır? Evini bilmiyorum ki." Gülerek cevapladığında ona hak verdim ancak gayet Harry'den öğrenmiş olabilirdi. "Ayrıca abim sırf seni rahatsız edeceğimi düşündüğü için adresini vermezdi. Aklından geçen buysa eğer."

"Harry duymasın." dedim kapının önüne geldiğim sırada.

"Evde değil," İç çekerek konuştu. Evde tek kaldığı için sıkıldığını düşündüm. Belki onu cidden davet edebilirdim. Birlikte resim yapardık. Ama "Dışarı çıktı yine Aline ile." diye devam ettiğinde canını sıkanın Aline olduğunu anladım. Nedense ona ısınamamıştı, oysa çok tatlı biri gibi görünüyordu.

Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişiyle donakaldım. Ethan ona cevap vermediğim için adımı söylerken ben karşımda gülümseyen surata bakıyordum. "Joshua." dedim dişlerimin arasından.

"O ne alaka ya?"

"Burada ne işin var." dedim Ethan'ın sorusunu duymazdan gelerek. Ne yüzle kapıma kadar geliyordu.

"Kravatımı almaya geleceğimi söylemiştim."

"Ben de sana yaktığımı söylemiştim."

"İnanmıyorum, şaka yapıyorsun. Benim için önemini bilirken yakmış olamazsın, içeri bakmam lazım." İçeri doğru bir adım atacaktı ki göğsünden ittirdim. "Amelia." Tavrı hemen değişti, sesi sertleşti. Pek sabırlı bir insan değildi.

"İnan bana senin için önemi umurumda değil, ayrıca yalancı olan sensin hatırlatırım."

"Siktir, Joshua kapında. Tehlikede misin? Amelia cevap versene bana? Adresin-"

Beni bir kenara çekip zorla içeri girdiğinde "Joshua!" diye bağırdım sinirle. Telefonu da kapatıp cebime attım. Umursamadan adımlarını yatak odama yönlendirdi, onu tekrar evimde görmek midemi bulandırdığından bir an olduğum yerde kaldım. Sonrasında peşinden odama geçtim ama beni dinlemeyeceğini fark edince pes ettim. Dolapları, çekmeceleri karıştırdığını gördüm. En azından bir düzen hastası olduğu için arkasını dağınık bırakmıyordu. Her yere baktı, zaten burayı avucunun içi gibi biliyordu.

Flowers in the Window | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin