"Dudaklarımı yavaşça boynuna götürdüm öpmeye kıyamıyordum bu nasıl bir duygu, en garibi de Rojin hiç rahatsız olmuyordu, çocuk gibiydi sanki,"

Rojin'e dönelim.

"Bu nasıl birşey Çağrı'nın elimi tutmasına bile izin vermiyordum. Şimdi ise dudakları boynumda ben onun kollarında itiraf ediyorum çok mutluydum."

Nerden bakarsan dört yıldır tanışıyoruz ilk defa böyle bir yakınlık oldu aramızda.

Çağrı aklı başında gayet mütevazı bir kişiliğe sahipti onun yanında kendimi güvende hissediyordum.

Ben güven duygusuna çok önem veriyordum.

Hayatımda geçen bütün akrabalarım maalesef benim için birer fiyaskoydu onun için güvendiğim bir insanla olmak bulunmaz bir nimet olmuştu.

Çağrı' yı bu gece bana getiren kaderdi bunu tamamen algılamıştım.

Zaten sürekli bana evlilik imasında bulunuyor bense kendimi hep geri çekiyordum.

Bu gece gelmesi bizim böyle yakınlaşmamız bir tesadüf değildi. Tamamen kaderin bana bir lütüfüydü.

Onun için bu gece Çağrı bana evlenme teklifi yaparsa evet diyecektim.

Öyle bir duygu seline girmiştim ki,

Hayır diyecek yada düşünecem ayağına yatmayacaktım.

Ben bu düşünceler içindeyken Çağrı hafifçe elinin çenemin altında yerleştirip yüzüne doğru kaldırdı.

Yüzünde müthiş bir mutluluk olduğunu fark ettim.

Bana bakarak "sen neden bu kadar üzgünsün, biri sana bir şeymi "dedi.

"Korkutuyorsun beni güzellim " diye ekledi.

Ben yine başımı onun göğsüne bastırdım.

Çok iyi geliyordu bana öyle durmak. Bütün yanlızlığımı unutmuştum sanki,

Yine boynumdan öptüğünü hissettim.

Beni göğsüne daha çok bastırdı, ve o tarihi sözü söyledi "Kürt kızı beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum" dedi tebessüm ederek,

Evet seviyorum dum hemde çok yalan yoktu, ama duygularımı belli etmekte beni küçük düşürecekti,

O böyle söyleyince ben kendimi ondan sıyrıldım,

Hafifçe güldüm, "yok ya sevmek değilde çok duygulandım be laz oğlanı "dedim.

"Yanlız olduğumu biliyor sun yarında mezuniyet törenim var, seni birden karşımda görünce farkında olmadan kendimi salıverdim. Bir nevi duygu seli yaşadım."

"Yani senlik birşey yok yanlış anlama canım,"

Çağrı ya dedi" tamam o zaman ben yarın nişanlanıyorum."

O öyle söyleyince benim sanki kalbim durdu beynim uyuştu aldığım nefesler sanki beni boğuyor du,

Çağrı elinde ki çikolata ve çiçekleri bırakıp, kapıya doğru ilerlerken ben sanki ölüm fermanı verilmiş mahkum gibi donmuştum.

Bana ne olduğunu anlamadan birden yere yığıldım.

Gözümü açtığımda kanepe de uzanmış bir halde olduğumu fark ettim.

Ne olmuştu bana hiç bir fikrim yoktu,

Başım kazan gibiydi sanki içinde davul zurna çalınıyor du,

Başımı sol tarafıma çevirdiğimde Çağrı'nın
Uyuduğunu gördüm.

Ne kadar masumca uyumuştu kıyamam ya dedi içimde ki ses,

Saatte baktım saat daha sabahın beş'iydi, evet erkendi biraz uyusam iyi olurdu, beni merak basmıştı ne uykusu diye irkildim.

Ben nasıl bu kanepeye gelmiştim.

Neden? yatağımda değilde burda yatmıştım.?

En iyisi kalkmak kahvaltı hazırlamak, bir kahve içip kenfime gelmek yoksa kafamın ne ağrısı geçecekti ne merakım,

Kendime kahveyi yapıp oturdum, bir yudum kahveyi içtiğim anda zihnimin açıldığını fark ettim.

Gece ne olduysa flim şeridi gibi tek tek gözümün önüne geliyordu sanki,

Ayyy çok utandım. Nasıl ya gece ağlamıştım. Çocuk gibi Çağrı'ya sarılmıştım.

O da yetmezmiş gibi birde Feriha gibi bayılmışım..

Benden bu kadar herkese güzel okumalar hadi yoruma gelin.

☘️

Kadın Olmak Where stories live. Discover now