"Aylar sonra,"

19 16 0
                                    

Günler haftalar ve aylar nasıl geçmişti,  büyüklerimizin sayılı günler çabuk geçer dedikleri böyle birşeydi herhalde,

Burda ki yaklaşık otuz kadın, kendilerini savunacak ve hatta savaşacak kadar dövüşün bütün kurallarını çok iyi öğrenmişlerdi.

Daha öncede dediğim gibi aralarında bir kadın vardı ki hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacak kadar öfkeliydi acıma duygusu yokmuş gibi davranıyordu, dövüştüğü bütün rakiplerinin gözlerinin yaşlarına asla bakmıyordu,

"Benim merak konum olmuştu, ne yaşamış olabilir ki, diye düşünmeden edemiyorum dum taki bir gün onunla dövüşünce onu yere serdiğimde gözlerime öfkeyle bakıncaya kadar,"

Çektim kolundan yanlız konuşacağız dedim.Israrla kolundan çekip,kimsenin bizi rahatsız etmeyeceği bir yere gittik. Onun gözlerinin içine bakarak bana ne yaşadığını söylemeden şurdan şuraya gitmeyeceksin dedim. Baktı ki benim onun yakasından düşeceğim yok başladı anlatmaya,

Kendisinin anne sevgisinden yoksun büyüdüğünü, annesini hiç hatırlamadığını üvey anne tarafından büyüdüğünü, baba şefkati nedir? Nasıl bir şey olduğunu bilmediğini! Haksız yere dayak yediğini, yediği dayak sayısını unuttuğunu, 15 yaşında onların şiddetinden kurtulmak için 20 yaşındaki bir komşu oğluna kaçtığını, yağmurdan kaçarken doluya tutuldum dedi,ben nasıl yani, o da şöyle devam etti, baba evinde en azından dayak yediğimde bir köşeye sinip kendi başıma kalıyordum, ama koca evi bambaşka bir zülümdü,

Kaçtığım adam yanlızca kendi şehvettini tatmin etmek için beni kaçırmıştı, onun için benimle şehvet dışında hiç alakası yoktu bir gün bile bana iyimisin dediğini hatırlamıyorum,ondan hariç evde yedi kişi daha vardı, bunlarda bana tiksinerek bakıyorlardı, benim hiç sesim çıkmıyordu, çıksa ne diyecektim ki! Ne gidecek yerim nede sığınacak bir akrabam vardı, onlarda bunu bildiklerinden ellerinden geleni ardına koyuyorlardı. Ben hem yetim hemde öksüz biriydim. Zaten küçükken üvey anne ellinde çektiğim kadarını çekmiştim. Yani iyi bir sözün ne olduğunu bilmiyordum, bu ailenin de geldiğim yerden bir farkları yoktu, bunlar beni kapı dışarı etse gidecek yerim yoktu öylece yaptıkları bütün zülümleri sineye çekiyordum.

Bu zülüm günlerim gün geçtikçe daha da şiddetleniyordu,kaynana ayrı kayın baba ayrı çocukları ayrı, kocam olan şerefsiz de ayrı bir dert olmuştu, büyümüş olacağım ki çekemiyordum artık,ben bu kadar aşağılık bir varlık değildim. Bunun farkında olmam için büyümem gerekiyormuş,

Ben ne çocuk oldum nede genç bir kız çocuğu, benim dünyada hiç gerçekten bir yakınım olmadı,

Sonra sözlerine şöyle devam etti.bir akşam yemekleri yapmış sofrayı kurmuştum. Herkes yemeklerini yemiş birer birer sofradan kalkıp televizyon karşısında oturmuşlardı, bana seslenerek bize çay getir dedi. Bana bakarak biliyormusun benim o evde ismim beslemeydi,

Neyse çayı demleyip önlerine koydum, kocam bardağı kaldırıp bu bardağı sen yıkamadın mı, besleme dedi. Bende yıkadım dedim. Onun annesine dönerek annem de şahit yıkadım dedim. Kadın bana bakarak üstüme iyilik sağlık nerden ben senin şahidin oluyorum dedi, bende anne Allah aşkına söyle sende ordaydın. Kadın sırf oğlu kalksın beni dövsün  diye valla oğlum yalan söylüyor benim onun yaptıklarından haberim yok dedi.

Zaten sahipsiz olduğumun farkındaydım. Onlar bana işkence yaptıklarında daha da çok hissediyordum bunu, neyse o malum akşama dönelim,kocam olan adam bütün ailenin gözü önünde saçımdan tutup sokak ortasında evire çevire dövdü, bir Allah kulluda kalkıp neden dövüyorsun demedi, taki o kalabalığın ortasında gelen bir kadın sesi ulan Allahsızlar bu kadının ne kabahati var da bu işkenceyi yapıyorsun madem istemiyorsun boşa gitsin, ne diye üzümün çöpü diye, sebep uydurup dövüyorsun dedi beni onların ellerinden kurtarıp karakolla götürecekti ki,ben bırak abla boşver Allah'larından  bulsunlar dedim. Bir kaç gün o kadının evinde kaldım.sonra bana iş buldu böylelikle birde apart şuan hala orda kalıyorum,

O adam bana resmi nikah kıymamıştı onun için boşanmamız kolay oldu, geçen gün bir adamın sözlü tacizine maruz kaldım. Daha bir sürü kişi tarafında sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldım. Kendimi nasıl korurum derdine düştüm bir türlü müsait olup spor salonuna gidip ders alamıyordum.taki senin sosyal medyada çığır açan videonu görene kadar, senin bizide bildiğin bu yetenekte mahrum etmeyeceğini anlamıştım. Bunun için buraya geldim.dedi,

Ben onun anlattığı bu hikayeden, çok etkilenmiştim,elimden olmadan gözlerimden yaşlar peşpeşe akıyordu, ağlama Rojin dedi.  Sonra sözlerine şöyle devam etti,başıma bunlar gelmeseydi seni tanımayacaktım, acı bir tebessümle, gözlerimi silip ona döndüm. Kaç yıldır yanlız yaşıyorsun oda beş yıldır dedi şimdi kaç yaşındasın, o da 24 dedi. Ha bu arada kızın ismini size söylemeyi unuttum,dimi kızın ismi Selma,

Dokuz aydır tanıyordum Selma'yı iyi bir öğrenciydi, öfkeli olması dışında okullar tatil olmaya yakındı, bu yaz ne iş yaparım malum tatil olacak üç ay dedim kendi kendime,biraz sesli düşünmüştüm Selma bana bakarak, memleketine mi dönecek sin dedi.Ben hüzünle yüzüne baktım. Memleket öyle mi dönsem ne olacak ki ne gidecek bir yerim nede kalacak evim var dedim. Bana bakarak sende bir yere gitme burda yani Ankara'da kal ne olacak burda bir ev tutup oturursun. İstersen seninle birlikte kalırız dedi. Aslında düşününce iyi bir fikir olabilir di,

Kirayı paylaşırız hem yanlızlık derdinden kurtulmuş olurum. Zeynep abla dan izin alıp bu yaz kardeşlerimide belki yanıma alırım kim bilir dedim. Hafifçe tebessüm ettim.Selma'nın yüzüne bakarak, oturduğumuz yerden ezan sesi çok güzel geliyordu, bu ezan sesinin İlahi bir çağrı olduğunun farkındayım. Selma'ya hadi kalk gidelim dedim. Selma bana nereye gidiyoruz dedi merakla ben ona gel bakalım banada sanada çok iyi gelecek bir yere gideceğiz dedim.

Caminin kapısına geldiğimde, Selma kolumdan tutup buraya neden geldik ne alaka dedi." Ben ona emin ol burası benim ve senin için çok iyi olacak dedim..

Kadınlara ayrılmış lavabo da abdest alıp, kadınlara yine  ayrılmış üst kata çıkıp orda imamın sohbettini dinlemeye koyulduk,
 

İmam cemaatine arkadaşlar bu günkü sohbet konumuz,bu dünyada ne işimizin olduğu, bizim bu dünyada olmamızın tek sebebi nedir, onu konuşmak istiyorum,

Allah bizi bu dünyaya başı boş gezelim istediğimizi yapalım diye göndermemiştir, bunun farkında olmadan yaşayan bir sürü insan var, yarın hesap gününde Allah bize soracak mazlumun halinden, mazlum iki sınıftır, biri insanlar biride hayvanlar,

İmam şöyle devam etti, mesela bana soracak, senin komşunun karısı dayak yerken sustun çocuğuna işkence yaparken sen sustun, hayvana işkence yapılırken sustun sen nasıl alimsin, birde utanmadan alimim diye ortalıkta dolaştın şimdi hangi yüzle karşımdasın dese ben ne derim,

Kadına şiddetten sakının, çocuklara şiddetten sakının, hayvana şiddetten sakının, bunların hesabı tek tek sorulacak, Allah hiç bir haksızlığa göz yumuyacak, yaptığımız herşeyi sağımızda ve solumuzda olan kiramme katipleri tarafından yazılıyor,(yani melekler) bunun farkında olup, ona göre davranalım, bu dünyaya tek gelme amacımız Allah tarafından imtihan ( yani sınav olmamız ) bunu bilmeyen müslüman yoktur, diye düşünüyorum,dedi imam,

İnsanı insan yapan merhamettir, merhamet olmasa insanın hayvandan aşağı tarafı kalmaz ki, hiç bir kadın dayağı haketmez, hiç bir kadın öldürülmeyi haketmez bunu nasıl bir hak olarak görüyorlar kendilerinden anlamıyorum dedi imam efendi,

Adam karısını boşamış, bitmiş herşey, yine gelip kadını evinde yada iş yerinde, yahut sokak ortasına öldürüyor neymiş namus davasıymış falan günde filan kişiyle bunu yaşamışda, haşa ben Allah adına karar veriyorum bu kadın ölümü hak etmiş, diyor,

Sen kimsin Allah'ın yarattığı,bir varlığı öldürüyorsun, bu cesareti kimden buldun,be vicdansız mahlukat,

Sonra dediki ey cemaatti müslim kadınlar Allah'ın verdiği birer emanettir, onlar  erkeklere göre narin yaratılmış birer varlık olduklarını unutmayalım deyip sözünü bittirdi,

Umarım beğenirsiniz lütfen beğeni ve yorum yapmayı unutmayın,🤗🤗

Kadın Olmak Where stories live. Discover now