8. Bölüm

33.9K 1.4K 433
                                    

Selammmm.

Nasılsınız bebekler?

Yaptığınız yorumlara baktıkça kitapta yanlış yaptığım, yazdığım yerler olduğunu farkettim. En kısa zamanda onları gözden geçiriceğim. Bunun için özürlerimi kabul edin lütfen 💚

Şimdi çok oyalanmadan bölüme geçelim;)

Bölüm şarkısı; Swedish House Mafia, The Weeknd - Moth To A Flame

Umarım beğenirsiniz....

💚


🕯️

•°°•°°•

Bir kız vardı. Yanlız geçirdiği her bir gün, kendini kaybettiği her bir adımla ilerliyordu. Attığı her adım belki de sonu getiriyordu ama o durmadan yürümeye devam ediyordu. İçinde ne başkalarına ne de kendine acıma duygusu vardı. İstekleri huzurdu ama kalbine saplanan ihanet duygusu isteklerini basit bir çöp gibi fırlatıyordu. O kız, içimde yaşayan diğer insanlardan biriydi.

Günler zaman akışıyla beraber çabuk geçmişti. Bu süre içinde ne Pars aramıştı ne de Kerim. Polen konusunda hala elle tutulur bir bilgim yoktu, Pars'ı aramak istemiştim ama buna cidden cesaret edemiyordum. Neden bilmiyorum ama tam aramak üzereyken sanki görünmez eller beni durmam için zorluyordu. O ellere karşı tek yapabildiğim itaat etmek oluyordu.

Davet akşamından beri belki de tek yaptığım uyumak olmuştu. Günlerdir sürekli uyumama rağmen hala yorgunluktan başım ağrıyodu. İki gün önce Beste eve gelmişti, ona ilk kapıyı açtığımda karşısında bir hayalet görmeyi beklemiyor olacak ki beni azarlayıp durmuştu. Evet bu günler içinde Beste tarafından 'hayalet' olarak hayatıma devam etmiştim. En son ise Dolunay beni resmen sürükleyerek yataktan çıkarmıştı. Sabah erken uyandığımız için koşu yapmıştık, şimdi ise Dolunayla birlikte kafede oturmuş kahve içiyorduk.

Kahvemden küçük bir yudum alıp arkama yaslandım. Elimi şakaklarıma koyup başımın ağrısını geçirmesi umuduyla ovmaya başladım.

"Geçen gün annem aradı, sordu işte neler yapıyorsun diye," konuşmaya başladı. " Dedim ki anne ben iki haftadır psikopat arkadaşlar edindim. Bir gün biri mekana götürür, öbür gün diğeri evinde silahlı çatışma çıkar filan, anlatıyorum kadın inanmıyor. Yok onuda geçtim gülüyor bide ya. Ya işim gücüm yok sana yalan mı söylicem ben." Şikayet eder gibi ellerini savurdu.

Gözlerimi devirdim. "Kadına cidden silahlı çatışma çıktı mı dedin?"

"Dedim tabii, kadın elli iki yıllık ömrü hayatında silah görmemiştir, eh bende çıktım karşısına dedim ki bak kızın senin hayatında bile görmediğin şeyleri gördü etraf kurşuna dizildi, az övün."

"O ne tepki verdi peki?" İstemeden sordum.

"Tam bir kaçık olduğumu söyledi" diye başını salladı. Sırıtıp kahvemi içmeye devam ettim.

"O değil de davet günü bildiğin götümden soluyordum. Aradan geçen günlerde bile etrafta soğuk terler akıtarak geziyorum. Ben bu kadar kötü durumda olayım biricik sultanım, annem benimle dalga geçsin!"

KIRIK +18Onde as histórias ganham vida. Descobre agora