5

118 10 35
                                    


Minho'dan

Zil çalmıştı. Hocanın sınıfa gelme ihtimali ile kapıyı çalarak girmiştim. Changbin diğerlerinin yanına gitmişti.

Duyulan "Gel" komutuyla anladım hocanın sınıfa geldiğini. Ve şuan büyük ihtimalle Jisung, hoca tarafından sorguya çekiliyordu.

İçeri girdiğimde hocaya Jisung'un kendini iyi hissetmediğini, biraz dışarı çıkarıp hava alması gerektiğini söylediğimde bize izin vermişti. Anksiyetesi olduğunu biliyor olmalı. Çünkü daha önce de kriz geçirmişti ve yanında bu hoca vardı.

Jisung'u kucağıma aldım. Ders saati olduğundan dolayı etrafta kimse yoktu.

Sonunda dışarı çıktığımızda ılık bir hava çarptı yüzümüze. Jisung daha sakindi.

Karşıdaki bankalara yöneldim. İlk Jisung'u yavaşça banka bıraktım ve bende yanına oturdum.

Elleri titremiyordu.

Konuşmayı ben başlattım.

Minho: Olanları anlatmak ister misin?

Bunu sormamın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordum. Fakat öğrenmeden ona yardım edemezdim. Hem belki biraz olsun o da rahatlardı.

Konuşacağını düşünmüyordum ama yine de bir umut sormak istedim belki anlatır diye..

Jisung: K-kantine su almaya g-gidiyordum.

Anlatmaya başladığında onu can kulağıyla dinlemeye başladım. Sesi çok fazla titriyordu. Ve buda ağlamamaya çabaladığının bir göstergesiydi.

Jisung: Merdivenlerden i-indigimde kolumdan ç-çekti.

Jungkook isimli çocuğa söverken, bir yandan da Jisung'u dinliyordum.

Jisung: A-arka sınıflardan birine g-götürdü beni. Ne olduğunu a-anlamamıştım. H-herşey bir anda g-gelişti.

Ellerini tuttum onun. Daha rahat hissetsin diye. Aramızda hiçbir şey geçmemişti. Ama karşı çıkmıyordu.

Jisung: B-beni kapıya y-yasladı. Ve..

Cümlenin devamını getiremeden ağlamaya başlamıştı. Onu kollarımın arasına aldım. Sımsıkı sarıldım ona hiç bırakmayacakmış gibi. Sonra onu kafasını göğsüme yasladım. O ise sadece ağlıyordu.

Jisung: S-sonra bana d-dokunmaya b-başladı.

Ağlaması şiddetlenmişti. Şuan onu sadece kalbimin en derinlerine sokmak istiyordum. Onu herşeyden korumak istiyordum.

Jisung: İ-ittirmeye çalıştım. O-olmadı.

Jisung: S-sonra bir kere daha d-denedim. B-bu sefer o-onu kendimden biraz u-uzaklaştırabilmiştim. S-sonra o-ona tekme a-attım. Yere d-düştü.

Tekrardan ellerini tuttum sesi daha fazla titremeye başlamıştı ve daha şiddetli ağlıyordu.

Jisung: K-kaçabilirdim a-ama y-yapamadım. A-anksiyetem yüzünden y-yere düştüm.

Gözlerimdeki yaşlar benden habersizce süzülüyordu.

Jisung: S-sonra s-sen geldin Minho.

O adımı nerden biliyordu? Merak etsem de sormadım. Daha sonra da öğrenebilirdim.

Jisung: B-bana s-sarılmaya çalıştığında yine a-anksiyetem y-yüzünden g-geri çekildim.

Dediğinde daha sıkı sarıldım ona, sanki olabilecekmiş gibi.

Seungmin'den

Jisung'a dokunan çocuğa yeteri kadar (daha fazla da olabilir) haddini bildikten sonra suratı ciddi anlamda tanınamayacak hale gelmişti. Ardından da o şerefsizi müdüre teslim etmiş ve olanları anlatmıştık. Çocuğu bizim dövdüğümüzü anlamış olmalıydı fakat haklı olduğumuzdan sadece sizinle tekrardan görüşeceğim diyerek ismimizi almıştı.

Oradan çıktıktan sonra zaten derse geç kaldığımız için girmemeye kadar verdik.

Bahçeye doğru giderken Minho ve Jisung'u gördük. Minho Jisung'a sarılmış, ikisi de ağlıyordu. Jisung olanları anlatıyordu büyük ihtimalle.

Onları bozmak istemediğimiz için boş bir sınıfa geçtik. Jisung ve Minho'yu izlerken zilin çalmasını beklemeye başladık. Cidden çok yakışıyorlardı. Ve bu olaydan sonra iyi şeyler olacağını hissediyordum.

Selammm
Bugün 1 bölüm daha atmak istedim.
Umarım begenmişsinizdirr.

Bu hayat kimse için üzülmeye değmez. Bu hayata 1 kere geliyoruz olabildiğiniz kadar mutlu olun lütfen:)

Sizi seviyorumm🌏🫀🧚‍♀️💫

Görüşürüzz

Herşey İçin Teşekkürler~♡ | MinsungWhere stories live. Discover now