yıllanmış krizantem

34 6 46
                                    

10 Haziran 2002

"Hyunwoo!" Minwoo elini arkadaşının yüzünün önünde sallarken seslendi.

Hyunwoo bıkkınca başını arkadaşına çevirdi ardından kısık bir 'hm' sesi çıkardı.

"Kaç gündür kendinde değilsin! Farkında mısın bilmiyorum ama o gün okuldan kaçtığından beri bir değişik davranıyorsun, n'oldu Hyunwoo bir sıkıntı mı var? Biri bir şey mi dedi? Biri bir şey mi yaptı yoksa..?" Son söylediği şeyi söylemeye zar zor dili varmıştı, söylediğiyle ürperip elleriyle ağzını kapadı.

"Hayır Minwoo iyiyim. Güzel aklını yorma sen benimle." Hyunwoo elini kendinden hayli kısa çocuğun saçlarına atıp karıştırdı. Ardından dışarıya içten görünen ancak samimiyetsiz donuk gülümsemesini sundu.

"...Eminsin değil mi? İyi olduğundan yani.. Biliyorsun ben senin her zaman yanındayım" Genç ellerini başının üzerine çıkardı, daha demin Hyunwoo'nun karıştırdığı yerin üstüne koyup kafasını yere eğdi.

"Eminim Minwoo, derse geç kalacaksın biraz daha benimle uğraşırsan, istemeyiz bunu değil mi?" Karşısında, ona bakmak için kafasını kaldırmış gence göz kırptı.

"Aptal" Minwoo yüzünü göstermeden arkasını dönüp sınıfına doğru hızla yürümeye başladı.

Hyunwoo biraz da olsa katılıyordu buna, evet tam bir aptaldı. Kadından adresi almalıydı. Neden sormamıştı ki? O barı tekrar bulması gerekiyordu, adını bile bilmediği kadınla tekrar konuşması. En önemlisi, grubun solistini tekrardan görmek için deli oluyordu.

"Mu..." kimsenin duyamayacağı sadece kendinin duyabileceği şekilde fısıldadı ve kafasını oturduğu bankta geriye doğru attı. Dersi asıyordu, önemli de değildi.

Aman siktir et, diye düşünmüştü o an sadece.

Gözlerini kapadı, aklından çıkaramadığı geceki solistin söylediği şarkıyı hatırlamaya çalıştı. Bir şeyler kafasında oluşuyordu, sadece emin olamıyordu. Tam düşündüğü gibi giderken barın sesli bağırışları ve aldığı alkolun etkisi aklını kurcalıyor, anılarının bulunduğu balon patlıyor tüm tahmin ve fikirlerini onunla beraber götürüyordu.

"Gözünün altındaki ben... sonra neydi. Lanet olsun" hatırlayamıyor oluşu onu çılgına çeviriyordu. Çatılan kaşları, ve buruşmuş anlı.

"Gözünün altındaki ben, tapılası güzellikte bebeğim. Ancak boynumdaki sen, telaşlandırıyor ruhumu kabulleneceğim."  Yanında hissettiği mevcudiyetle yanında, günlerdir aklından çıkaramadığı şarkıyı söyleyen kişiye döndü.

"Aradığın şarkı mıydı?" Sorusuna ciddi bir cevap aramıyordu, sohbet açmak için soruyordu.

"Sen nereden biliyorsun?"

"Severim de ondan,"

"Şarkıdan alıntı mı yaptın sen şimdi?" hafif sırıtırken sordu.

"Olabilir" R'yi uzattı ve yüzündeki gülümseme daha çok dağıldı.

"Peki ne zamandır dinliyorsun?" Hyunwoo'nun söylediğine yanıt vermesini beklemeden hemen sordu.

"3 gün önce dinledim, ilk ve son dinleyişimdi"

"Neeee, şaka mı, umarım şakadır! Onlar bir harika nasıl son dinleyişin olur aklım almıyor."

"Adresi bilmiyorum." İki dakika önce yüzünde beliren gülümsemeden şimdi eser yoktu.

Yanındaki çocuk tüm çatıyı inletecek bir kahkaha attıktan sonra gözündeki yaşı silip Hyunwoo'ya döndü.

"İyi şakaymış, herneyse gerçekten neden bir daha dinlemedin?"

Bal | BaekmuWhere stories live. Discover now