** Dünya'm **

107 7 7
                                    

" gerçekten mi?" Dedi.
" Evet" sonra da ekledim " bende sana karşı bir şeyler hissettiğimi anladım buraya geldiğimizden beri." Dedim.
Kuzey birden bana sarıldı.

" Seni hiç ama hiç pişman etmeyecem dünya'm. Ama sen hala küçük Şeytan'im sin." Dedi güldüm.
" Sende.. büyük şeytan'cim." Dedim.

" Hadi diğerlerin yanına dönelim.
Onlar hala oynuyorlar." Dedi Kuzey.
Başımı tamam anlamda salladım.

Ve yürümeye başladık.
" Sen.. oynayacak mısın?" Diye sordum birden.
" Oynamayalim mi? İstersen sadece onları izleriz." Dedi.
Ona baktım. Ben istemiyorum diye oda mı oynamayacak tı.
Belki oynamak istiyor ve benim yüzümden oynamaktan vazgeçiyor. Hem bende oynayım bir şey olmaz.

" Yoo oynayalım." Dedim.
Bana baktı. Tam gözlerimin içine baktı.
Köyü kahverengi, siyah'a kaçan gözleri benim sıradan kahverengi gözlerimin içine dalıyor gibiydi.

" Sen.. hep böyle siyah gibi duran gözlere mi sahip tin." Dedim birden.
Tabiki de biliyor dum gözleri öyle olduğunu.
Dudağın bir kenarı kıvrıldı.
" Peki sen hep öyle güzel gözlere mi sahip tin?" Diye sordu pat diye.

Gözlerimi kaçırdım.
" Normal kahverengi gözler işte." Dedim.
" Bu dünyada ki. Bu evrende ki en güzel kahverengi gözlerine sahip sin bana göre" dedi.

Gözlerim kocaman açıldı az daha zorlasam çıkacak gibi ler di.
" Demek burda siniz gelin oynayalım hadi siz olmadan güzel olmuyor." Dedi Defne.

Ben yine yerimi aldım bu sefer Kuzey de
Buse ve Anıl arasında değil Baran ve Mert'in arasında oturdu.
Ona baktım.
O da bana baktı. Ve göz kırptı.

Birden öksürmeye başladım.
Yanımda ki Defne sırtıma vurarak.
" Lan ölme ölmek için çok genç sin." Dedi.
Herkes başıma toplandı.
Bir kaç Kez daha öksürüdum ve derin bir nefes aldım.

" Tamam tamam vurma" dedim Defne'nin elini tutarak.
" Ve iyiyim öyle birden bire oldu." Dedim.
Kuzey sırıtmış tı ardından sırıtmışı silip
" Niye ne oldu küçük şeytan?" Dedi.

Ona baktım. ' seni gebertmez sem şerefsiz im' bakışları atıyor dum.
" Hiç.. hiç bir şey olmadı, dedim ya birden bire oldu diye" dedim ona bakmadan bile.

" İyi öyle olsun " dedi Aynur ve yerine geçti.

Sonra herkes yerine geçti.
Şişeyi bulut çevirdi.
Gökçe ve baran arasında kaldı.
" Doğruluk mu cesaret mi?" Dedi Gökçe.
" Doğruluk." Dedi Baran.
" Sevgilin var mı?" Diye sordu Gökçe.
Ona baktım.

Düşündüğüm şey olamaz dimi.
Aynur ile göz göze geldik ve ardından defne'ye baktım belki o bir şey biliyor diye.
Ama o da şaşkınlık ile bana baktı.
Rüya ve eda da bakışıyor du.

" Yok." Kısa ve net bir cevap gelmişti Baran'dan.
Gökçe bir şey demeden şişeyi çevirdi.
Buse ve Kuzey arasında durdu.

" Doğruluk mu cesaret mi?" Dedi Buse.
" Doğruluk." Dedi Kuzey.
" Hoşaldığın biri var mı?" Diye sordu Buse.
" Hayır" dedi Kuzey ve ekledi.
" Sevgilim var çünkü." Demesiyle herkes Kuzey'e şaşkınlık ile bakmış ti.

Kızlar ona karşı bir şeyler hissettiğimi biliyorlardı ve bana baktılar sanki bana üzülme der gibi bakıyor lar di.
Onlara gülümsedim.

" Nasıl ya?" Dedi Eda.
" Senin sevgilin var ve ben, biz bilmiyoruz." Dedi Bulut.
" Kim miş sevgilin?" Dedi yiğit.
Şaşırmayan tek kişi Mert ti ve bu nedense tuhaf ti.

Belki de ona söylemiş ti Kuzey.
Yani Mert biliyor dur.

" Sevgilin mi vardı?" Dedi en son Buse.
" Evet. Tanıştırayim." Dedi ve beni işaret etti Kuzey.
" Küçük şeytan'im. Yani benim sevgilim." Dedi. Yanımda olan defne hızla bana sarıldı.
" Lan niye söylemedin. Aaa kapak oldu o çatlak sesliye." Dedi defne kulağıma doğru.

Güldüm.
Birden biri Defne'yi çekti.
" Yaw bırak biraz bizde sarılalım dimi. Yapışmış sın kıza ahtapot gibi." Dedi Aynur.

Ona da güldüm.
Kızlar bana teker teker sarılıp kulağıma bir şeyler söylüyor lar di.
Ben ise onlara gülmek ile yetiniyor dum.

Sonra herkes dağıldı.
Ben ve Aynur kıyafetlerimizi toparlıyor dük şuan.
Yola çıkmamıza bir saat kaldı.

Herkes toplanmış oturuyor dük.
" Size iki güzel haberim varr!" Diye bağırdı birden Bulut.
Herkes ona baktı.
" Neymiş bu iki güzel haber." Dedim.
" Bir dakika ikisi de çok güzel hangisinden başlasam ki." Dedi Bulut.
" Başla işte hangisinden başlarsan başla."
Dedi Baran.

" İyi be. Ben ve eda sevgili olduk" dedi pat diye.
" Nee aa çok sevindim." Diyerek ikisinde sarıldım.

" Ben hiç sevinmedim " dedi Baran .
Ama biliyor du sanırım.
" İkinci haber de babam kiraladığımız evi satın almış yani artık İstanbul'da yaşıyoruz." Dedi bu sefer çığlık bile atmıştım.

Hızla bulut'a sarıldım yine.
" Çok çokk sevindim." Dedim.
" Biliyorum biliyorum." Dedi o da bana sıkıca sarılırken.

En sonunda gemi geldi ve yola çıktık.
Gemide bu sefer gökçe Eda'ya aynı odada kalmayı teklif etti.
Rüya da Aynur ile aynı odada kalmak istedi birlikte en sevdikleri çizgi filmi izlemek istiyorlar dı.
Ben ve defne de aynı odada dik.

Herkes odalarına dağıldı gece olduğu için sanırım.

.
.

Bir saat kadar sonra eve varmış olacak tık. " Aaaa! Ben kara kediye bayılıyorum." Dedi defne. Güldüm.
" Bende bende" dedim.
Mucize: uğur böceği ve kara kedi izliyor dük.
Defne ile en sevdiğimiz karakter kara kedinin olduğunu öğrendik.

" Defne ben gidip su Alcam." Dedim.
Defne tamam demişti.
Odadan çıkıp yemek salonuna gittim.
" İyi akşamlar. Su alabilir miyim." Dedim burda çalışan kadına.

Bana bir şişe su verdi.
Defne için de bir tane istedim.
Teşekkür edip tam odaya geri dönüyor dum ki Kuzey'i gördüm.

" Napiyorsun burda" dedim.
Kafasını bana çevirdi.
Gülümsedi ve cevap verdi
" Uykum yok ve bir saat sonra oraya varınca sizi uyandırmak için uyanık kalmayı tercih ederim." Dedi ve ekledi
" Gerçeği uyuyor gibi görünmüyor sun"

" Evet defne ile uğur böceği ve kara kedi izliyoruz." Dedim.
Oturduğu yerden kalkıp anlımdan öptü.
" Tamam git defne beklemesin seni." Gülümsedim.
" Sonra görüşürüz." Dedim.
Gülümsemek ile yetindi.



Bitti

Kuzey ve Melek hakkında ne düşünüyorsunuz.

Sizleri seviyorum bir sonraki bölümde görüşürüzzzz 🤍

Tesadüfen/ Yarı Texting Where stories live. Discover now