BÖLÜM 16: SIR

54 2 0
                                    

Yatağın üstüne elini koydu, yatağı biraz yukarı kaldırdığı sıra iki tane fotoğraf karşımıza çıkmıştı.

İlk fotoğrafta, kömür gözlü, işkenceye uğrayan 12 yaşında bir erkek çocuğu.

İkinci fotoğraf, Zahir Duman ve babam sandığım adamdan oluşan bir kareydi. Halit Demir.

Kömür gözlü çocuk şuanda bu iki fotoğrafa bakıyordu. Kendi fotoğrafına baktığında bir şey hissetmiyor.

İkinci fotoğrafa baktığında ise gizemi çözmeye çalışıyordu. Asla beklemezdi ki, babası ve onu hapise atacak olan kadının sahte babasını bir kare içinde görmeyi beklemezdi.

Savaş hızla yerinden kalkıp elimi tuttu "gidiyoruz" dedi. Bir şey dememi beklemeden beni çıkardı. 

"O fotoğraf neydi?" diye sordum hızla, arabaya çoktan gelmiştik bile. Savaş bana cevap vermeden telefonunu çıkardı "Sana diyorum!" diye bağırdım. 

"Bekle" dedi Savaş. Ardından telefondan birisini aradı "Bana Cevdet Ateş'i getirin Yusuf!" dedi stresle. Amcam diye adlandırdığım kişiden bahsediyordu. Aslında babamın yani Selim Ateş'in amcasıydı. Savaş telefonu sinirle kapatıp elindeki fotoğraflara baktı "Ne döndürüyorsun Zahir Duman" diye bağırdı bir anda. Sertçe direksiyona vurdu. 

"Ya ne oluyor?!" dedim sitemle, Savaş'ın gözleri bana döndü.

"Zahir ve Halit bir iş birliği yapmış olabilirler, her şey planlı olabilir savcı!" dedi net bir sesle "Cevdet' ihtiyacım var her şeyi biliyor"

"Her şeyi?" diye sordum korkuyla, ne demek babam ve Zahir Duman bir iş birliğindeydi?

"Küçüklüğümde babamla çalışmış" dedi Savaş sıkıntı dolu bir nefes vererek. Savaş'ın telefonu çaldı "Söyle Yusuf...tamam" dedi arabayı sürmeye başladı 

"Nereye?" diye sordum, şuan bu durumda onunla konuşmak iyi değildi ama sormam lazımdı.

"İlerdeki cafeye getirmişler herifi" dedi

"Bak sakın çok sinirlenme tamam mı? zarar verme" dedim korkuyla

"Zaten senin yanında öyle davranamam" dedi yarım ağız, böyle düşünmesi hoşuma gitmişti ama belli edemedim. O yüzden cevap veremedim. 

15 dakika sonra cafeye varmış, Cevdet amca masamıza oturmuştu. O da haliyle korkuyordu ki Savaş'ın onu çağırmasını beklemiyordu. Savaş Cevdet'in önüne Zahir ve Halit'in fotoğrafını koydu. "Anlat, bunlar neden bir arada?" 

Cevdet yutkundu, galiba anlatmakta zorlanacak gibiydi "Baban ve Halit uzun yıllardır dostlar. Senin işkence çektiğini Halit biliyordu. Ve Selim savcının kızından uzak tutulmasında Zahir'in de parmağı var. Alev'in senin yanına gönderilmesi de planlı. Baban ve Halit size işkence çektirmeyi istiyordu, berbat bir hayatınızın olmasını istiyorlardı...İkisi de annene şidd-" 

"Ne diyorsun lan sen!?" diye bağırdı bir anda Savaş. Cevdet'in dedikleri iğrençti eskiler aklıma geldikçe midem bulanıyordu ama Savaş'ı burada tek bırakamazdım. 

"Dur oğlum sinirlenme" dedi Cevdet, Savaş ise Cevdet'i öldürecekmiş gibi bakıyordu "Annen kötü şeyler yaşadı, şiddete maruz kaldı..." 

Savaş bir elini yumruk yaptı "Senden ayrı kalmak zorundaydı, her gece ağlıyordu. Sen evden atılmıştın annen perişan olmuştu." 

"Ne hakla! Dokunamazlar lan benim anneme!" dedi bağırmaya başladı Savaş, Allah'tan mekanı kapattırdılar da kimse yoktu. Savaş'a şuan dokunmak kötü bir fikirdi. Savaş'ın bir eli boğazına gitti. Nefes mi alamıyordu? Astımı mı tutuştu? 

MAHKUMİYETWhere stories live. Discover now