take this all away

87 15 11
                                    

Güneş henüz tepedeyken, iki arkadaş arabayla seyahat ediyorlardı. Sürücü koltuğunda oturan turuncu saçlı kişinin kulağında gri küpeleri ve -nedense- burnunda bir yara bandı takılıydı. Sessizce arabayı sürüyor ve yan koltukta oturan arkadaşından yolu tarif etmesini istiyordu. Siyah saçlı genç, harita okumaktan pek anlamadığından dolayı köye varmayı planladıkları saat çoktan geçmişti. Normalde tam öğlen vakti orada olmaları gerekiyordu fakat bir-iki saat sonra akşam olacaktı. Turuncu saçlı genç, pes ederek arkadaşının elindeki haritayı aldı ve arabayı yavaşça sürerek hem haritaya bakıyor hem de kendisiyle arkadaşını varış noktasını götürmeye çalışıyordu.

Yaz sıcağının altında bir de bu olanlarla baş etmek turuncu saçlı genç için epey yorucuydu. Köye vardıklarında Teruko'nun ikisini de uzun uzun azarlayacağından emindiler. Tachihara, şimdiden Teruko'nun kızgın tiz sesini işitebiliyordu.

"Tecchou, burası senin memleketin. Normal şartlar altında burayı ezbere bilmen lazım."

"Uzun zamandır köye uğramıyorum, unutmuşum."

Tecchou'nun hiçbir zaman görsel hafızası iyi olmadı. Yine de Tachihara, arkadaşının bu kadar kötü bir hafızaya sahip olacağını düşünememişti. Turuncu saçlı oğlanın da mükemmel bir görsel hafızası yoktu ancak en azından bazı şeyleri hatırlayabilirdi.

"Biliyorsun, Teruko bize fırça atacak. Tatil için senin köyünü seçtik ve oraya Teruko'dan sonra varıyoruz. İşiteceğimiz bütün sözler için kendini hazırla, Tecchou."

Teruko, arkadaşlarıyla gidemeyecek durumda olduğundan ötürü kendi başına köye gelmişti. Tecchou'da köydeki evinin fotoğrafı vardı ve onu her ihtimale karşı Teruko'ya vermişti. Muhtemelen bunu yapmasaydı kızdan daha çok azar yiyecekti. Tecchou, yanlışlıkla doğru bir şey yaptığı için mutluydu.

Siyah saçlı oğlan, camdan dışarı bakarak düşünceler içinde kayboldu. Burada en son küçük bir çocukken bulunmuştu, üzerinden çokça zaman geçmişti. Dedesinin ölümünden sonra köye bir daha dönmek istememişti. Annesinin ısrarları sonucu şimdi memleketini ziyaret ediyordu. Üstelik, yaz mevsimiydi ve arkadaşlarıyla birlikte olacaktı. Güzel bir zamanlamaydı. Teruko'nun öfkesini ele almazsa iyi ve huzurlu bir tatil geçirecekti.

Memleketiyle olan anılarının üzerini adeta sis kaplamıştı. Tecchou, ölen dedesinin yüzünü bile zar zor hatırlayabiliyordu. Köydeki sakinler, burada geçen zamanları... hepsi bulanıktı. Eğer biri Tecchou'yu hatırlayıp onun yanına giderse Tecchou bu garip durum karşısında nasıl davranabilirdi, bilmiyordu.

"Ah, geldik." dedi Tachihara birkaç dakika sonra.

"Kulaklarımızın işkence zamanı başlıyor, ortak."

İkili, buluşmaları gereken eve vardıklarında tahmin ettikleri gibi kızgın Teruko ile karşılaşmışlardı. Tecchou'nun ninesini umursamadan Tecchou'yu azarlıyor ve onu dövüyordu. Tachihara araya girmek istese de bunun sadece Teruko'yu daha fazla kızdıracağının farkındaydı.

"Aptalsın, Tecchou." Teruko, yanaklarını şişirerek siyah saçlı oğlanın karnına son kez vurdu. Tachihara, hem unutulduğu için seviniyor hem de arkadaşının aldığı darbelere üzülüyordu.

Akşam olduğunda Tecchou'nun ninesi, onlara güzel yemekler hazırlamıştı. Yemekten birkaç saat sonra herkes uyumaya gitmişti fakat Tecchou ne kadar çabalarsa çabalasın uyuyamamıştı. Belki yazdan dolayıydı, belki de alışık olduğu bir yerde yatmadığından dolayıydı. Oğlan, sessizce evden çıktı ve dışarıda ilginç şeyler var mı diye bakındı. Burası bir köy olduğundan yapılacak pek bir şey yoktu ve çoktan gece olmuştu. Bu köyle hatırladığı diğer bir şey ise evin yakınlarında bir orman olduğuydu. Gece vakti ormana gitmek mantıklı değildi ancak Tecchou oraya gitmişti. Amacı sadece biraz nostaljik hissetmek ve sonra da geri dönmekti.

take this all away |sue.giku|Where stories live. Discover now