XXVI.~Sır Perdesi~

Start from the beginning
                                    

"Dediğin gibi olsun ben önden gideceğim.  "

"Biz de diğerlerine haber edip hemen geleceğiz. " Miya ve Gusion az bir süre sonra  beni köpek ile baş başa bırakarak geldikleri yollardan geri gittiler.

Elimdeki saksıyı daha sıkı tutarak bata çıka köpeğin uzandığı yere vardım.

"Beni sahibine götür oğlum. " elimi nazikçe başının üzerine koydum ve okşadım. Üç kafasını da önümde eğdi ve yattığı karların içinden ayaklandı.

Köpeğin üzerine atladım ve köpek hızlı bir şekilde koşmaya başladı.  Kar taneleri fırtına eşliğinde sert ve keskin bir şekilde yüzüme çarpmaya devam etti.

Gökyüzü cidden yarılmış , yerlere kadar uzanan kızıl bir ışık saçılmaktaydı. Korkum ikiye katlanmaya devam ederken yerdeki biriken karlar sanki kan ile sulanmış gibi görünüyordu.  Ellerim titremeye başladığında iyice köpeğe sarıldım. Köpek başlarından birini  bana doğru uzattı kısa bir anlığına.

Tek elimle iyice çiçeğe sarıldım. Soğuk yüzüme çarpmaya devam ederken dağılan saçlarımı iyice fırtınanın etkisi ile birine karışmıştı .

Ares her neyi saklıyor isen saniyeler sonra bunu öğrenecektim. Ve içimden bir his nedense bunu beni göndermesi ile alakası olduğunu söylüyordu.

Aklımda şekillenen onlarca karmaşaya son vermek için de gidiyordum ona.

Tek başına çözmeye çalıştığı bu sorunun ne olduğunu öğrenmek için de gidiyordum.

Kalbimin sesini dinlediğim için gidiyordum. 

Ares'in bazı şeyleri düzeltmek için yalan söylediğini düşündüğüm için gidiyordum.

Bu gece tüm geri dönüş kapılarını kapatarak üç günün ardından tekrar onun ile yüzleşmek için gidiyordum.

Duygularımın beni öldüreceğini bildiğim halde risk alıyordum.  Belki de diğerlerini kabul etmediği gibi beni de kabul etmeyecekti.  Bunu göze alarak gitmekteydim. Ne yapıp edip o eve girecektim. Her şey onun istediği gibi olmak zorunda değildi sonuçta.

🍃

Az bir süre sonra nihayet dağ evinin önüne gelmiştim. Köpek beni bıraktıktan sonra gözden bir anda kayboldu.

Güçlü bir şekilde camlara çarpan ses kukalarım ile aşina oldu.

Ares'in kalbinin sesi evin dışından bile duyulacak kadar  yüksek ve hızlıydı.  Koca bir boşluğa düştüm. 

Şu anda evin içinde benim için atan bir kalp vardı.

Hem de Ares'in uzun zamandan beri atmayan kalbi...
İki katlı olan evde yukarı katında cılız bir ışık yanmaktaydı. Kar ise şu anda diz boyu olmuştu.  Fırtına yavaş yavaş durmaya başlasa da hâlen şimşekler çakmakta , gökyüzündeki devasa yarık yerinde durmaktaydı.

Bakışlarımı tekrar eve odakladım.

"Ares kapıyı aç!" Yüksekçe bağırdığımda içeriden ne yazık ki ses gelmedi. Tekrar seslendim kapıya vurarak .

"Ares içeride olduğunu biliyorum kapıyı aç!" Yine bir sessizlik hakim oldu . Yukarı kattaki cılız ışık hâlen  titremekteydi.

"Ares... lütfen kapıyı aç. " sesim bir tık da olsa yalvarır tonda çıktı.

MAHPERİ IV +18Where stories live. Discover now