6.BÖLÜM

276 23 1
                                    

Sabah ablamın sayıklamalarıyla uyandım. Yan tarafıma baktığımda ablam uykusunda ağlıyordu. Hemen ablamı uyandırmaya çalıştım. Ablamı sarsarken "abla uyan kabus görüyorsun. Abla... Abla..." diye kaç kere seslendim bilmiyorum ama ablam gözlerini kıpraştırmaya başlayınca durup ablamın kendine gelmesini bekliyordum. Ki kendine gelmişti ve sadece boş boş bana bakıyordu. Korkmadım değil. "Abla nasılsın. Ne gördün de böyle ağlıyorsun" dedim ellerini tutarken "sana sarılayım mı?" masum masum onun cevabını beklerken ablam beni bir an da kendine çekip sıkı sıkı sarılmaya başlamıştı ve ağlıyordu. Evet ağlıyordu. Hem de hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan "seni benden alacak. Seni benden alacak." diye sayıklamaya başladı kısık sesle. "Abla ne diyorsun sen. Kim beni senden alacak anlamıyorum. Lütfen sakinleşir misin? Üzülüyorum." diyip daha sıkı sarılmaya başladım ablama.

Sonunda ablam sakinleşmişti. Yatakta onun üzerine uzanarak ona sarıldığım için yavaşça yüzümü geriye doğru çekip yüzüne baktım. Gözleri ve burnu ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Hemen oturup ayaklarımı birbirine bağdaşladım ve ablamı kollarından tutup oturur pozisyona getirdim. Gözlerinde ki yaşları ellerimle silip iki yanağını da öptüm. Şuan üstüne gitmek istemediğim için sustum. Ama bu konuyu tekrar ablama açmayı aklımın bir köşesine not ettim. Çok merak ediyordum ama sustum. "Abla daha iyi misin şimdi?" sorumu yanıtlamasını beklerken "iyiyim. Sadece çok kötü bir kabus gördüm o kadar" dediğinde biraz masum biraz cilveyle "sen beni rüyalarında görecek kadar çok mu seviyorsun?" diye sormamla hafif bir tebessüm edip "eeeh işte. Rüyalarımızda bile Katlanıyoruz." demesiyle biraz kırıldım ve ben duygularımı çok net bir şekilde yansıttığım için ablam da anladı. "Kızım sende hemen herşeye üzül. Ben şaka amaçlı öyle söyledim. Sen de iyice saftirik çıktın be. Ne yaparsam yapayım kendime benzetemiyorum seni." bu sözlerine kocaman gülümseyip sarıldım sıkı sıkı. "Beni birgün boğacaksın kız. Sende de ne güç var. Tipine bakan seni pısırık sanar." demesiyle "ya abla. Deme öyle bana." diye dert yakınırken ablam, "hadi hadi işe geç kalacaz. Kaldır kıçını" demesiyle hemen odadan çıktım ve banyoya girip elimi, yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Sonra odaya girip odada ki dolaba ilerledim ve kendime saten kumaşlı, yan tarafında dizlerime doğru yırtmacı olan siyah renginde ki eteğimi ve üst bölgemi tamamen saran siyah cropu, alt çekmecelerden de temiz iç çamaşırlarımı aldım. üstümde ki pijamalarımı dolaba yerleştirip giyinmeye başladım. Giyinmeyle işim bittiği için makyaj masasına ilerleyip saçlarımı tarayıp açık bıraktım ve yüzümü nemlendirip dudaklarıma hafif bir pembe ruj sürüp işimi bitirdim ve mutfağa ilerledim.

Mutfağa ilerlerken banyodan sesler duymamla ablamın orada olduğunu anladım. Mutfağa girdiğimde zaten ablam çoğu şeyi hazırlamıştı. Bende bardak, çatal, tabakları mutfakta ki küçük kahverengi masaya dizdim. Sonra kaynayan suyla çayı demledim ve kahvaltılıkları masaya yerleştirdim ve ablamında mutfağa girmesiyle kahvaltımızı yaptık. Bulaşıklarımızı yıkadık. Çantalarımızı alıp ayakkabılarımızı giydik ve tamamdık.

                         ~~~~~~~~

Konağa gelmiş, çocuklarla kaynaşmış, gönlümün sahibini görmüş ve şuan kahvaltının son hazırlıklarını yapıyorduk. Ben elimde
meyve suyunu ve su sürahisini almış terasa ilerlerken Devran bey de masanın başına oturmuş herkesin kahvaltıya gelmesini bekliyordu. Ve sonunda o beklenen an. Gözleri gözlerimi buldu. Ne yapacağımı bir an şaşırdım. Ellerim ayaklarım birbirine girdi sanki. En sonunda gözlerimi kaçırmakta buldum çareyi. Gözlerimi kaçırdım ama tekrar bir araya gelmek için an kolluyordu sanki gözlerim. Dayanamayıp tekrar gözlerimi ona çevirdim masaya doğru ilerlerken. Birde ne göreyim. Beni süzüyordu. Evet yanlış görmüyordum baya baya süzüyordu beni. Sanki bir sinirlendi mi ne.

DEVRAN BEYWhere stories live. Discover now