3.BÖLÜM

301 17 0
                                    

"Umut pamuk ipliğine bağlıysa aşk bir mucizedir" diyor.
-Tammara Webber

Sabah gözlerimi ablamın sesiyle açtım. Gözlerimi açar açmaz "günaydın ablam" deyip yatakta oturur pozisyon aldığımda ablam da "günaydın güzelim" dediği gibi çıkmıştı. Galiba kahvaltı hazırlamaya gitmişti ve  bende yatağın üstünde ki telefonumu alıp saate bakmış 7.03 olduğunu görmemle artık hazırlanmam gerektiğini anlamıştım.

Hemen kalkıp yatağı düzelttim ve banyoya girip günlük rutin işlerimi halledip odaya döndüm ve hemen dolaba ilerleyip üstüme üst bölgemi saran kahverenginde hafif boğazlı bir tişört ile siyah bir kalem etek çıkarttım ve hemen giyinmeye başladım. Sonra odada ki orta büyüklükte ki makyaj masasına ilerledim. Çekmecesinden maskara, aylaynır ve pembe parlatıcımı alıp makyajımı yapmaya başladım. Beş-altı dakika sonra işim bittiğin de ayağıma hemen siyah bir babet çorap geçirip odadan ayrılıp mutfağa geçip hazır olan masaya oturdum ve tabağıma üç zeytin, iki dilim peynir ile reçel tabağını önüme koyup yemeye başladım. Sessiz geçen kahvaltımızdan sonra masayı hemen çarçabuk toparlayıp ayakkabılarımızı giyip dışarı çıktık. Ablam kapıyı kilitledikten sonra çiçek dolu küçük  bahçemizden çıktık ve konağa doğru ilerlemeye başladık. Daha bir kaç dakika geçmişken "rümeysa" ablamın sesiyle ona döndüm ve "efendim abla." Ablamın derin bir nefes almasıyla kötü bir şey mi oldu sandım ve sonunda ablam konuştu "ablacım sana bir şey söyliycem ama yanlış anlama tamam mı?" dediğin de içime bir kurt düştü 'kötü bir şey mi oldu da ben duymadım' diye kendimi yerken ablamın sesiyle ona dönüp "rümeysa ben sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama ben sana Devran bey'e çok yaklaşma diyecektim. Ondan uzak dur. Tamam mı güzelim." ablamın söylediklerine çok şaşırmıştım. Birazda kırılmıştım. 2 yıldır birlikte gidip geliyorduk. Onu utandırmamak ve yanlış anlaşılmamak için her zaman dikkatli davranmıştım ve şimdi ablamın bu tabiri beni fazlasıyla kırmıştı. Ne yaptım da ablam bunu söyledi merak ediyordum.

Ama fazla takmayıp ablamın dediklerini yerine getirecektim. Devran bey'e fazla yaklaşmayacaktım. Her ne kadar onu gördüğümde içimde kelebekler kıpraşsa da ablamı üzmeyecektim. Zaten benim ablamdan başka kimim var ki bir adamı ona tercih edicem.

Konağa varmamızla hemen kahvaltı için hazırlıklara başladık. Ben tezgahta ki kahvaltılıkları tepsiye koyup mutfaktan çıkıp yukarı doğru çıkarken ablamda peşimden poğaça, börek, krep'leri getiriyordu. Sonunda avluya çıkıp masaya yaklaştıgımız da Devran bey'i avluda ki demir korkuluklara yaslandığını gördüm ama hemen gözlerimi çektim. Ben masaya kahvaltılıkları yerleştirirken ablam poğaçaları yerleştirmiş aşağı inmişti. Avluda ben ve Devran bey tek olduğumuz için hemen kahvaltılıkları yerleştirmeye çalışırken Devran bey'in sesiyle elimde reçel tabağıyla Devran bey'e dönüp "rümeysa ne zaman müsaitsin. Seninle konuşmam gereken önemli şeyler var." demesiyle ne diyeceğimi bilemedim ama kabul etmeyecektim ablama söz vermiştim. Onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum "gelemem işim var Devran bey" deyip kalan tabakları masaya dizip sırtımda olduğuna emin olduğum bakışlarla hemen avludan ayrıldım.

Merdivenlere gelince biraz durup heyecanımı kontrol etmeye çalıştım. İki dakika bile olmayan konuşmamız bile beni bu kadar heyecanlandırırken onunla konuşmayı kabul ettiğimde görün siz beni.

Zaten ben yapım gereği çok utangaç biriyim ve biriyle konuşurken devamlı gözlerimi kaçırırım çünkü utanıyorum. Bir de Devran bey benimle konuşmak istediğini söylediğinde ben ona bakmaya utanırken Devran bey'in hiç yanlış anlaşılırım falan demeden beni bir kaç kez süzdüğünü bile görmüştüm ve çok utanmıştım ki Devran bey'in bakışlarından nasıl kaçabilirim diye düşündüğümü hatırlıyorum ama bunun rahatsızlık ve ya iğrenme ile alakası yoktu. Sadece bakışları utandırıyor ve ellerimi ayaklarımı birbirine dolandırıyordu. Yani heyecanlanıyordum ki bundan hiç memnun değildim. Sonuçta Devran bey benim patronum ve mardinin ileri gelen ağalarından biriydi. Bana mı bakacaktı. Etrafında benim bin katım olan kadınlar varken ki ne demişler davul bile dengi demgine o yüzden Devran bey'e karşı boş olmadığımı hissetsemde olmazdı. Olamazdı.

DEVRAN BEYWhere stories live. Discover now