GEZİ

50 3 0
                                    

   Bütün ailem ve misafirlerimiz, güzel sohbetler eşliğinde kahvaltı yapıyorlardı.

Savaş;

"Bu güzel şehre gelmişken , gezmeyi de ihmal etmeyelim baba " dedi.

Babam lafa atlayıp :
" Ali ve Vejin seni gezdirirler ,sen hiç merak etme " dedi ve gülümsedi .

Babam az önce benim de dışarı çıkabileceğimden mi bahsetti yoksa ben mi yanlış duydum. Her neyse duyduklarım doğru olduğuna göre hemen hazırlanmaya başlamalıyım .
İçimde tuhaf bir heyecan vardı.

Üstüme beyaz pullu bir bindallı, etrafı gold renkleri ile  süslenmiş taşlar ve neredeyse  yere değecek olan  kolları ,asilliğimi ön plana çıkarıyordu.
Belime, ağa kızına yakışacak şekilde altın bir kemer ve ince zincir bileklikler  ve ince bir küpe taktıktan sonra hazırdım.
Ya da ben hazır olduğumu sanıyordum .
Kolyem neredeydi , takılarımı alt üst ederken Diyar'ın bana aldığı kolye gözüme çarptı. Bir derin iç çekerek nihayet ince altın kolyemi bulabildim .
Uzun hafif dalgalı saçlarımı açtıktan sonra hazırdım.

Beni kapıda bekleyen yakışıklı iki beyefendi vardı. Biri Ali abim biri de savaş...

Sabahın erken saatlerinde yola çıktık.

Savaş ve Ali abim araba da  sohbet ederken ben Diyar'ı düşünüyordum her zamanki gibi .
Başımı cam kenarına yaslamış bir yandan hayatı sorguluyordum bir yandan da neden beni kimse sevmiyor diye düşünüyordum , sevilecek bir tarafım mı yoktu,yoksa bu kadar saf olmamam mı gerekiyordu.
Arkada en sevdiğim türkü çalıyordu, cümleleri yüreğimi yakmıyor değildi .

İnsanmıydı türküleri anlatan yoksa türkülermiydi insanları anlatan...

Tekrar başımı cama yaslayıp kendimi türkünün özgürlüğüne ve sessizliğine bıraktım.

Geceler sırdaşım olmuş
Tükenip gitti hayatım
Acılar kalpte dururmuş
Bu nasıl yürektir anlamadım

İkimiz kavga ederdik
Birimiz hep susuverdi
Bırakıp gitmeyi denedim
Seni yüreğimden çıkaramadım

Kapadım odalara kendimi
Yaşadım hüznü zamansız
Yüreğim sakladı yaşını
Seni yüreğimden çıkaramadım
Seni de bu yüzden unutamadım

Haber gelmiyor yardan
Belli beni sevmiyor artık
Varsın bana can veren Allah
Şimdi verdiği gibi alsın...

Şarkıyı sesli söylediğimin farkında değildim. Bir an duraksadım ve başımı pencere tarafından kaldırdım .
Savaş alkış çalıp bana baktı
" İnanılmaz. Bu kadar güzel sesinin olduğunu bilmiyordum " dedi.
Abim gülümseyerek " öyledir gülümün sesi" dedi.

Utanç ile gülümseyerek " ııı gelmedik mi ya , sıkıldım ben" dedim .

Abim" Geldik sayılır " dedi.

Beyazsu'yu gördüğümde küçük çocuklar gibi sevincimi gizliyemedim. Arabadan savaş ile inip abimin arabayı park etmesini bekledik.
Gözlerim, suyun üstünde duran oturulacak yerlere takıldı. Çok güzel görünüyordu . Dalmıştım. Savaş kulağıma eğilip " Gören diyecek buranın yabancısı sensin" dedi.
Bir anda moralim alt üst oldu, üzgün ses tonum ile
"Hiç gelmedim desem " dedim.
Şaşırmış bir yüz ifadesiyle tekrar bana bakarak;
"Ne yani sen Mardinlisin ve hiç Buraları görmedin mi ?. Dedi .  Acı ile karışık bir ses tonu ile;
"  Ee ağa kızı olmak öyle özgür olduğun anlamına gelmez tam tersi  dört duvar içinde mahkûm hayatı yaşıyorsun ve bunu görenler hayat senin istediğin gibi geçiyor sanıyorlar . İlk defa böyle çıkıyorun dışarıya ". Dedim  ve gülümseyerek boş bir yer aramaya çalıştım ama gördüğüm şey ile kalakaldım. Diyar mıydı o yoksa ben mi yanlış görüyordum. Aylar sonra tekrar onu görüyordum üstelik yanında kız vardı. Sanırım söylenenler doğruydu.
Diyar hep çapkın biriydi belki de bu yüzden benden istediğini alamayınca uzaklaştı. Beni fark etmesiyle kalbimin ritmi değişti, nefes alışverişlerim hızlanmaya başladı. Uzun uzun bana baktı sanki hiç buraya geleceğimi tahmin etmemiş gibi görünüyordu.
Belime dokunan el ile irkilip arkamı döndüm.
" Bana bak ve derin nefes alıp ver "  dedi savaş.

Başımı tamam anlamında salladım.
Bana gülümseyerek " sarılmak ister misin, sarılmak iyi gelicek sana " dedi .
Bir an duraksadım sonra Diyar'ın bize ters ters baktığını gördüm. "Sen görürsün bundan sonra" diye içimden geçirip hemen savaşa sarıldım.

Savaş bana bakarak" iyi misin " dedi .
" Hiç olmadığım kadar " dedim.
Bana gülümseyerek " gel şu tarafa oturalım Ali gelene kadar" .  Dedi
Tamda Diyar'ın karşısına oturmuştuk. Bu gün keyifli gidecekti . Ben küçüklüğümden beri böyleyimdir . İntikam almadan asla yerimde duramazdım. Er ya da geç herkes yaşattığını yaşayacaktı.

Bilerek Savaş'a yakın oturup sohbet etmeye başladım. Yüksek sesle gülüyordum. Diyar ile göz göze geldiğimde sanki gözlerinden alevler çıkacak gibiydi, korkmadım değil.  Bir an kalkıp bize doğru geldiğini gördüm işte o an korkumu gizliyemedim.

Bölüm sonunu nasıl buldunuz?





DOĞU'DA KADIN OLMAK Where stories live. Discover now