Her ayrılık öncesi soğuk rüzgarlar eser, ben seni tanıdığımdan beri fırtınalarında kırılmayan bir dalım kalmadı. Hiç güneşli gün görmedik, beni hiç ısıtmadığın kollarında başkalarını sardığını gördüm gözlerimle. Mutluydun ama benimle hiç olmadığın kadar mutluydun. Ağlamaya hakkım var mıydı şüpheli. Gözümden süzülemeyen her damla yaş kalbimden dökülen onlarca kan demekti. Sadece sen değil, hiç kimse görmedi. Ben sadece sen gör istedim, sadece sen bil, sadece sen sev. Sadece senle başlayan kurduğum her cümle katilim oldu benden habersiz. Sana yazdığım her satır bir zaman sonra sırtımda bıçaktı sanki. Sen sarmadın yaralarımı ben de yazmayı bırakmadım hiç. En son bir cümle yazdım ve bu cümle benim sonum oldu sanki. Benim katilim ne sendin ne de ben, benim katilim mürekkep yerine kan damlayan kalemimdi.
"Muhakkak bir gün seninle ben aynı anda birbirimizi düşüneceğiz, yeter ki sen ömrünün herhangi bir saniyesinde de olsa beni düşün." Diyor Nazım Hikmet, bir saniye de olsa beni düşünmen için gençliğimi harcadım, değmedi.
kalbimin en tozlu rafına bıraktığım
bu sayfa
artık kalbimin en temiz rafında.
Unutmak için bıraktığım yerde
her gün tozunu alırken buldum kendimi.
Düşlerimde bile göremediğim sana
her gün kırık namelerle dolu
şarkılar yazdım
Düşlerimde bile beni sevmediğini
anlamak canımı yakmamıştı hiç
kendi hayalimde bile başkasını
sevdiğini görene kadar.
Beyoğlu'nun en dip sahaflarında
bile bulunamayacak bu
hikaye
hayatımın çok satanlarındaydı
Her zaman oturduğun koltukta
şimdilerde bomboş
yerinde y'eller esiyor
Her zaman dinlediğin şarkılarda
bulamıyorum aynı tadı
ikimizin de kollarında
başka bir sevgili
Keşkeler mi canını daha çok yakacak
belkiler mi?
Her defasında ulaşmayacak ümidiyle
yaktığım mektuplar
şimdi bir şişenin içinde
bir denizde kayboluyor
içimde kaybolan her bir kelime
denizin içinde şimdi
Senin canını yazdığım hiçbir cümle yakmazdı da ben her yazdığım cümle de cayır cayır yanardım. Hiçbir cümlemin ağırlığını kaldıramayacak bile olsan her şiirim feda etmiştim uğrunda.
kalan tek şey,
unuttuğum her köşede oluk oluk
kanayan yaralarım.
Unutmama izin vermiyorlar sanki,
güldüğüm her sokağın sonu
ağlayarak bitiyor.
Gitmeye çalıştığım her yolun sonu uçurum
yolların hiçbiri çıkmıyor bana
Sana giden bir yol aramıyorum artık
çünkü biliyorum gittiğin yerde mutlusun,
bense seçtiğim ihtimallerde mutluluk arıyorum.
Herkes,
bir yerlerde bir şeyler arıyor.
Keşke diyorum
keşke
sen de beni arasan.
Belki kaybolmuşumdur...
Kaybolan insanı bulurlar değil mi R? Benim her kayboluşum aranmak içindi. Bulunmak içindi. Hiçbir zaman bulmadı kimse beni. Kaybolduğum her köşede daha fazla kayboldum. Bunun ağırlığını kaldıramazdı hiç kimse.
Kendini bulunmak istemediği her köşede arayanlara...
Sevgiyi öğrenmek istediği kalpten kapı dışarı edilenlere...
Belki aradığımız şey şiirlerdeydi,
yara bandı değil,
kanayan yara.
her daim kanayanlara...
ВИ ЧИТАЄТЕ
Y ҆ EL
Поезіяoturduğun koltuk, hep elinde duran o bardak, en sevdiğin şarkı... sustu bir zaman sonra her anı, soğuk bir rüzgar esti odada birdenbire kayboldu her şey. kalbimde ağır bir boşluk, ben bile taşıyamıyorum artık. derler ya hani hep yerinde y ҆ eller e...