1.|Sapık

8.1K 191 65
                                    

Kapının çalmasıyla odamdan çıktım. Babam gelmişti. Kapıyı açtım ama karşımdaki adam babam değildi.

"Cüneyt nerede?"
"Bilmiyorum"
"Sen neyi oluyorsun onun?"
"Kızıyım"
"Cüneyt'in kızı mı varmış?"

Şaşırması normaldi babam benden kimseye bahsetmezdi. Burada kimse tanımazdı beni çünkü hafta da sadece bir gün dışarı çıkabiliyordum diğer günler çıkmam yasaktı. Bu yüzden kimse tanımazdı beni.

"İyi Baban gelince söyle ona Miran Ağa yarın onu konakta bekliyor."

"Söylerim"

Dedim ve kapıyı kapattım.

Miran Ağa Mardin'e 2 yıl önce İstanbul'dan gelmişti açıkçası yüzünü daha önce hiç görmemiştim. Ahmet Ağa'nın oğluydu. Onun hakkında bildiğim tek şey buydu ama onun babamla ne işi olurdu ki? Gerçi babamın bu şehirde yemediği halt kalmamıştı onu şikayet etmek istemiştim ama babamdı ona karşı çıkamazdım isterse beni döver isterse söver ister severdi bu ona kalmış bir şey derdi Halam. Babamın bana ne acılar çektirdiğini en iyi o bilirdi ama asla sesini çıkarmazdı. O da böyle biriydi. Alışmıştım. Artık hiç bir umudum yoktu bu ev benim mezarım olacaktı. Gerçi Ben zaten ölmüştüm babam annemin ve benim çocukluğumun katili idi. Annemi acımasızca döverek öldürmüştü hemde ben daha 8 yaşındayken ve bütün bunlar benim gözlerimin önünde olmuştu. Babam bana hep "eğer bu gördüklerini birine anlatırsan gözlerini oyarım" derdi. Onun korkusuyla tek kelime edemezdim. Zaten o günden sonra gerekmedikçe konuşmamaya başladım bana soru sorulmadıkça asla konuşmazdım. Babam da bu durumdan rahatsız değildi asksine mutluydu benim acı çekmem onun hoşuna gidiyordu. Halamın da aynı şekilde neredeyse her gün bizim eve gelir ve babamı bana karşı doldururdu sonucunda bende dayak yerdim ve halam bu halimi gülerek izlerdi. Aslında benim bu evde aklımı kaçırmamış olmam tuhaftı benim yerimde başkası olsa çoktan ya delirmişti.

Bu düşüncelerden sıyrılıp tekrar odama çıktım ve kitabımı elime alıp okumaya başladım ta ki tekrar kapı çalana kadar odamdan çıkıp kapıyı açtım babam ve halam gelmişti.

"Çekil kız şuradan"

Halamın sözüyle kenara çekildim.
"Gelen giden var mı?"

"Bir adam geldi Miran Ağa seni yarın konakta bekliyormuş"

"Abi bir şey mi yaptın yoksa?"

"Saçma sapan konuşma Firuze! Ne yapacağım ben"

"Niye çağırıyor o zaman seni yoksa sen yalan mı söylüyorsun kız!"

"Hayır"

"Eğer öyle bir şey varsa sabaha kadar dayak yersin benden!"

"Yemin ederim yalan söylemiyorum"

"İnanma buna abi anası gibi yalancı buda bir güzel döv de aklı başına gelsin"

"Gel bakayım sen buraya!"

"Baba yemin ederim yapmadım, hala! Nolur inanın!"

"Yalan yere yemin etme Terbiyesiz! Abi al götür şuna iyi bur ders ver aklı anca başına gelir"

"Ben ona iyi bir ders verecem!"

Babam beni saçlarımdan sürükleyerek evin en alt katına getirdi.

"Baba-"

"Bana baba deme!"
Yüzüme attığı tokatla dengemi tutamayıp yere kapaklandım.

"Yalan söylemek neymiş göreceksin sen!"

Karnıma art arda tekmeler atıyordu benim tek yaptığım şey ise öylece ağlamaktı.

Artık yavaş yavaş bilincimin kapandığını hissediyordum. Çünkü artık aldığım darbeleri hissetmiyordum.

KALBİMDEKİ SEN Where stories live. Discover now