Burası ve bu oda harikaydı. Bana oldukça güzel bir oda vaad ediyordu. Banyosunda sıkıntı olması hiç önemli bile değildi. Yani sonsuza dek böyle kalacak değil sonuçta öyle değil mi?

"Olmaz. Tekrar teşekkür ederim...". Başıyla beni onaylamış ve bir kez daha mırıldanmıştı. "Dilerseniz bir duş alın. Size uygun kuyafetler ayarlatırım merak etmeyin. Daha sonra ise odama gelin ki avansınız vereyim.". Siktir.

Bunu konuşmamıştık. Bana gerçekten avans mı verecekti? Ah sikeyim yaa ne şanslıyım ama!

"Ah tamam. Teşekkür ederim...Şey bu arada. Efendim buraya da bir beşik ayarlayabilir misiniz? Ya da korumalı ek yatak. Eunmin çok küçük. Biraz daha büyüyene dek yanımda kalsın.". Kaşları itina ile havalanmış ve dudağının tek kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı.

"Çok iyi düşündünüz. Hemen ayarlatacağım merak etmeyin.". Ne iyi bir adamdı bu Bay Jeon...

İnsanın böyle bir babası, böyle bir eşi olsa hayatta isteyeceği ne kalırdı ki?

Bay Jeon hızla arkasını dönüp odadan çıktığı an Bay Namjoon devreye girmişti. "Taehyung gel hadi evin geri kalanına da bir göz atalım. Bakalım bu koca evde dızlayacak neler varmışş?". Kıkırdayarak fısıldadığında kendimi daha fazla tutamamış ve kısık bir şekilde ben de kıkırdamıştım.

"İlahi. Cidden çok şakacısınız...". Gülmem nihayet durulduğunda kapıya doğru onun yanına adımlamış ve beni durdurup kulağıma fısıldamıştı. "Ahahhah şakacıyımdır evet.".

***

Evin her bir yanını gezmiştik. Malikane o kadar büyüktü ki. Cidden ahh...İnsan burada kaybolur ya! Birisi kapalı olmak üzere iki tane havuz vardı. Bir spor salonu ve evin bodrum katında da bir sinema salonu vardı.

Ben bir yılda bir kez sinemaya gidiyordum, adamın evinde sinema salonu vardı cidden şaka gibi. Özet geçecek olursam evi gezerken Bay Namjoon bir kaç tane küçük biblo çalmıştı. Bu evde herkes değişikti cidden. Bu kadar zenginliğin içinde ne yapacaktı ki iki tane ecüş bücüş bibloyu.

Bunu en kısa zamanda Bay Jeon'a söylemeliydim...

İşte şimdi de misafir odasında duşumu almış ve üzerimi giyinip odama çıkmıştım. Bedenime uygun olmayan kıyafetler vermişlerdi. Kendi giysilerim gelmediği için muhtemelen bir çalışanın tişörtünü ve eşofmanını getirmişlerdi. Ancak eşofman öyle bol gelmişti ki onu giymek yerine diz kapaklarıma dek uzanan siyah tişörtü üzerime geçirmiştim. E tabii birde paketi açılmamış bir boxer getirmişlerdi. Onu da giymiştim.

Saçlarımı üstün körü havlu ile kuruladıktan sonra koşar adım odadan çıkmış ve Eunmin'in odasına gelmiştim. Bay Jeon'un yanına uğramadan önce onu görsem iyi olacaktı. Kapısını usulca açıp içeri göz attığım an Bay Jeon ile göz göze gelmiştik. Ah demek o da buradaydı.

Ona çekince ile gülümsedikten sonra usulca içeri girmiştim. "Yanınıza gelmeden önce Eunmin'i görmek istemiştim.". Sorgulayıcı bakışlarına tatlı bir yanıt verdiğimde başını olumlu bir şekilde sallayıp kucağında uyuklayan bebeğinin saçlarını ufak bir biçimde öpmüştü.

"Şey...Karnı tok mu ki? Mama verdiniz mi?". Yanına doğru ilerlediğim an başını olumlu bir şekilde sallamıştı. "Sabah mamasını yedi.". Gözlerim şok içinde irileştiği an gözlerim odanın içindeki saate kaymıştı. Saat neredeyse üç olmuştu. Bir bebek bu saate kadar nasıl aç kalabilirdi tanrı aşkına!?

"Bay Jeon siz ne diyorsunuz? O bir bebek, yetişkin değil. Bu saate kadar nasıl aç bırakıldı inanamıyorum.". Bay Jeon'un kucağında uyuklayan bebeği usulca kucağıma almıştım.

"Ben...Aç gibi görünmüyordu ve-". Sözünü kesmiş ve lafı ağzına tıkamıştım. "Sizin umrunuzda olmazsa kimse onu düşünmez. Babası olarak ilk önce sizin bebeğinizi takip etmeniz gerekir. Tanrıya şükür ki artık ben varım.".

Şaka gibi ya! Bir de babayım diyor! Öyle bebeği kucağa alıp yalandan pışpışlama ile babalık mı olur!?

Bana herhangi bir cevap vermesini beklemeden odadan dışarı adımlamıştım. O da hızla peşimden koşturmuştu. "Nereye gidiyorsunuz?".

"Mutfağa Bay Jeon. Ona mama hazırlayacağım.".
Eunmin ağlamaya başladığında parmak uçlarım ile sırtına usulca masaj yapmaya başlamıştım. Açlıktan ağlıyordu kesin!

Bay Jeon'u arkamda bıraktığım gibi sert adımlarım ile merdivenlerden inmeye başlamıştım. Tok adımlarım sayesinde üzerimdeki tişört usul usul açılıyor belki de kalçalarımı açığa çıkarıyordu.

"Taehyung.". Bay Jeon sert bir ses ile beni azarlarcasına seslendiği an hızla ona dönmüştüm. "Bir daha böyle giyinmeni istemiyorum. Burası bir gece kulübü falan değil anladın mı!? Bu evde bir bebek yaşıyor.". Ne? Sikeyim ne?

Bana sürtük mü demek istemişti?

Kucağımdaki bebek daha da ağlamaya başladığında Bay Jeon'a herhangi bir cevap vermeden arkamı dönmüş ve ilerlemeye devam etmiştim. Söz konusu bu masum bebek olmasa burada bir an bile durmazdım...Sorgulamadan bana nasıl bunu söyleyebilirdi? Lanet olsun...

Ben gidersem eminim ki bu adama kimse katlanamazdı tamam mı!? Fikirlerimi hemen nasıl çürütmüştü! İki yüzlü, kalp kırıcı pislik!

Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdığım gibi gözlerimi sıkıca yummuş ve göz yaşlarımın akmasına izin vermiştim. Buranın bir gece kulübü olmadığını biliyorum tamam mı pis ucube!

"Ben sürtük değilim tamam mı? Bana böyle bir ithamda, bir kez daha bulunma cürretinde bulunmayın sakın!".

***

Bölüm sonu...

Tekrar hatırlatayım.

40 Vote
65 Yorum

Bir yıldıza basmak ve fikir belirtmek bu kadar zor olamaz.

Bir yıldıza basmak ve fikir belirtmek bu kadar zor olamaz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bebeğim🤏🥹🩷

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bebeğim🤏🥹🩷

For Baby | TAEKOOK |Where stories live. Discover now