MAHZENDEKİ ÇOCUK

4.1K 299 196
                                    

Bölüm arası o minik yıldıza tıklamayı ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, çünkü o yorumlar benim motivasyon kaynağım.
İyi okumalar🤍

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Küçüğüm🍃

2.BÖLÜM
MAHZENDEKİ ÇOCUK

BÖLÜMMAHZENDEKİ ÇOCUK

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

***

"İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıdır."

- Stefan Zweig

Babamla ilgili en net hatırladığım şey, nasıl kuralcı ve despot bir karaktere sahip olduğuydu. Bana asla vurmamıştı ama verdiği cezalar ve bana karşı takındığı tavır canımı dayak yemekten kat be kat daha fazla acıtmıştı her zaman.

Annemin onun karşısında herhangi bir söz hakkı yoktu. Babam hangi şarkıyı çalarsa, annem de o havaya oynamak zorundaydı. Babamın üzerimde uyguladığı cezalara kayıtsız kalışı, bazen beni çileden çıkarırdı. Bir insan, nasıl olur da kendi öz evladına karşı bu kadar kayıtsız davranabilirdi ki?

Bir keresinde, ne yaptığımı bile tam hatırlayamadığım bir olay yüzünden, beni kocaman farelerin cirit attığı mahzene kilitlemişti. O olayın bende bıraktığı travma oldukça büyüktü. Annemin, beni affetmesi için ona nasıl yalvardığını zar zor duyabiliyordum kendi hıçkırıklarımın arasında. O zamanlar, sadece 7 yaşındaydım. 7 yaşındaki bir çocuk, soğuk ve karanlık, güneş görmeyen bir mahzene kapatılacak kadar ağır ne gibi bir suç işlemiş olabilirdi?

Şimdi dönüp geçmişe baktığım zaman babamın olması gerektiği yerde, koca bir boşluk vardı sadece. Onunla ilgili anılarımın hepsi kalp kırıklıkları ile doluydu.

Beni sevdiğini bir kere olsun hissedememiştim. Bazı insanlar vardır, hislerini gösteremez, söyleyemez ama gözlerine bakınca hissedersin. Babamın bana baktığı her seferde gözlerinde koca bir boşluk vardı sadece.

Bizi temelli terk ettiği o gece, yaşattığı her şeye rağmen çok ağlamıştım, çocuk aklı işte. Annemin tüm kadınlık gururunu bir kenara bırakıp onun ayaklarına nasıl kapandığı ve babamın onu umursamaz bir şekilde attığı her adımla birlikte yerlerde sürükleyişi hâlâ gözlerimin önündeydi.

Ben babamın gidişinden çok, annemin onsuz nasıl yaşayabileceği düşüncesine ağlamıştım belki de. Nitekim düşüncelerimde yanılmamıştım. O olaydan çok değil, sadece 1 yıl sonra aynı gecede, annem yaşadığı acılara daha fazla dayanamayarak intihar etmişti. Kestiği sadece bilekleri değildi, umutlarını da keserek göçüp gitmişti bu hayattan.

Bana söylemese bile, annemin, babamın geri döneceğine karşı olan umudunu, hayatına son verdiği o kara geceye kadar asla yitirmediğini biliyordum. Kendisine göre fedakarlık, bana göre ise sadece bencillikti bu yaptığı. Kendisine kıyarken sadece kendi acılarını dindirmeyi düşünmüş, geride bıraktıklarını asla umursamamıştı.

KREŞENDOTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang