YALANCILAR VE YABANCILAR

5.5K 467 243
                                    

Bölüm arası o minik yıldıza tıklamayı ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, çünkü o yorumlar benim motivasyon kaynağım.
İyi okumalar🤍

Bölüm şarkısı: Eurielle - City of The Dead

1.BÖLÜM
YALANCILAR VE YABANCILAR

BÖLÜMYALANCILAR VE YABANCILAR

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

***

"Alt üst olacak, umutsuzluktan öleceğini sanacaksın, ama, iç dünyan seni yine kurtaracak."

- Friedrich Hölderlin

Şubat, 2013

"Siktiğimin beceriksizleri sizi!"

Ecevit, kolundan kemiklerini kırarcasına sıkıca tuttuğu kız çocuğunu birkaç kere öne arkaya doğru hırpaladıktan sonra sinirle yere doğru savurdu.

Fırlatıldığı beton zemin yüzünden parçalanan dizlerinin acısını bile hissedemiyordu yaşadığı korku yüzünden. Parçalanmış elbisesinden geriye kalanlar, birkaç santim ötesinde duruyordu. Hızlı hareketle yerden aldığı elbise ile beceriksiz bir şekilde çıplak olan bedenini kapatmaya çalıştı.

"Siz kör müsünüz amına koyayım, nasıl kontrol etmeden öylece alıp getirirsiniz çocuğu buraya. Ben hayır kurumu muyum? İşime yaramayacak bir çocuğa neden ekmek vereyim ben?"

"Patron, biliyorsun, kızları seçerken genellikle fiziki özelliklerine ve yüzlerine bakıyoruz. Bu güne kadar asla böyle bir durumla karşılaşmamıştık, bu nedenle aklımıza gelmedi hiç böyle bir şeyin olabileceği."

"Aklını sikeyim senin Martha!" diye tekrar kükredi Ecevit. Zaten pörtlek olan gözleri, sinirlendiği için daha da belirginleşmiş ve olduğundan daha korkunç bir hale getirmişti adamı.

Hâlâ yerde dizleri üzerinde olan kız çocuğunun bedeni, yaşadığı şokla zangır zangır titriyordu. Korkusu yüzünden başını yerden kaldıramıyor, sadece kendisine ne olacağını merak ediyordu.

"Özür dilerim, patron." diye mırıldanarak başını önüne eğdi Martha. Kendisi otuzlu yaşlarının sonlarındaydı. 18 yaşında Makedonya'dan kaçak bir şekilde getirilmişti Türkiye'ye. O zamandan bu yana Ecevit için çalışıyordu. Henüz gençken, görevi Pruva'ya gelen müşterilerin gönlünü hoş etmekti ama zaman geçip yaşına yaş eklendikçe artık talep görmemeye başlamıştı. Bu nedenle artık yeni kızların seçilmesinden ve eğitilmesinden sorumluydu. İlerleyen yaşına rağmen hâlâ dinç bir vücudu vardı ve suratında yer edinen bir iki ufak kırışıklık dışında güzelliğinden bir şey kaybetmiş sayılmazdı. Bakışları, yerde sırtı kendisine dönük bir şekilde ağlayan kıza kayınca suratını buruşturmadan edemedi. Böyle bir kusuru olacağını tahmin bile etmemişti. Ecevit haklıydı, gördüğü manzara kendisini bile tiksindirirken, erkekler bu kızın suratına bile bakmazdı. Aslında suratına bakarlardı ama iş ileriye gidince gördüklerinden sonra kıyameti koparırlardı. Kim kusurlu bir kız için para ödemek isterdi ki? Derin bir soluk vererek bakışlarının odağını değiştirdi.

KREŞENDOOnde histórias criam vida. Descubra agora