Ertuğrul Bey!

287 23 7
                                    

Zöhre H - Hah onu büyütenler böyleyse o ne olsun. Sonuçta boşuna anasına bak kızını al dememişler, o da anası gibi işte.. Biri oba bey'ini ayarttı, diğeri moğol komutanını!

Dedi alaylı bir sesle, işte o anda obanın girişinden bir ses duyuldu. Gür vede öfkeli bir ses, insanın içini ürperten bir ses...Aslan kükremesi gibi olmuştu.

$- HADDINIZI BILESINIZ!

●●●●●○○●●●●●

Efruz H - Ertuğrul!

Dedi çocuksu bir heyecanla atla giren bey'ine bakarak, herkez şoktaydı ama en çokta içlerinde korku vardı. Çünkü hepsi onun kızı hakkında ileri geri konuşmuştu. Zöhre hatun ise eşine kadar laf demişti, bu nedenle deli gibi korkuyordu. Ertuğrul Bey'in evlatlarıysa heyecanla ona bakıyordu hatta Savcı ve Şirin Ertuğra da çadırdan çıkmıştı. Çok geçmeden de tamda bey odağının önünde durmuştu, gözü bir an çocuksu bir heyecanla ona bakan eşine takılmıştı. Bu yüzden de istemsizce gülümsemişti, eşi hâlâ tatlı vede güzeldi. Orman yeşili gözleri vede kızıl saçlarıyla çok güzeldi.

Efruz H - Hoş geldin bey'im!

Ertuğrul B - Hoş buldum hatun'um!

Aslında hiç hoş bulmamıştı çünkü duydukları sinirine dokunmuştu. Işte o anda gözü ağlamaktan maf olmuş kızına takılınca sinirle iç çekmişti. Kızının güzel gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu, dudakları sinirle dişlemekten yara olmuş gibiydi. Ten rengi de biraz solgun duruyordu ama buna rağmen gözleri hâlâ öfkeyle parlıyordu.

Ertuğrul B - Benim balama dil uzatmak, hatum'a olmayacak laf etmek ha? Bey'inizin eşine - kızına hakaret etmek sizin ne haddinize de böyle konuşuyorsunuz?

Zöhre H - Ertuğrul Bey kızının otağından moğol çıktı, herkezde gördü. Hadi ben yanlış gördüm, ya diğerleri... Ağabeyleri bile gördü! 

Dündar B - Zöhre sus artık!

Zöhre H - Sende görmedin mi Bey'im?

Ertuğrul B - O kefereyi otağa benim balam mı soktu da dil uzatıyorsunuz? Peki ya hatun'um? Siz resmen ikisine de kötü kadın damgası vuruyorsunuz, ben şimdi size ne yapayım ha?TÜM OBAYI KILIÇTAN MI GEÇIREYIM YOKSA DILLERINIZI MI KESEYIM?

Diyince hepsi derince yutkunmuştu çünkü öfkesinden dolayı göz rengi bile koyulaşmıştı. Hiddetle bakıyor, göz bebekleri öfkeden titriyordu. Osman Bey ise zorlukla yutkunup şunu söylemişti.

Osm - Bey'im...

Tam devam edecekken onun kızgın sesiyle irkilmişti.

Ertuğrul B - Bunlar olurken abi - kardeş sizlerin susması nedir Osman? Gündüz sen bunların büyüğü değil misin, niye kardeşlerine sahip çıkmazsın?

Gündüz B - Özür dilerim.

Ertuğrul B - Bacınızdan dileyin benden değil! Size gelince bey kızına öyle şeyler yakıştırmak sizin ne haddinize? Obada yabancı gezerse bu onun değil adam gibi etrafı kolaçan etmeyen alplerin ve gözcülerin suçudur. Böyle bir halt olmuş olaydı bile bildirmeleri lazımdı, obada MOĞOL GEZİYORSA BU HEPINIZIN SUÇU, BENIM BALAM'IN DEĞIL! 

Diye bağırınca hepsi korkuyla yerinde zıplamıştı, haklıydı. O moğol komutanı obaya girdiyse bu hepsinin suçuydu çünkü bu demekti ki obaya elini kolunu sallayan girebiliyordu.

Dündar B - Oba hakimiyeti Efruz hatun'daydı, sahip çıksaymış!

Dedi sinirle dişlerini sıkarak, bunun nedeniyse obanın ona değilde bir hatuna geçmiş oluşuydu. Aklınca da abisine oba hakimiyetini bana verseydin bunlar olmazdı demek istemişti.

Yok olan geçmiş!  Where stories live. Discover now