22

696 60 1
                                    

Aradan geçen zaman sonra da onun üzerini örtmüştü sonra da saçlarına yumuşak bir öpücük kondurup şunu fısıldamıştı...

Ert - Senin canını yerim hatun! 

****

... Okla yayı kendinden emin bir şekilde tut , sen ondan değil o senden korksun!... Şimdi bırak onu !

Diyince çocuk oku özgür bırakmıştı, işte o anda ok koydukları hedef tahtasına saplanırken ona öğüt verense onun saçını sevip şunu söylemişti.

... - Afferim Aybars !

Ay - Iyi güzelde ben cenk etmek istemiyorum.

Diyince hepsi şaşkınca ona bakmıştı çünkü o alp başının oğluydu . Ona öğüt verense bu bakışları dikkate almadan şunu söylemişti.

...- Ama babanda senin onun gibi olmanı istiyor , bu yüzden de bence onu kırma .

Ay - Ama Efruz Hatun !

Diyince Efruz onun saçını karıştırmıştı, evet çocuklara talim yaptıran ve ona ögüt veren bizzat Efruz idi .

E - Ne ama , kime ama ? Ufaklık kitabı her anında okursun ama onun güldüğünü bir defa görürsün!

Diyince Ertuğrul Bey ona parlayan gözlerle bakmıştı çünkü genç kız ona her geçen daha fazla çekici geliyordu. Öğüt verirken çıkan narin ve birazda kararlı olan sesiyle ona göre fazla büyüleyiciydi. Evet o da burdaydı hatta en yakın arkadaşları da yanınaydı. Bamsı Alp'e gelirsek : O ise duyduğuyla sevinmişti çünkü Aybars onun oğluydu vede kitap delisiydi. Bu yüzden de kılıç kullanmak veya cenk etmek son isteğiydi, bu da Bamsı Alp'i kırıyordu. Çünkü o alp başıydı, bu yüzden de insanlara madara olur diye korkar vede evladının cenkten uzak durması zoruna giderdi. Çünkü onunda oğlu cenk etmeliydi , hem bütün çocuklar alp olma yolunda yürüyordu. Ama Aybars , Savcı'yı örnek alıyordu çünkü Savcı da kitap delisiydi. Bu yüzden de Artuk bey ile gezer vede ondan bilginler edinirdi . Lâkin Efruz Hatun olunca bu seferde onun peşinden ayrılmazdı çünkü o gelecekten gelmişti, bu yüzden de fazla bilgiliydi. Bu da Savcı'nı ilgisini çekerdi , hem o diğerlerine göre fazla öğrenmeye aşıktı. Yeni bilgiler edinmek onun hoşuna giderdi , bu yüzden de araştırma yapmak onun için meslek gibi birşeydi...

Os - Iyi de o hep güler. 

Diyince Efruz bu sefer de onun saçını sevip şunu söylemişti.

E - Her insanın mutlu olduğunu nasıl kanıtlarız ki ?

Savcı- Ana, sen ne demek istersin?

Dedi merakla hatta hepsi merakla ona bakmıştı, o ise düz bir ifadeyle şunu söylemişti.

E - Savcı'm ben nice şehir ve nice insan tanıdım. Tanıdıklarımın kimisi mutluluktan kimisi de feryadını, acısını gizlemek için kahkahalarının ardına saklanırdı. Bu yüzden de Bamsı Alp'in neden güldüğü yada gülümsediği bilemeyiz , hem kim bilir belki de dertlerini böyle saklardır.

Gündüz - Anam bilir gibi konuştun yoksa sende mi böyle ederdin?

Dedi korkuyla hatta hepsi korkuyla ona bakmıştı çünkü onun da hayatı pek iyi değildi. O ise buruk bir gülümsemeyle şunu söylemişti.

Yok olan geçmiş!  Where stories live. Discover now