BD -40. BÖLÜM: SONSUZ SON

Start from the beginning
                                    

"Çağı bilmem, seneyi bilmem, seni bilmem, onu bunu bilmem ben. Bilirsem bir tek içeride acı çeken karımı, bir de canımdan can olan oğlumu bilirim ben. Beklenilen güzel olunca, beklemek pek mühim olmuyor. "

"Bak Melih, eniştene iyi bak kardeşim. Bu yüzyılda böyle aşık adam görmek her insan evladına nasip olmuyor" Asaf' ın takılması ile Melih gülümserken bende güldüm.

"Allah herkese benim derdimden versin" duama karşılık Asaf gülümsemekle yetindi. Melih ise duama karşılık vermişti.

"Amin" O sırada beklediğimiz koridorun sonunda ki sekreter masasının telefonu çaldı.

"Aslışah Koraltan' ın yakınları burada mı?" kadının sesi ile koşarak gittim yanına.

"Bir şey mi oldu? Allah aşkına söyleyin ne oldu?" kadın sorum ile şaşırsa da beni daha fazla öldürmeden konuştu.

"Eşiniz doğuma alınmış"

"Şimdiye kadar alınmamış mıydı?Doğru söyleyin bir şey mi oldu? Ben biliyordum abi. İçime doğdu benim"

"Sakin olun beyfendi. Sancısı kesilince beklemişler. Problem yok" duyduğum açıklama ile rahatlarken telefon bir kez daha çaldı. Beni bir 2 saat daha düşünceli saatler bekliyor derken kadın yeniden seslendi.

"Gözünüz aydın. Eşiniz doğum yapmış"

"Pardon?" bu kadın benimle kesin dalga geçiyordu. Doğuma girdi diyeli 2 dakika bile olmadan şimdi de doğurdu diyordu.

"Eşiniz doğum yapmış beyefendi"

"Ne çabuk? Şimdi girmedi mi doğuma. Ben pek anlamam da bu kadar kolay mı oluyor bu işler" kadın kendini tutamayıp gülünce ben saf saf Asaf' a bakmakla yetindim.

"Oğlum karın normal değil. Hayatının her alanında bizi şaşırtıp, mal mal ortada bırakmaya bayılıyor" bundan sonrası o kadar hızlı gelişmişti ki hiç birimiz anlayamadık. Odaya getireceklerini söyleyerek apar topar odaya girmiştik. Oda şenlik yerine dönmüştü adeta. Süslenen yatak, ikramlıklar ve olmazsa olmaz aile büyükleri.

"Ben bizimkileri çıkarıp aşağıya indiriyorum. Aslışah geldiğinde kendisini toparlayınca haber ver bize" Melih' in bu teklifi karşısında ona teşekkür ettim. Gerçekten odada adım atacak yer kalmamıştı.

"Siz bekleyin burada ben bakıp geleyim"

"Oğlum getirecekler işte"

"Olsun ben bakayım yine de" olduğum yerde duramıyordum ki. Odadan çıkıp koridora ilerledim. Bizim gibi bekleyen bir kaç aile daha vardı. Az önce beklediğim yere ilerlerken açılan kapı ile koştum.

"Bercestem" seslenmem ile yorgun gözleri açılıp beni buldu. Elini kaldırıp elimi tutarken sedyenin yanında yürümeye başladım.

"Selman, çok güzel bir bebek"

"Annesi güzel ondandır" hazırlanan odaya ilerlerken bizden önce giden hemşire odada ki ailemizi çıkardı. Odaya girdiğimizde Aslışah' ın isteği ile Irmak, Eda ve Kehribar yanına girmişti.

"Ben çıkıyorum" odadan çıktığımda karımı görmüş olmaktan dolayı mutluydum. Bebeğimi görecek olmak ise başka bir duyguydu. 10 dakika sonra odaya girdiğimizde hemşire de arkamızdan geldi. Elinde ki beşikte duran oğlumu gördüğümde hayatımda ikinci defa bu kadar duygulanmıştım. Biri Aslışah ile evlendiğimde ikincisi de bu andı. Gözlerim dolarken kimseye hissettirmeden sildim. Ben annesinin kucağında ki oğluma odaklanmışken hemşire bir şeyler anlatıyordu. Hepimiz merakla oğlumu inceliyorduk ve daha önce defalarca bebek görmüş insanlar bile ilk defa görüyor gibi heyecanlılardı. Hemşire acıkan oğlumun beslenmesini söylediğinde ben hariç herkes teker teker çıktı odadan. Sadece biz kalmıştık. Hemşirenin talimatı ile Aslışah gösterildiği gibi emzirmeye başladı.

AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now