1- Küçük Kızın Çığlıkları

Start from the beginning
                                    

Küçük kızın saçları yanarken güçlü bir kahkaha atarak buhar olmuşcasına ortalıktan kayboldu.

Yoongi sonunda hareket ettiğini hissettiğinde kendini yerde kitaba sanki bir bebek gibi sarılırken buldu. Kendine geldiğinde ise kitabı en sonunda bıraktı ve başına giren ağrı yüzünden afalladı.

Yatağa oturdu. Kitaptan yine ışıklar gelmeye başlayınca istemsiz bir şekilde ne olduğunu anlayamadan kitabı aldı. İlk sayfasını çevirdi.

Sarı ve koskoca sayfada sadece tek bir yazı vardı.

"BİZİ KURTAR, İNTİKAMIMIZI AL!..."

Yoongi kendine geldiğinde kitabı yere fırlattı. Ne olduğunu anlamdıramıyordu. Kendine hakim olmaya çalışarak acele ile yastığı ve yorganını toplayıp telefonunuda alıp salona koşar adımlarla kaçtı.

Yorganı kafasına kadar çekmiş, üzerine gelen baskı ile sanki bir enerji onu uyumaya zorluyordu. Gözlerini ne kadar açık tutsada kapanıyor, oturduğu yerde uyukluyordu. En sonunda bu baskı karşısında daha fazla dayanamadı ve kendini tatlı uykunun kollarına bıraktı.

◇◇◇◇

Sabah uyandığında annesi baş ucunda bağırıp onun uyanması için üstünden yorganını çekiyordu. Yoongi ise duyduğu ses ile yüzünü buruşturdu. Annesinin cırtlak sesi kulak zarını delip geçmişti.

"YOONGİ HADİ KALK DERSİN BAŞLAYACAK!"

"Bağırmana gerek yok uyandım zaten. "

Kalktığında aklına dün geceki olanlar gelmişti. Galiba kabus görmüşüm diye düşündü, ya da kendini kandırıyordu. Sabah rutin işlerini halleti. Odasına girdiğimde kitap ortalıkta gözükmüyordu.
Kesinlikle kabustu diye düşündü.

Çantasınıda alıp hızlıca evden çıktı. Aklı dünkü olaydan dolayı karışıktı. Çok gel-git yapıyordu kafasında. 'Acaba cidden kabusmuydu? Yoksa gerçek miydi?' Diye düşünüp duruyordu. Okula geldiğinden haberi bile yoktu.

Sınıfa çıktığında ise Namjoon, Seokjin ikilisi şakalaşıyordu. Namjoon'un yanına çantasını bıraktı. Sınıf öyle kalabalık değildi. Zaten okulun son haftalarıydı. Çoğu dershaneye, kurslara gidiyordu.

Taehyung ve Jungkook ikilisi sınıfa herzaman ki gibi tartışarak içeri girdi.

"Ama hayır ben salağım sana cevap veriyorum."

"Kendini bilmen mükemmel bir şey Jungkook-shii."

"Adımı ağzına alma bir daha ya kaç kere diyeceğim sana? Anlama kapasiten yok galiba? "

"Öylese.. JUNGKOOK, JUNGKOOK, JUNGKOOK.!"

"Artık seninle uğraşmayacağım, lütfen benimle muhattap olma Taehyung."

"Adım ağzına ne güzel yakışıyor, bir daha söyler misin Jungkook-shii?"

Jungkook göz devirmekle yetindi. Yoongi onların bu hallerine güldü ikili yanlarına gelirken Seokjin söylendi. "Hoseok nerede? En erken o gelirdi okula ya." Namjoon, Seokjin'in ardına hemen söyledi." Dün gece, uyuyamamış, içerisinde bir rahatsızlık olduğunu söyleyip durdu. Ağlamak istiyormuş sürekli. Duş alıp uyumasını söyledim. "

Yoongi duyduğu şey ile gözleri aniden belirdi. "NASIL UYUMAMIŞ? "
Aniden çıkışınca bütün gözler ona döndü. "Yani nasıl iyimi diye sormak istemiştim. Bir şey dedi mi? "

"Tamam diyerek telefonu kapattı. Sanırsam gelir birazdan uyuyamıştır o yüzden gecik- işte iyi insan lafın üstüne gelirmiş."  Namjoon sözü yarım kesilirlen kapıdan içeri Hoseok göz altları mor bir şekilde ve ürkek bakışlarla Seokjin'in yanına oturmuştu. Sanki cin görmüş gibi etrafa bakıyor, sıcak havada giydiği siyah hırka ile kafasını kapatıp sanki bir şeylerden saklanıyor gibi gözüküyordu.

▪︎LİTTLE DARK AGE▪︎Where stories live. Discover now