4.Bölüm

286 30 1
                                    

Seni Hatırlatacak her şeyden uzaklaştı...Ama kendinden kaçmıyor insan.

Özdemir Asaf


Turan'ın odadan çıkmasıyla birlikte Liva içeri girmişti. Babasının yanı başında bulunan koltuğa oturmuştu. Cihangir ise ilaçlardan dolayı uyumuştu. Liva hiç bir şey yapmadan babasını izliyordu. Annesi şu an burada olsaydı acaba ne olurdu diye düşünüyordu. Tabi bu düşünmekte kalıyordu. Kapının çalınmasıyla birlikte Liva düşüncelerinden sıyrılmıştı. Gelen Aslıydı. Aslı odaya girdiği gibi Livaya sarılmıştı. Aslı'nın da kanayan yarası bu değilmiydi.Canından çok sevdiği adamda ölmemişmiydi. Bu duygu bam başkaydı anlatılmazdı yaşanırdı, Aslı bunu yaşamıştı hem de en ağır bir şekilde.

İnsan meğer ne çok acılar barındırıyor içinde ama en kötüsünde bu acı hiç geçmiyor, silinmiyor. Nereye baksan ondan bir hatıra var ve hatıralar silinmeyecek kadar değerlidir. Aslıyı da hatıralar ayakta tutuyordu.

Aslı göz yaşlarını silip elinde olan yemek kaplarını göstermişti. "yemek yemediğini ikimizde biliyoruz. Hiç itiraz istemiyorum birlikte yiyecez".Liva'nın itiraz etmesine izin vermeden getirdiği kapların ağzını açıp masaya koymuştu. Liva da mecbur yemek yemek zorundaydı. Arkadaşlık güzel şeydir. Tabi doğru arkadaşlıklar. Âmâ Liva ve Aslı arkadaş değil kardeşlerdi. Aslı Livanın kafasını dağıtmak için saçma bir soru sormuştu.

"Senin ilk aşkın kim Liva hatta dur senin ilk aşkın var mıydı?"dedi Aslı gülerken." Ne gülüyorsun ya. Hem benim ilk aşkım var." dedi Liva kendinden emin bir şekilde. Aslı şaşırmış şekilde"Kim"dedi."Babam"demesiyle aslı kahkaha atmaya başladı. Liva da aslıya bakarakken oda kahkaha atmaya başladı. kahkalarının kapının çalmasıyla son bulmuştu.

Aslı ve Liva dikkatini kapıya vermiştiler. Kapı açıldığında cüsseli ve uzun boylu bir adam girmişti. Liva gelen adama dikkatle bakıyordu. Yüzündeki maske Liva'ya tuhaf gelmişti. Cihangir de yavaş yavaş uyanıyordu.

Gelen adamın kim olduğunu cihangir hem anlamıştı." Hoş geldin Anka özletin kendini. "Cihangir kızı Livaya bakmıştı. Liva bunun anlamını bildiği için hemen dışarı çıkmak istemişti. Âmâ Aslı adamın adını duyduğunda yerinde mıh gibi kala kalmıştı. Aslı bağırmak istiyordu ama yapamıyordu. Anka ise sadece Aslıya bakıyordu. Liva da Aslı'nın kolundan tutmuş zar zor dışarı çıkarmıştı. "Aslı kendine gelsene. Ne oldu. Yüzünde sapsarı oldu. İyi misin?" Liva'nın sorduğu soruları duymuyordu bile. Azından bir cümle çıkıverdi istemsizce. "Ne kadar değişmiş" dedi. Liva ise ne olduğunu anlamıyordu. Aslı lavaboya gideceğini söyleyip Livanın yanından ayrılmıştı hızlıca.

Cihangir ise oğlu gibi gördüğü adama bakıyordu. "Yüzündeki maskeyi çıkarmayı düşünmüyor musun? "demişti. Anka'dan da cevabı hemen gelmişti." Yüzümü görmek isteyeceğinizi zannetmiyorum Albayım" Anka'nın söylediği cümle Cihangir'in içini yakmıştı. Cihangir Anka'nın yüzünü görmüştü aslında ama bakamamıştı. İçini öyle yakmıştı ki bakamamıştı.

"Operasyona sizin tim katılıyormuş Binbaşım "dedi Cihangir. Anka ise sadece başını sallamakla yetindi. Cihangir ve Anka Operasyon hakkında konuşmaya devam etmişlerdi.

    
                               ***

Liva ise Aslı'yla ilgileniyordu. Kendine gelmiş değil hala. İçerden Anka'nın çıkmasıyla birlikte Aslı ayağa kalkmıştı. Anka ise Aslı'nın yüzüne bakmadan yoluna devam etmişti. Aslı'nın yüzüne bakmazdı. Bakamazdı .Aslı Anka'nın önüne geçmişti. "Biraz konuşa bilirmiyiz?"dedi Aslı. Anka ne kadar konuşmak istemesede artık geçmişinden kaçamazdı."Dışarda konuşalım "dedi Anka. Liva gitmek istese de belki yalnız konuşmak istiyorlar diye gitmemişti.

Aslı Anka'nın konuşmayacağını anladığında konuşmaya başlamıştı. "Maske takıyorsun neden "dedi Aslı.

"Öyle gerekiyordu"

"Adını da değiştirmişsin."

"Sanane kızım sanane Annem? misin Babam mısın? kimsin kızım sen."Aslı gözünden gelen yaşı sildi hemen. Haffifçe güldü Aslı. Âmâ bu gülüş acının gülüşüydü.

"Kim miyim? BEN SENİN KIZ KARDEŞİNİM ABİ. Unutuğun kız kardeşinim." Bağırarak söylemişti Aslı.

"Sen tek mi acı çekiyorsun abi. Ben de acı çekiyorum. Senin sığınacağın bir mesleğin var abi ben, ben nereye sığınacam peki. Benim acımı kim hafifletecek. Sen kaybettiysen bende kaybettim abi. Benim sevdiğim adam şehit oldu abi. Dönücem dedi abi söz vermişti. "Aslı ağlayarak abisinin ğöğüsünü yumruklamaya başlamıştı. "Ben onu sana emanet etmiştim. Sen bana ne getirdin ondan kalan SON MEKTUP getirdin. Ben şimdi ne yapayım abi. Sığınağım sendin sende gittin abi. "Aslı'nın ağlayarak sarf etiği cümleler abisinin içini yakmıştı."Koruyamadım" dedi abisi. Abisi aslıya son kez sarılıp bırakmıştı. Arkasını dönmeden gidiyordu.

"Git bir daha dönme. Eğer dönersen seni affetmem. "dedi Aslı .Abisi arkasına bakmadan gitmişti. Geriye kalan sadece acı. Acının tarifi olmazdı yaşayan çok iyi bilir. Ama acıyı bize anlat derseniz tek bir kelime söylüyemezler. Sadece gözündeki hüznü görürsünüz.

Acı ve hüzün hayatın vazgeçilmez iki kelimesi.



‼️‼️‼️Oy ve yorumlarınızı bekliyorum çiçeklerim.Satır aralarını boş bırakmayın.
Tik tok: Sonmektup7
Instagram:Yazar_watpad

Tik tok: Sonmektup7Instagram:Yazar_watpad

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.










SON MEKTUP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin