3. Bölüm

654 19 1
                                    

Multimedyaya, az çok aklınızda canlansın diye Sare temsili koyuyorum. Oy ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar. 🤍

Sare' yle birlikte okulun kapısından girerken gözlerim etrafı inceliyordu. Her gün olduğu gibi, bugün de okula Sare' yle birlikte gelmiştik.

"Kimi arıyorsun?" diye sordu hemen yanımdaki Sare.

"Ne?" dedim, gözlerimi etraftan çekip ona çevirirken.

"Kimi arıyorsun? diyorum. Okula girdiğimizden beri gözlerin etrafı inceleyip duruyor." dedi.

Çok mu belli ediyordum? Kesinlikle çok belli ediyordum.

"Kimseyi ya, öyle bakıyorum ben." demiştim, yalan söyleyerek. Pek inanmışa benzemiyordu ama omzunu silkip, yanımdan geçti ve sınıfa doğru ilerledi.

Trip mi atmıştı o bana?

Ben de arkasından ilerlemiş ve hemen sınıfa girmiştim. Benden sonra da dersin hocası girdiğinde, öğrenciler yerlerine geçmişti.

Sıkıcı bir edebiyat dersi bizi bekliyordu. Dersin hemen bitmesi ve kiraz dudakları bulabilmek için resmen dua etmiştim.

Aklıma gelen şeyle Sare' ye döndüm ve kulağına yaklaşıp, sessizce fısıldadım. Ama Sare' ye yaklaşıp, kokusunun burnuma dolmasıyla olduğum yerde kalmıştım.

Vanilya kokuyordu ve ben vanilyalı her şeye bayılırdım.

Çaktırmadan biraz daha yaklaşıp, boynunu koklamıştım. Sare' de bunu fark etmiş olacak ki, "Ne yapıyorsun Dicle?" diye sormuştu.

"Ben... Şey, bir şey soracaktım sana." dedim, tedirgin bir şekilde.

"Tamam, sor." dedi tedirgince. Ona olan yakınlığım, onu da tedirgin etmişti sanırım.

Ya da bana öyle gelmişti.

"Okulda beyaz saçlı ve mavi gözlü bir kız gördün mü hiç?" diye fısıldadım kulağına.

"Hayır." dedi hemen, derken sesi titremişti biraz.

"Anladım." diyerek geri çekildim.

Vanilya kokusu hâlâ burnuma geliyordu ve beni onu tekrar koklamaya sürüklüyordu. Bir süre sonra Sare' de benim ona yaptığım gibi, kulağıma yaklaşmış ve fısıldamıştı.

İşte, yine oluyordu.

Kokusu burnuma dolar dolmaz, ona belli etmeden içime çektim derince.

"Neden sordun ki?" diye sordu, Sare merakla.

"Hiç, öylesine sordum." dedim, çok saçma bir cevap verdiğimi farkındaydım ama vanilya kokusu, aklımı başımdan alıyordu. Mantıklı cevaplar veremiyordum.

Başımı Sare' ye çevirdiğimde hâlâ yakınımda duruyordu. Biraz daha yaklaştım ona. Kendini geri çekmedi hatta, sanki o da bana yaklaşmıştı.

Boynuna yaklaşıp, dudaklarımı hafifçe bastırdım üzerine.

"Dicle!" Edebiyat hocasının sesini duymamla, ateşe dokunmuşum gibi Sare' nin boynundan geri çekilmiştim.

"Efendim hocam?" dedim tedirginlikle. Çok yanlış bir pozisyonda bizi yakalamıştı ve yanlış anlaşılması da çok normaldi.

"Ne yapıyorsunuz siz?" diye sordu hoca.

"Bir şey yapmıyorduk hocam. Sare' nin boynu tahriş olmuş, ona bakmamı istemişti."  diye bir yalan söyledim.

"Sana ne Sare' nin boynundan kızım?" demişti hoca da.

Sinirlenmeden edememiştim.

"Sare benim küçüklükten beri arkadaşım hocam. Ne ima ettiğinizi bilmiyorum ama büyük ahlaksızlık yapıyorsunuz." diyerek, ayaklanmış ve sınıftan çıkmıştım.

Tamam, yalan söylemiştim ama yaptığı ima da hiç hoş değildi. Sare benim arkadaşımdı, ona o gözle bakmıyordum bile.

O zaman neden boynunu öptün?

"Çünkü güzel kokuyordu." dedim, beynimin içindeki sese.

Hayır, çünkü ondan etkilendin.

"Hayır, etkilenmedim. O benim arkadaşım."

Arkadaş, arkadaşının boynunu öpmez Dicle.

"Ben öpüyorum belki."

Etkilendiğin için öptün sen.

"Yeter, sus artık."

Kabul et, Sare' ye karşı bir şeyler hissediyorsun işte.

"Hayır, hissetmiyorum. Ben Kiraz dudaklardan hoşlanıyorum." dedim sinirle.

Kiraz dudaklar gerçek değil Dicle.

"Yeter, sus artık sus!" diyerek başımı tutmuş ve gözlerimi sıkıca kapatmıştım.

Mehir gerçek değil, Dicle.

"Sus artık, sus!" diye çığlık attığım sıra, bedenime sarılan kollarla irkilmiştim.

"Tamam, geçti. Yok bir şey, ben yanındayım."  bedenime sarılan kolların sahibi, Sare' ydi.

"Sussun Sare." dedim, artık ağlamaya başlarken.

"Tamam güzelim, susacak." deyip, daha sıkı sarılmış ve saçlarıma öpücük kondurmuştu.

Ben, "Susun." diye sayıklamaya devam ederken, Sare bana her geçen saniye daha sıkı sarılıyor ve saçlarıma daha çok öpücük konduruyordu.

O an anlamıştım. Ailemin yanımda olması gereken zamanlarda, aslında hep Sare' nin benim yanımda olduğunu.

Aslında Sare' nin benim ailem olduğunu, o an anlamıştım.

*****

Şizofren' i çok uzatmayı düşünmüyorum. Çünkü zaten şizofren olmuş bir kızın hayatını anlatıyor. Bir yere kadar yazabilirim. 

Uzatırsam, batırırmışım gibi hissediyorum. Hemen final yapmayacağım tabi ki ama çokta uzatmayacağım.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, öpüldünüüz. ^3

ŞİZOFREN | GXG +18Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora