Bakışlarımı aynadan telefona döndürdüm, çok haklıydı. Ben olsam ben de rahatsız olurdum bu durumdan ama biz ne güne duruyorduk diye düşünürken Nisan hemen söze girdi. "Kızımızı ele mahcup edecek değiliz ya?" Kameraya doğru eğildi biraz, kaşları da çatılmıştı. "Hangi tarihte gidip döneceğini haber versen yeter, ben ayarlarım."

"Öyle olmaz ki-"

"Neresi olmazmış?" Nisan elini hadi hadi der gibi salladı. "Düğünümde Ahu ne takıyorsa bir büyüğünü takarsın, ödeşmiş oluruz." dediğinde Sare güldü. "Yatırım tavsiyesi herhalde bu," diyerek ben de espriye vurmuş, konuyu biraz olsun mahcubiyet duygusundan uzaklaştırmaya çalışmıştım.

"Kızlar ya, ben de bir şey söyleyeceğim size," Nisan konuyu tamamen değiştirecek o büyülü girişi yaptığında ikimiz de dikkat kesilmiştik. Bir süre oflayıp pofladı, etrafa baktı, kameraya baktı. "Hareket etmesen internet gitti diyeceğim Nisan, ne oluyor ya?" Sare telefonu başka yere koyarak duruşunu değiştirdi ve bağdaş kurdu. "Bazı şeyleri kendinize yakıştıramadığınız oluyor mu?"

Anlam veremediğim girişle birlikte "Ne gibi şeyler?" derken bulmuştum kendimi. Allığımdan hafifçe dudağıma da geçtiğim için çok doğal bir hava yakalamıştım, aynadaki aksim hoşuma gittiği için tamamen kızlara odaklandım. "Ya anlayın işte," dedi, biz iki maldan da ses çıkmadığı için "Cinsel şeyler," demek zorunda kalmıştı.

Bu konu Nisan'dan asla duymayı beklemediğim bir alan olduğundan kulaklarımı dört açtım. Elimden geldiğince uzattığım tek kelimelik bir "Hıııı,"dan sonra "Neyi yakıştıramıyorsun mesela?" diye sordum. Nisan ise hemen suratını değiştirmiş, agresifçe "Vücudumun verdiği tepkileri anasını satayım," demişti. "Yirmi küsür yıldır bu bedenin içindeyim, Batuhan'ın yanında değişik değişik işler çıkartıyor başıma."

Gülme Ahu, hayır gülme.

"Ya kızım doğru düzgün anlatsana, ne oluyor bedenine ben anlamadım," Sare olayın iç dünyasına girememişti belki ama ben Nisan'ın neyi kastettiğini az çok sezmiş gibiydim. "Ben leb demeden leblebiyi anlayan arkadaşlarım neden yok ki?" diye kısa bir sitem ettiğinde Sare "Offff," dedi. Nisan ise "Batuhan bana dokunsun istiyorum geri zekalı Sare, anladın mı?" diye çıkıştı.

Nisan hariç telefonun ekranına yansıyan görüntülerimiz donarken nasıl bir tepki versem diye düşünüyordum. Arkadaşım hislerime tercümanlık ediyordu ama ben onun gibi itiraf edebilir miydim bilmiyordum. "Çok mu absürt bir his bu ya, neden öyle bakıyorsunuz?"

"Dokunmaktan kastın ne?" diye sordu Sare, onun bu konudaki travması henüz son bulduğundan ne düşündüğünü kestiremiyordum. "Ya öyle çok ileri bir seviyeden bahsetmiyorum," dedi. "Biz ilk defa iki hafta önce adam akıllı öpüştük," der demez yine sinirlenmişti. "İşte sorun da tam burada başlıyor. Ya alt tarafı öpüştük ağzına sıçayım, tüm vücudum alev aldı sanki. Alevin merkezi neresi ben söylemeyeyim siz anlayın artık."

Nisan kırk beş yaşındaki kadınlar gibi konuşmaya başlayınca kendimi bu sefer tutamadım ve sesli bir şekilde güldüm. Sare ise tepkisi görünmesin diye görüntüden çıkmıştı, sadece kahkahası geliyordu. "Oğlum gülmeyin ya, ciddi bir sorun bu. Öpüştük diye orgazm oldum sandım, eve gelip araştırdım."

"Neyi araştırdın?" dedim gülmelerimin arasında, "Ahu gülme bak sinirleniyorum," diyen Nisan'ın sabrının son demlerinde olduğumu anlayınca da susmak zorunda kalmıştım. "Tamam tamam özür dilerim," dedim. "Neyi araştırdın gerçekten?"

"Öpüşünce orgazm oldum diye aklım çıktı biliyor musunuz? Bir erkek bedenime bu kadar hükmetti diye aklımı kaybediyordum, eve gelip ağladım."

"Sen malsın yemin ederim," dedi Sare, o da nihayet gülmeyi kesmişti. "Ya öpüşünce orgazm olacak kadar azmamışsındır Nisan, olmaz o öyle. Daha önce hiç duymadım."

Ahu ile CengizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin