XX. ~Gerçek Sahip~

Start from the beginning
                                    

"Zern lütfen ağlama. " bu kadar zor olmamalıydı onların aşkı. Kadın da farkındaydı bir gün sevdiği adamı yalnız bırakacağını. O zaman ona veda etmeden gidecekti. Ondan uzaklaşmalıydı. Her geçen gün sevdiği adamı karşısında yaşlanmak o kadar zordu ki. Tüm güzelliği yüzünden siliniyordu . Burada zaman sadece ona işliyordu diğer herkes aynı kalmaktaydı. Hiçbir zaman bu durum için, ölümlü olduğu için ve bir gün Tanrı'ya emanet olarak verilen ruhunu geri vereceği için kızgın değildi.

Onun hayatı da bundan ibretti. Her şeye rağmen Zern gibi güzel bir adamı sevmişti. Bu her şeye değerdi. Bir kadının en çok isteyeceği şey ona saygı gösteren, ona değer veren , ona sevildiğini hissettiren bir adamla birlikte olmaktı.

Bu yüzden kendini şanslı kadınlardan sayıyordu. Evet şu anda Ölüm Yiyenler tarafından çok feci bir şekilde yaralanmış acı dolu feryatlar içinde Zern'in kollarına yığılmıştı. Kötü olan şey ise ilk kez Zern'in ona olan bakışının aldığı haldi.

Ona öyle bir bakmıştı ki sanki orada canı çıkacak gibi hissetmişti oysa ki henüz daha ölmemişti.

Adamın gözlerine inanılmaz derecede korku sarmalamıştı. Zern'in en büyük zaafı da buydu. Diana'ya bir şey olacak korkusu ile yaşamaktaydı.

Onun da çektiği en büyük acı buydu işte.

"Ağlamıyorum ki Diana sen beni düşünme geldik güzelim. " evet gelmiştiler biraz sonra Ares'in evinden içeri gireceklerdi ama neden bu kadar uzun sürmüştü?

Zern hızlı gelmeye çalışsa da Diana'yı kucağında taşıdığından dolayı kanlar her ikisini de kirletmekte, Zern kadının kollarında ölmesinden çok korkmaktaydı. Birkaç dakika duraksadı ve şato görüş açısına girdiği için derin bir nefes alıp yoluna devam etti.

"Geldik Diana. Geldik güzelim." Kadın o böyle söyleyince bile mutlu olmasını bilen biriydi. Evet şu anda ölse bile huzurlu bir uykuya dalardı. Üzülürdü elbet onu geride bıraktığı için ama mutlu sonlar ancak masallarda olurdu diye düşünmeden de edemedi.

Az bir süre sonra nihayet bahçeden içeri girmişlerdi. Kapıdaki muhafızlar Zern'i görünce koşarak yanlarına geldiler ve hemen demir kapıyı açıp içeri geçmesi için ona yardımcı olmak isteseler de Zern gerek olmadığını söyleyip kadını kucağından indirmeden doğruca salona ilerledi. Evdeki hizmetliler Zern ve Diana'nın kana bulanmış hallerini hayretle izlerlerken Ares'e haber vermek için koşarak üst kata çıktılar. Evin içini bir telaş almıştı. Zern yere akan kanları gördükçe ağlamamak için kendini zor tutsa da Diana daha fazla üzülmesin diye kendini olabildiğince tutmaya çalıştı tabi ne kadar etkili olurdu o bile kestiremiyordu.

"Neler oluyor Zern bu halin ne!" Sorudan çok bir feryat gibiydi koşar adım gelen Ares'in sesi. Arkasından da evdeki tüm hizmetleler peşine takılmıştılar.

"Abi lütfen yardım et durumu çok kötü. " Zern'in çaresizliği her geçen dakika daha da artarken Ares kısa bir an gözlerini Diana'nın üzerinde gezdirip tekrar kardeşine döndü.

"Sakin ol aslanım. Neden bu hâlde Diana anlat önce. "

"Biz artık şatoya geri dönecekken bir anda Ölüm Yiyenler tarafından saldırıya uğradık sayıları çok fazlaydı onu koruyamadım. " ve işte o an artık uzun zamandan beri tuttuğu göz yaşları yanaklarını ıslatmaya başladı.

Bu hâlini gördüğü için kahrolan Diana da onun ile birlikte ağlamaktaydı.

"Onlar uzun bir süredir uykudaydı. Nasıl uyandılar. Tanrım delireceğim Zayn buraya gel çabuk!" Diye bağırmaya başladı Ares.

MAHPERİ IV +18Where stories live. Discover now