43. Bölüm- Denek 13

Start from the beginning
                                    

Akciğerleri görevini yerine getirmek için acı içinde sönüyor ve tekrar şişiyordu, sönüyor ve tekrar şişiyordu, şişiyordu, şişiyordu. Sönmüyordu, sönemiyordu, şişiyordu. Fakat o suyun içinde değildi, akciğerlerine su dolmuyordu, sıradan bir odada, sıradan bir şekilde nefes alıyordu. 

Yalnızca hissediyordu, öldüğünü hissediyordu.

 Fakat devam ediyordu yaşamaya, vücudu acının kırıntısını dahi hissetmiyordu, yalnızca zihni hissediyordu, yalnızca zihni alışıyordu acıya. 

Zorlukla öksürdü, boğazı yırtılırcasına bağırdı. "Yalvarırım! Yalvarırım, ne istersen yapacağım! Yalnızca kurtar beni! Özür dilerim! Yalvarırım kurtar beni!" 

Acı içinde titreyen kollarına hakim olamıyordu, karşısında duran demir kapının önüne ulaştığında acı içinde kapıyı yumrukladı. Tekrardan bağırdı, tekrardan yalvardı fakat titreyen vücudu, onun daha fazla dizleri üzerinde durmasına dayanamadı.

 Acı içinde yere yattığında kızıl saçları kanına bulanmıştı. Beyaz ve saf görünen teninin üzerine değen kan onu bu saf görünüşünden uzaklaştırmaya yetmiyordu. Aksine, can acıtıyordu.

 Vahşice öldürülmüş bir peri kızını anımsatıyordu, acı dolu inlemeleri onun ince ve narin sesiyle birleştiğinde can acıtıyordu. Fakat gerçeği yalnızca kendisi ve o biliyordu. Yalvardığı, özür dilediği, muhtaç olduğu o.

 Dışarıdan saf bir peri kızını anımsatan bu kadın, maskesini çıkarttığında tüm kötülükleri ve benliğiyle göz önüne çıkıyordu. Damarlarında akan saf kötülük yüzüne vuruyordu, şimdi olduğu gibi. 

Acılı nefesleri yavaş fakat yüksek bir kapı gıcırtısıyla yok oldu, gıcırtının sesi kesildiğinde bir cismin yere vurmasından kaynaklanan tok ses hakim olmuştu odada. 

Kadın bu seslerin sahibini tanıyordu, biliyordu, görüyordu, korkuyordu ondan fakat tek çaresi oydu. En çok ondan kaçıyor fakat kaçtığı yolları aynı hızla geri dönüyordu, sığındığı yer yine o adamın yanı oluyordu. 

Adamın hemen başının önünde durduğunu duydu, acılı nefesleri ve kısık sesli inlemeleri devam ediyordu, yerde acı içinde kıvranıyordu. Adam ona doğru eğildi ve siyah deri eldivenli eliyle onu çenesinden tuttu.

"Yine," dedi baskın ve kibirli bir sesle. "Yine pişmansın, yine bana dönüyorsun." 

Kadının gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu, her seferinde olduğu gibi, içinde tekrardan söz verdi kendi kendine. "Bu sefer kaçmayacaksın ondan, bu sefer korkmayacaksın. Bu sefer cesur olacaksın, bu kez ihanet etmeyeceksin. Bir kez daha ona yalvarmak zorunda kalmayacaksın, bu acıyı bir kez daha hissetmeyeceksin." 

Kadın acı dolu bir nefes aldı, defalarca kez aynı konuma düşmüşken hala nasıl oluyordu da bu acıyı kontrol etmeyi öğrenemiyordu? Hala nasıl bu duruma düşebiliyordu, aklı almıyordu. 

"Kurtar," diye fısıldadı zorlukla. "Kurtar beni." 

Adam alayla güldü, "Tekrardan kaçman için mi?" 

"Yalvarırım," diye fısıldadı genç kadın. "Bir kez daha olmayacak, bir kez daha tekrarlanmayacak. Emrinde olacağım, aynen onlar gibi olacağım." 

Genç kızın "Onlar gibi" derken bahsettiği şey Dimitri'nin hoşuna gitti. "Bir robot mu?" dedi küçümsercesine. 

"Yemin ederim," diye fısıldadı, ağzından kanlar boşaldı ve yanağından süzüldü bir kısmı, bir kısmını da istemsizce yuttu. Bu ise mide bulantısıyla daha çok öksürmesine ve defalarca kez öğürmesine sebep oldu. Ağzından çıkan tek şey, yine kan oldu. 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now