6

1K 97 100
                                    

Gezginle buluşmamız gerektiği için sabah erkenden uyandım. Evdeki sessizlik Kaveh'in hala uyuduğu anlamına geliyor. Oyalanmadan hazırlanıp sessizce bir şeyler atıştırdım. Kaveh uyanmamıştı ama yine de kontrol etmek istiyorum. Arada kalsam da odasına gitmedim. Boş yere onu uyandırmak istemiyorum.

Evden çıkıp gezginle buluşma noktamıza geldim. Paimon sırtına yaslanmış uyukluyordu "Gelmişsiniz. Hazine avcılarından bir iz var mı?" Gezgin kafasını hayır anlamında salladı "Ama yakında burada olacaklardır. Onları izlemek için saklanmalıyız."

Paimon uyanıp gerinirken çevreye göz gezdirdim "Şurası iyi olacaktır. Bizi göremezler ama biz onları rahatlıkla izleyip konuşmalarını dinleyebiliriz." Paimon aç olduğu için mızmızlanırken gezgin onunla tartışıp önüne ekmek atıyordu.

Elimi havaya kaldırıp susmalarını işaret ettim. Hepimiz sessizce gelenleri izledik. Paimon endişeyle konuştu "Hazine avcıları... Acaba çocukları nerede saklıyorlar." Arkalarındaki yük hayvanı ahşaptan yapılmış büyük bir kafesi taşıyordu "Olamaz! Çocuklar orada. Gezgin onları kurtarmalıyız."

Gezgin kılıcını çıkardığında onu durdurdum "Daha fazlası olabilir. Çocukları topladıkları yere gidene kadar onları takip edelim." Acele bir kararla her şey mahvolabilir. Paimon telaşla izlemeye devam etti "Şu tarafa doğru gittiler. Gizlice takip edelim!"

Uzun bir süre sessizce onların izini sürdük. En sonunda girişi sarmaşıklarla kaplanmış bir mağaranın içine girdiler "Demek onları burada saklıyorlardı! Hadi içeri girelim!" Sessizce içeri ilerlerken içerisi son derece karanlıktı. Paimon ağlamaklı bir sesle konuştu "Hey beni arkada bırakmayın. Her zaman arkada kalan kişi ölür ve kimsenin ruhu bile duymaz!"

Gezginin önüne süzülüp bir süre ilerledi sonra mızmızlandı "Ah ama en öndeki kişi her zaman ilk saldırıya uğrayan kişi olur. Zavallı Paimon ne yapabilir ki?" Gezgin elini alnına vurdu "Paimon biraz daha sesli ağlarsan zaten bizi duyup bulacaklar." Paimon üzgün şekilde ortamızda süzülmeye başladı.

"Hmm ileride bir ışık var sanki. Orada olmalılar hazır olun." Köşede saklanıp içerideki konuşmayı dinledik "Sana diyorum en başında böyle yapmalıydık. Bunu çocuk bakıcılığı gibi düşünebilirsin ama maaşı çok daha kabarık." Çocukları kaçırıp fidye istemek...

Gezgin yerinden fırlayıp kılıcını savurdu. Konuşan iki gazına avcısı duvara çarpıp yere düştü "Yat aşşa!" Paimon ve ben bakakalırken sesi duyan diğer hazine avcıları geldi "Hey siz kimsiniz?" Paimon korkup arkama saklanmaya çalışırken kılıcımı çıkardım. Gezgin ile birlikte hepsini etkisiz hale getirdik.

Gezgin kılıcını yerden kalkmaya çalışan adamın boğazına yasladı "Çocuklar nerede?" Adam korkuyla yutkundu "Size yerlerini göstericem! Canımı bağışla!" Baygın yatanlarda dahil herkesi bağlayıp kaçmayacaklarından emin olduk "Şimdi yolu göster."

Dar yol geniş bir alana çıktı. Paimon şaşkınca konuştu "Burada bir oda dolusu çocuk var..." Adamın cebinden anahtarını alıp kafesin kapısını birer birer açtım. Paimon üzgün bir şekilde korkmuş çocukları sakinleştirmeye çalıştı "Çocuklar sizi eve götürmeye geldik!"

Arkamızdan gelen tok sesle o tarafa döndüm "Ah demek çoktan hallettiniz." Paimon şaşırdı "Cyno? Bizi nasıl buldun?" Elimi çeneme koyup izlemekle yetindim. Cyno kabaca liderin ensesinden tuttu

"Dün Alhaitham durumdan kısaca bahsetmişti. Vaktim olursa uğrayacağımı bu yüzden buluşma yerinizi söylemesini istemiştim. Oradan buraya kadar izinizi sürdüm." Çocukları işaret ettim "O zaman çocukları ailesine teslim etme işini matraya bırakıyorum."

Paimon neşeyle el salladı "Yardımın için teşekkürler Alhaitham!" Gezginle de vedalaşıp çıkışa yürüdüm "Hey Paimon bir şaka duymak ister misin?" Ah bunu duymak istemiyorum. Hızla mağaradan çıkıp derin bir nefes aldım. Güneş yeni yeni batmak üzereydi.

No Key - Kavetham +18Where stories live. Discover now