42

3.3K 298 55
                                    

"İşte geldik." dedi Taehyung kapıyı açtıktan sonra Jeongguk'un içeri geçmesi için geri çekilirken. Jeongguk ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeri geçti. Taehyung ayakkabılarını alıp ayakkabılığa koyduğunda bu görüntü karşısında gülümsedi Jeongguk. Kendi spor ayakkabıları ve Taehyung'un deri oxford ayakkabıları.

Jeongguk şimdiden burayı çok sevmişti. Ev Taehyung gibi kokuyordu. Duvarlarda resimler, etrafa dağılmış kitaplar ve cam kenarındaki bitkiler...Açık plan olduğu için Taehyung'un mutfağa ilerlediğini gördüğünde o da salona doğru çevirdi adımlarını.

Devasa kitaplığı görmesiyle diğer her şeyi bırakıp direkt oraya ilerledi. Duvardan duvara raflar vardı ve hepsi kitaplarla doluydu. Jeongguk parmağını kitapların ciltlerinde gezdirirken arkasına yaslanan bedeni, sonra da beline sarılan kolları hissetti. Dikkatini tam o anda kitaplardan Taehyung'a vermişti bile. Kitaplara bakmıyor olsa da sanki bakıyormuş gibi ellerini kitaplarda gezdirmeye devam etti. Taehyung'un boynundaki burnunu hissedebiliyordu. Küçük öpücükler bırakıyordu her nefes arasında.

Kirpikleri titreyerek gözleri kapanırken başını arkasına, Taehyung'un omzuna doğru yasladı. Ellerini karnındaki ellerin üzerine koyarken Taehyung'un kolları arasında olmanın huzurunu doyasıya çıkardı.

Taehyung boynuna son bir öpücük bırakıp ondan ayrılırken Jeongguk huysuz huysuz mızırdandı. Taehyung onun bu tepkisine gülerken elinden tutup mutfağa doğru çekiştirdi onu. "Tüm gün bizim güzelim, önce karnını doyuralım."

Jeongguk tezgaha oturup Taehyung'un ona yemek hazırlamasını keyifle izledi. Tavayı tutuş şekli ve omzundaki havlu ile aynı bir şefe benziyordu. Jeongguk bu süre zarfında uslu durmadı tabii ki de. Sallandırdığı ayaklarını Taehyung'a sürtüp durdu, her fırsatta onu kendine çekip öptü.

Taehyung sinirlenmiş gibi yapıp elindeki havluyla bacağına vururken bile Jeongguk gülmeyi kesmiyordu. Taehyung "Dikkatimi dağıtıyorsun, ya yemeği yakarsam." diye kendi kendine konuştuğunda Jeongguk oturduğu tezgahtan indi. "O zaman gözüne gözükmeyeyim." dedi muzipçe. Fakat bu Jeongguk'tu işte, uslanmazdı. Onun yerine gidip Taehyung'un ona yaptığı gibi arkasından sarıldı.

"Böyle nasıl?" diye sordu masum masum sanki tüm vücudunu Taehyung'a yapıştırmamış gibi. Böylece Taehyung yemeği yapana kadar yapışık bir şekilde durdular. Jeongguk arada Taehyung'un omzunun üzerinden kafasını uzatıyor "Şimdi ne koydun içine?" diye sorular yöneltiyordu meraklı bir çocuk gibi. Taehyung ise her seferinde aynı cevabı veriyordu. "Sevgimi."

Taehyung hem ateşin başında durduğundan hem de Jeongguk ile ilgilendiğinden terli bir şekilde çöktü bar sandalyesine. Jeongguk da onun yanına oturup önündeki tabağı çekti kendi doğru. "Unutuyordum az kalsın." dedi Taehyung ayaklanıp elindeki şarap şişesi ile geri dönerken.

"Vaay, Bay Kim." diye etkilenme nidaları çıkardı Jeongguk. "Beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsunuz?" diye muzip muzip sordu kafasını ona doğru yaklaştırırken. "Makarnanın yanında güzel gider, hem sana," dedi elindeki şarabı bardaklara dökerken "bu kadarcık koyuyorum." Jeongguk bir kendi bardağına bir de Taehyung'un bardağına baktıktan sonra kaşlarını çatarak ona döndü. "İki yudumcuk bu ama!" diye homurdandı.

"Aynen öyle." dedi Taehyung onun çenesini okşadıktan sonra. "Soğutmadan ye bakalım. Nasıl olmuş?" diye sordu sonra merakla. Jeongguk çatalını ağzına götürdükten sonra açılan gözlerinden cevabını çoktan almıştı Taehyung.

Taehyung'un plak çalarından çıkan müzik ve içtikleri şarap Jeongguk'un lüks bir restorandaymış gibi hissetmesine sebep oluyordu. Yemek, Jeongguk'un Taehyung'un bacaklarına dokunan ayakları ve Taehyung'un bardağından çaldığı yudumlar ile geçti.

kill your darlings | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin