Sallanarak geçtiğimiz yollar uzadıkça uzarken yanımda oturan Barış'ın kenarlara vurmasıyla birlikte araç durdu. Anında atlayarak indiğinde göz ucuyla bana baktı. Umursamadan yere atladığımda arkamdan da yere çarpan postal sesleri geliyordu.

Buradan sonrasını yürüyerek devam edeceğimiz için dikkatli adımlarla ilerlemeye başladık. Barış gülen yüzünü lojmanda bırakmış ve sert ifadesini yüzüne yerleştirmişti. Verdiği emirlerle birlikte ilerliyorduk. Adımlarını yavaşlattığında yan yana yürümeye başladık. Gözlerim etrafta gezinirken tüm dikkatimi veriyordum.

"İyi misin? İlaç içtiğini gördüm." bana bakmamıştı. Belkide bakmıştı ama ben ona bakmıyordum.

"Karnım ağrıdığı için revirden ilaç aldım bir sorun yok." ne olur ne olmaz diye yanımada bir kaç ilaç almıştım. Benim için tek problem hijyenik bir süreç geçiremeyecek olmam ve olası durumda kamuflajıma hoş olmayacak izlerin çıkmasıydı.

"Neden ağrıyor?"

"Her şeyi soracak mısın Barış? Ağrıyor işte." yine gereksiz çıkışmıştım. Dilimi ısırdığımda biraz geç olmuştu.Kendimi toparlayıp düz bir tonda devam ettim. "Kadınsal durumlar malum."

"Zor olmayacak mı?" bu sefer bende ki bakışlarını hissetmiş ve bende ona yandan bir bakış atmıştım.

"Alışığım." dediğim an adımlarım durdu. "Saat iki yönünde hareketlilik var."

Cümlem bitmeden herkes konumlanacağı en iyi noktaya geçmiş ve büyük bir sessizlik başlamıştı. Barış yine benim yanımdayken diğerleri etrafa dağılmıştı. Barış görüş kazanmaya çalışırken ben hareketliliği takip ediyordum.

"Görüş açısından çıktılar." gözlerimi Barış'a çevirdiğimde onun gözleri etraftaydı.

"Arif , Can-" dedikten sonra bir süre duraksayıp doğruldu. Dağılacağımız yönleri belirttiği an herkes emri onaylayıp harekete geçmişti. Olabildiğince sessiz olmalıydık. En ufak bir seste pusuya düşmemiz an meselesi.

Barış tek elini kaldırıp yumruk yaptığında adımlarımı kestim. Keskin bir şekilde yüzüne bakarken hafifçe etrafıma bakmaya başladım.Herhangi bir hareketlilik yoktu.

"Temiz komutanım." diğer ikisinden de aynı cümle kulağımıza geldiğinde Barış yavaş bir şekilde bana döndü.

"Arkadan dolanalım. Buradan gitmemiz çok tehlikeli." Barış dik bakışlarını bana dikmiş dinliyordu.

"Komutanım bence de arkadan dolanalım. Bizi fark edip pusu kurmaları muhtemel." Faruk'ta bana katıldığında ay ve yıldızların ışığından görebildiğim kadar görüyordum yüzünü.

"Yolumuzu uzatmış oluruz." Barış'a hayretle bakmıştım.

"Hareketlilik gördüm diyorum. On dakika fazla yürürüz en azından sağlam ilerleriz." sesim netti. Ya benim gördüğüme inanmıyordu ya da saçma bir inadı vardı. Gözleri tekrar etrafta gezinmişti.

"Toplanın ilerliyoruz, arkadan."

Toparlandığımız an önden önden gittiğinde kendimi Arif'in yanına ilerlerken buldum. Kısık gözlerimi çantanın takılı olduğu sırtından çektim.İçimde aşırı bir sinir oluşmaya başlarken gökyüzüne çevirdiğim gözlerimle rahatlamaya çalıştım. Şu an bu duygu bana hata yaptırırdı.

Dağların AsenasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin