Bilge gözlerini belerterek,"Saçmalama Andrew, hüzünlü değilim. Klasik müzik dinlerken dans edemem. Duruyorum ve sadece sakinliğin melodisini izliyorum."dedi.

Andrew iç çekti. "Neyse, sad-"

"İskoçya Kralı Theador, Portekiz Kralı Alfonso!"

Baş muhafız göğsünü gere gere iki kralı da takdim ettiğinde Andrew birden duyduğu sesle dişlerini sıktı. Bilge belindeki eliyle kızı sıkan adamı,"Andrew,"diye uyardı ancak Andrew onu duymuyordu.

"Andrew belim,"dedi bu sefer tekrar. "Acıyor Andrew,"

Andrew kaşlarını çattı. "Andrew!"diye sinirle itti Bilge kocasını.

Andrew,"Ne!"diye kükredi onu iten karısına. "NE!"

Bilge şaşkınlıkla, sinirini ondan çıkartan kocasına baktı. "Bağırma."

Andrew karısını bırakıp Theador ve Kral Alfonso'nun yanına gitti.
"Merhaba, Kral Alfonso, bu hadsizliğinizi neye borçluyum acaba?"

Portekiz Kralı şaşkın bir sinirle,"Nasıl yani Kralım?"diye sordu. "Ne hadsizliğimi gördünüz? Dikkat ederek konuşun."

Andrew öfkeyle,"Kral Theador, taç törenine, kutlama yemeğine ve daha nicesine davetli değil!"diye hırladı.

Theador,"İskoç Kralı olmadan Britanya tacını sizden başka bir soylu yapmazdı. Ancak halk, sizin isteklerinizi değil olması gerekeni istiyor."diye öne çıkıştı. "Yaptığınız hadsizce."

Portekiz Kralı,"Bende tıpkı halkı dinledi-"

"Burası benim sarayım!"diye kesti sözlerini Andrew. "Ve sen!" Theador 'u itti. "Davetli değilsin!"

Herkes aniden durup onlara döndü.

Kendall gözlerini kısarak izledi.
Theador öfkeyle onu iten adamı itti. "Eline koluna mukayyet ol."

Andrew,"LAN SİKTİR GİT."diye onu itmeye çalışan eli itti.

Theador öfkeyle,"KİME KÜFREDİYORSUN LAN SEN?"diye bağırdı.

Herkes şok içindeydi.

Norveç Kralı, koşarak yanlarına gitti ve birbirlerinden uzaklaştırmaya çalıştı.

Portekiz Kralı,"Neden böyle birbirinizi sevmiyorsunuz? Tamam anlıyorum, tarihiniz de barışık değil ama neden?"dedi hayretle.

Norveç Kralı,"Lordum,"dedi Andrew 'e. "Lütfen sakin olun."

Bilge çocuk gibi kavga eden lordları izlerken utanıyordu.

Theador,"Korkuyor korkuyor!"diye bağırdı. "Karısını elinden alırım diye ödü patlıyor!"

Andrew,"Seni öldürürüm!"diye haykırdı ve önündeki Norveç Kralını iterek adama ulaşmaya çalıştı.

Sarışın Kral,"Lord Andrew,"diye bağırıp adamı tutmakta zorlandı.

Tüm Krallar yanlarına geldi ve ikiliyi ayırmaya çalıştı.

"Denesene!"diye bağırdı Theador.

Andrew önündeki adamları itmeye çalışıp,"SENİNLE MASA BAŞINDA ANLAŞMAYACAĞİM!"diye bağırdı. "Toprakların önümde diz çökecek!!!"

Theador sinirle bağırıp onu tutan Portekiz Kralı'nı itti ve Andrew 'e vurmaya çalıştı ama hemen İtalya Kralı önüne girip engelledi.

Kadınlar,"Bu kavga neden sahi?"diye konuşurken Bilge ofladı.

Yavaşça birbirlerine bağıran ve vurmasınlar diye diğerleri tarafından tutulan adamların yanına ilerleyerek,"Beyler,"diye seslendi.

Theador ve Andrew aniden durup kafasını ona çevirdi.

Theador, Bilge'nin güzelliği ile dilini yuttu.

Andrew ise,"Git buradan!"diye öfkeyle bağırdı.

Bilge, kocasının tepkisiyle kaşlarını kaldırdı. "O zaman kavgayı kesin."dedi. Theador,"Leydim,"dedi yalvarır gibi. "Sizi rahatsız etmek istemiyorum. Lakin bu saygısız adam-"

Andrew,"Ulan sen kime-"diye sözünü kesecekti ki Bilge sözünü kesti. "AY YETER!"

Andrew burnundan soluyarak karısına baktı. "KRAL THEADOR."dedi Bilge ona dönüp,"SİZİ GÖRMEK, İSMİNİZİ AĞZIMA ALMAK, SİZİNLE AYNI ORTAMDA BİLE OLMAK İSTEMİYORUM."dedi sesli bir şekilde.

Theador 'un sevgiyle bakan yüzü soldu.
Andrew 'i gösterdi,"KOCAM KRAL ANDREW 'E OLAN SEVGİM, AŞKIM VE TUTKUM O KADAR FAZLA Kİ O BENİM HER ŞEYİM. BENİM. PEŞİMİ. BIRAKIN!"

Andrew keyiflendi. "Duydun mu?"dedi. "Bak ne diyor? Gezme artık kuyruğumuzda. Dört tane çocuğumuz var, daha çok çocuğumuz olacak! Siktir git."

**

"Bırak beni."diye bunaldı Bilge.

Andrew şaşkınlıkla kafasını ona döndürdü. "Ne?"

"Git, krallarla lanet içkini iç, bu parti bitsin ve gidip uyuyalım."

"Gidip sevişelim de beş dakika içinde bitsin."dedi Andrew.

Bilge güldü,"Andrew,"dedi. "bırak da vücudum biraz toplansın."

Andrew,"Öyle bir şey mi var?"diye şaşırdı. Karısı karşısında durmuş meyve suyu içiyordu. Bilge kafasını salladı,"Yani, içimden üç çocuk çıktı."

Andrew,"Bilge valla hâlâ darsın, İsa seni resmen çocuk doğur diye yaratmış."dedi hayretle. "Jennifer, Natalie 'den sonra darlığını kaybettiği için bazen ağlıyordu."

Bilge somurttu,"Jennifer ne alaka?"

Andrew aniden kırdığı aptal potla,"Yani eski karımdan örnek veriyim dedim."

Bilge kaşlarını kaldırıp indirdi. "Verme."

Andrew kafasını salladı,"Tamam vermiyim."

Taş yürekWhere stories live. Discover now