"Sefer araçtan battaniyeyi getirsene. " Mesut Beyhan'ın babasıyla konuşurken araya girdi. Bu arada ben de oturduğum yerden kalkmış ve iki yana sallanarak kızımı uyutmaya çalışıyordum. Erkeklerle dip dibe oturmak yerine kadınlarla onlardan daha uzakta kaldık.

"Hakan'ın yengesisin demeh Bizim gızla aynı yaştadır. " gelen sesle Mesut'taki bakışlarımı Beyhan'ın annesine çevirdim.

"Evet teyzeciğim. Aslında yengesi tek değilim. Annesi, kardeşi ve yengesiyim. " Hakan'ımı tek sanmasınlar diye istemsiz bunları söyledim. Bu arada kucağımda durmayan kızım yüzünden kamanıp kaldım.

"O zaman alışverişi işini seninle yapik. " gelen imalı konuşmayla sallanmayı kestim ve yaşlı kadına baktım. Kim olduğunu hatırlamadığım kadının ses tonundaki imayı anlamasamda mecbur cevap verdim.

"Hakan nasıl isterse öyle yaparız?" Bu konuları pek bilmediğim için mecbur bu tarz bir şey söyledim. Bu arada erkeklerin tarafında yaşanan hareketlilik ile bakışlarım o yana kaydı. Mesut eline aldığı büyük battaniye ile bana doğru gelince konuşan kadınları umursamadan ben de ona doğru adımladım. İçimdeki anlamsız bir hisle genç kızlarında bulunduğu bu kısma gelmesini istemiyorum. Heybetli kocam yanan teni ve bıraktığı hafif sakalı ile daha yakışıklı olmuştu ve istemsiz herkes ona bakıyormuş gibi hissettiriyordu.

Bizi izleyen gözlerin altında battaniyeyi açtı ve iki kat ederek benim omuzlarıma bıraktı ve uçlarıyla kızımızı doladı. Bu arada huysuzluk yapan bebeğim babasını hissetmiş gibi duruldu.

"Üşümüştüm. " kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Evdeki halimizin aksine daha soğuk davranan kocamın gözlerindeki merhameti gördüğüm için ifadesiz duran yüzü canımı yakmadı.

"Fark ettim. Biraz daha oturun sonra izin iste sen içeri geç. Hasta olmanızı istemem. " dışarıdan bakan biri Mesut'un yüzündeki ifadeden bana kızdığını düşünür ancak benim koca bebeğim yüreğimi ısıtmakla meşguldü. Dudaklarım iki yana gerildi ve başımla kocamı onayladım.

İkimizde tek kelime etmeden yerlerimize geri gittik. Bu arada hala adını bilmediğim kız oturduğu yerde sallanırken titrediğini ancak fark edebildim. Gözlerim evden elindeki çay tepsisiyle çıkan Beyhan'ı buldu.

"Sana zahmet bir hırka getirsene. Kız dondu. "

"Şunları dağıtıp getireyim. " Beyhan telaşla yanımdan geçip çayları dağıtmaya başladı. Bu arada yaşlı kadının kıza attığı kötü bakışları yakaladım. Eminim bu köydeki herkes kızın durumunu biliyordu. Yükselen sinirime rağmen aldığım terbiye yüzünden sandalyeme oturdum.

"Hayde sen evine get. " konuşan yaşlı kadınla kaşlarım çatıldı. Akşamın bir körü kızı ıssız köyde nasıl evine yollar? Zaten daha yeni kurtardık.

"Bizimle geldi. Sizler için sorun olur mu?" Yaşlı kadına bakmak yerine Beyhan'ın annesine baktım. Onunda kızın üstündeki kirli kıyafetlere baktığını fark ettim.

"Sorun yohtur. " bunu derken bile kızın iç içe geçmiş saçlarına baktı. İstenmediğini anlayan kız sandalyesini iyice bana doğru yaklaştırdı. Bu arada gelen kokuyu ancak alabildim. En son ne zaman banyo yapmasına izin verdiler acaba?

"Bana öyle bakmasın. Korkutucu. " yaşlı kadın için dedikleri yüzünden sinirim daha da körüklendi. Resmen kızı gözleriyle dövüyordu. Kızın üstündeki bakışları almak için yeni konu açtım.

"Sizin bahçe işleri nasıl gidiyor?" Açtığım konu işe yaradı. Uzun süre hem bununla ilgili hem de evlilik konusuyla ilgili konuştuk. Bir ara kız kafasını omzuma koyup uyudu. Kucağımda kızım omzumda tanımadığım kızla hiç tanımadığım insanlar arasında Hakan'a kız isteme derdindeydim resmen. Bu halime ben bile şaşırıyorum.

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang