🧵14🧶

36.5K 1.4K 64
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın

Fidan'la bizim eve girip tertemiz etmiştik. Yorganları suya basmış sobanın borularını kurumlardan kurtarmıştık. Oğlu uyanmadan yapmak için oldukça hızlı davranıyorduk. Gügümleri su doldurup sobanın üstüne bıraktım. Akşam eve gelince Mesut'un da benimde banyo yapması gerekiyordu. Kendimden koku aldığımı hissediyorum.

Akşam yemeği olarakta bulgur pilavı ve yeşillik salatası yapmıştık. Bu akşam Fidan gilde yiyeceğimiz için yemek konusunda biraz rahatım. Yarın içinde ekmek yapmak için anlaşmıştık. Tabi oğlunu yatırdığı saatlerde yapma kararı aldık. Hatice'yi de yardım için çağırmayı düşündüm.

Bir ara biz yemek yaparken askerler bizim evin önüne kırılmış odunları taşımışlardı. Mesut'a bakınsam da kendisi bir türlü gelmemişti. Halbuki görmeyeli saatler geçmesine rağmen fazlaca özledim.

"Baksana karlar sanki eriyor. " arada öğlenleri güneş çıksa bile hava hala buz gibi. Sözde bahara geçiş yapacağız ancak dağda olduğumuz için bir türlü soğuk hava ve kardan kurtulamamıştık.

"Karlar erisede hala sular sabahları donmuş oluyor. " ikimizde pencereden dışarıyı izliyorduk. Bizim evin önüne dizilen odunlara bakarken bir yanda da muhabbet ediyorduk. "Gelen su zaten buz gibi. Bulaşıkları yıkarken parmaklarım dökülüyor. " yorganları yıkarken bile soğuk suya sobada ısıttığımız suyu döktük.

"Sorma sorma. Can'ı yıkacağım diye donuyorum. Mecbur leğeni sobanın önüne alıp çocuğu öyle yıkıyorum. " tabi onun bir de çocuk derdi var. Aklına ne geldiyse Fidan sırıtarak omzuma vurdu heyecanla konuştu. "Sen sen ol asla çocuğunun doğumunu kışa ayarlama. Bahara ya da yaza ayarla. " dediği şey yüzünden utançla gözlerimi yeniden pencereden dışarıya çevirdim. Çoktan yanaklarım kızarmış ve ısınmıştı.

"Ne çocuğu?" Utançla konuştum. Fidan halime gülüp o da odun taşıyanları izlemeye başladı.

"Senle Mesut'un bebeği işte. Düşünmüyor musunuz yoksa? " evlenmemizin üstünden aylar geçmiş olsada ikimizde birkaç dokunuştan ileri gitmedik. Hatta yanağımı öptü diye kendimi eve atmıştım. Düşüncelere dalmışken yeniden konuştu. "Düşünmüyorsunuz. Halbuki sen öyle rahatsızlanınca hamile olduğunu düşünmüştüm. " ellerimi yanaklarıma indirip başımı olumsuz anlamda salladım. Mesut göreve gitmeden bir cesaretle çocuk demiştim ancak nasip olmamıştı. Şimdi cesaret edip soramam ki.

"Aslında göreve gitmeden söylemiştim. Ancak geldiğinden beri hiç mevzusunu açmadı. " utançla konuştum. Aslında Fidan'dan biraz yardım istiyordum. Mesut'un beni isteyip istemediğini bir türlü anlamıyorum. Daha önce bir erkekle muhabbetim bile olmamışken bir anda kendimi evli olarak bulmuştum. Üstelik evlendiğim adam çok garip biri. Ne duygularını anlayabiliyorum ne de değişen ruh halini. Bazen çok değerli hissederken bazen de beni istemediğini düşünüyordum.

"Nasıl açsın? Adam geldiğinde seni o halde buldu. İki gün başında bekledi. Daha bugün kendine gelmişken hadi çocuk mu diyecek?" Bu açıdan hiç bakmamıştım. Daha çok onun adım atması gerektiğini düşündüğüm için.

"Sarılmadı bile. " yatarken sarılmasını saymazken beni özlediğini belirten hiçbir şey yapmamıştı. Fidan durumumu anlayıp elini omzuma atıp hafiften sıktı. Birilerine aklımdakileri anlatmak iyi gelmişti.

"Ali'yle evlendiğimden beri Mesut'u tanırım. Hiçbir zaman kibar biri olmadı. Hatta bir kadınla nasıl konuşması gerektiğini bile benimle öğrenmiş olabilir. " bende erkeklerle konuşmadım ancak onu özleyip sarılmak istiyorum. Ancak Mesut'ta böyle bir şey hissetmiyorum.

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin