Bölüm 2: Kız Çok Acımasızdı

386 28 3
                                    

Kız çok acımasızdı. İçinden tek bir sızı yükselmeden susardı mesela. Hiç üzülmeden üzülürdü mesela.

Kız çok acımasızdı. Umurunda olmadan kırılırdı. Kırarlardı onu. Kalbini parçalara bölerlerdi çoğu zaman. Ama kız dokunmazdı onlara tekrar.

Kız çok acımasızdı. Ciğerleri sökülmeden nefes almazdı mesela. Korkmadan kızardı kendine.

Kız çok acımasızdı. Sesini çıkarmadan bağırırdı çığlık çığlığa. Yaşarken öldürürdü.

Kız çok acımasızdı. Acıya sığınmıştı çünkü. Kanı severdi. Kendini kanatmayı severdi ama başkalarına ufacık bir çentik bile atmazdı. Bu onun 'zayıflığı'ydı işte. Giderken öldürene, onu bırakarak canına kıymış olana bile "canı sağ olsun" derdi. Bu başkalarına güçsüzlük olarak gelebilirdi ama aslında bu şey güçlü olmanın ta kendisiydi. Onu tüketenlere zarar vermeyecek kadar yürekliydi. Ve öldüreni öldürmeyecek kadar fedakardı.

Kız çok acımasızdı. Ve bir gün acı çekmeye karar verdi. Eski dostu jiletler yanındaydı onun. Önce dikkatli bir kesik, sonra insanlığa olan nefretiyle dolu bir yarık bıraktı bileklerine.

Kız çok acımasızdı. Kendine kıyacak kadar cesur ama hayat ona çelme takıp düşürdüğünde oluşan en küçük çizikte gözleri dolacak kadar çocuk.

KIZWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu