"Sensiz yapamıyorum dediğim günlerden, sensiz olduğun günlere geldik. Annem gitti önce, sonrasında ardında kalan her şey gitti onunla beraber. Sürekli bir şeyler geveliyorum havaya, suya, toprağa... Beni ne zaman anlayacak birisi? Acımdan eve sığamadım ben, sen hiçbirinde yoktun.. taşa anlatsaydım derdimi, dile gelir avuturdu belki, çiçeğe anlatsaydım, bir daha asla yeşermezdi. Bakma öyle sakin göründüğüme içimdeki yangınlar eritiyor içimi günden güne, azalıyorum bitiyorum. Çabalıyorum, o kadar çabalıyorum ki. Ben güçlüydüm eskiden, şimdi ise sadece üzgünüm. Bu dünyada o kadar gitmeler varken benim payıma senin gitmen mi düştü? Keşke yaşadığım şehir gitseydi, ya da ne bileyim güneş gitseydi senin yerine mesela, razıydım senle karanlık bir dünyaya.. kızmıyorum sana, suç sende değil, suç gidip de dönmeyenlerde.

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım taştan çiçek yeşertemeyeceğimi anladım. Başkasını sarmış yuva olmuş kollarının bana her daim buz kesileceğini anladım. Hep bir yer arayıp da kuytu köşede başımı dizime yaslamış evsiz kaldığını kabul eden sokak çocuklarına benzemişim, oysa ben sokaklara, taşlara bile layık değilmişim. "

Changbin

Last letter/BinchanWhere stories live. Discover now