2.bölüm:SABIR

12.4K 72 17
                                    

" Bak şimdi sen bunun ahtarsız nasıl sözüldüğünü biliyorsundur "
" Hayıır bilmiyorum"
" Nasıl bilmiyorsun gıçıklık yapma beni haksız çıkarmak için yapıyorsun"
" Bilmiyorum ve bu kelepçenin anahtarıda yok "
" Nasıl yok ?"
" Baya yok özel üretim bunlar ve evdeki kelepçe anahtarlarıyla anca açılır"
" Tamam o zaman evinize gidelim ve açalım"
" Gidemeyiz çünki bu okulda bu gün konferansım  var ve oraya katılmam gerekiyor eğer eve digersem epey bir vakit alır ve geçikirim"
"Ya beyefendi konferansa benimle kelepçeli haldemi  giriceksiniz?"
Tam cevap vericekken adımı duyudum tanıdık bir sesdi. Kafamı ses geldiği kısma cevirdiğimde Çağılın şaşkın bir ifadeyle bana daha doğrusu bize doğru geliyordu.
Şaşkın bir suratla önce kelepçeye sonra kıza en sonda bana bakarak "Noluyor burda?" dedi. Bense alayedercesine " Küçük hanım bir şey kanıtlıyordu ama başına bela açtı" 
" Hah bak ya sen değilmiydin sırıtan?"
"Ne yani sen her sırıtana gidip kelepçemi takıyorsun?"
" Ne alakası var? Ben onumu söyledim?"
"Öyle söylemedin ama laflarınadan öyle anlaşıldı"
"Eeehh bir durun ya biri bana ne olduğunu anlata bilirmi ama biraz çabuk olun çünki konferans birazdan başlayacak"
Ben her şeyi Çağıla anlattıktan sonra Çağıl Serkanı yani bizim en yakın arkadaşımızı aradı. Serkan hem arkadaşımız hemde ortağımız ondan başka zaten bize kimse yardım edemezdi. 15 dakika sonra Serkan ve yanında bir kaç adam vardı.  Serkan önce bize sonra Çağıla baktı ve çilingire dönup dedi

 "Abi sana zahmet açıver şunu"

 "Açmasına açarımda şimdi  bunlar kelepçede ya hapisten kaçtılarsa"

 "Ne hapiste kaçması ya hem neden polisler bize niye  tüylü kelepçe taksınlar" diye çıkıştım.

" Abi hadi aç şunu bu adamla kaldığım süre boyunca ömrümden bir 15 yıl gidiyor"

Lafına karşılık derin bir iç çektim . Artık sinirlenmeye başlıyordum. Hem birazdan basında gelicek ki gelip böyle görür resmimizi çeker ve olur olmadık şeyler yazıb yayalar. 

" Serkan açın bunu artık sabrım tükeniyor"

"Abi üzgünüm ama ben açmam ben nerden bileyim  yalan söylemediğinizi" 

" Ne yalını ya kelepçede tüyler var diyorum tüy"

" Tamam o zaman kelepçeyi keselim" 

"NE ?  HAYIR OLMAZ"

"Çok pardon ama neden sen değilmiydin bu admla durduğum her dakika ömrümden 15 yıl gidiyor diyen"

" Evet ama ya kelepçeyi keserken kolumu keserse ben naparım"

"Merak etme kesmez hem dilini kesmediği sürece sen bol-bol yaşarsın"

"EE  kesiyimi?"

"Abi bir dur ya sende sünetçi gibi kesmeye ne meraklıymışsın"

"Bak hiç birşey olmuyucak merak etme sen bana güven " diye  Çağıl kızı rahatlatmak için konuştu. Kız korku dolu gözlerle herkese göz gezdirdi.

"Tamam ama lütfen yavaş olun"

"Merak etme abla bende"

"Ne ablası ben ben senden küçüğüm abi"

"Tamam abla sakin"

"Hala abla diyor yaa"

 Adam ilk orta kısmı kesmekle başladı. Kızın korkduğu her halinden belliydi ama ellerinin titremesi bunu net bir şekilde onaylıyordu. Orta kısmı kesip bitirdikden sonra ilk kızın kolundakı kelepçe parçasını kesti sonrada benimkini. Kesim süreci tam 25 dakika sürmüştü. Kız kelepçe takıldığı bileğini ovuştururken bende Serkanla konuştum. Kelepçeyi kesen adama biraz para verdim ve sonra kız doğru döndüm. 

"Artık tanımadığın birine kelepçe takmazsın bence" kız dik-dik bana baktı ve yerdeki çantasını aldı ordan uzaklaştı.

Konferans salonuna girdiğimizde yan-yana duran sandelyelere ben ve Çağıl otururken okulun müdürü olduğunun tahmin ettiğim adam karşımızda oturdu. Önce kendini tanıtdı sonra bizi. Konuşmaya başladım birz hayat hikayemizden ve birazda işlerimizden bahs ettim.Çağıl pek konuşmasada arada söylediğim şeylere eklemeler yapıyordu. 

UZUN ZAMAN SONRA YENİ BÖLÜM GELDİ...

BİRAZ ANLAMSIZ OLDU AMA İDARE EDİN...

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN...

•Armyler için olan telegram kanalımızı katıl :https://t.me/btssohbetzamani

ÖPÜLDÜNÜZZZ................................................MUCK MUCK MUCK

BEN VE BABACIKLARIMWhere stories live. Discover now