4-kuru kafa

281 57 162
                                    

merhaba (nolur beni dövmeyin)🥹✨

kaçak döndü🫡 iyi okumalar diliyorrrr💕

Yatağıma ulaşmak için attığım adımım, ayağıma takılan şey ile sekteye uğramıştı.

Bakışlarım ne olduğunu anlamak için aşağı çevrilince yerdeki mektupla birlikte rahatlamak için fazla erken olduğunu anlamış, sarı kafa etrafımda olmadan bile baş ağrısına sebep olabilecek birisi olduğunu göstermişti. Beni kolay lokma olarak görme demişti.

Çünkü üzerine çiçek yerleştirilmiş mektubu açtığımda gördüğüm bin bir kere yazılmış olan seni seviyorum cümlesi ve bu cümlelerin üzerine belirli aralıklarla yerleştirilmiş olan öpücüklerle birlikte söyleyecek hiçbir şey bulamamış, olduğum yerde kalakalmıştım.

Elimdeki mektupta bin bir kez seni seviyorum yazdığını tabii ki de sayarak bulmamıştım, seni seviyorumlardan sonra yazdığı mektubun başına yazmıştı bin bir kez yazdığını.

Kaç kez yazdığını saymak gibi bir işsizliği yapacak olan kişi ben değildim. Bu mektubu yazan kişiydi.

Zarfın içinde yaklaşık yedi sekiz sayfalık yazı olduğundan okumanın uzun süreceğini anlayarak onu masama bıraktım ve hırkamı çıkarıp sandalyemin arkasına attıktan sonra saçlarımı karıştırarak etrafıma baktım.

Bu hale nasıl gelmiştim ben?

Duygularını iyi kontrol edebilen, panik anında doğru kararlar veren biri olarak nitelemiştim kendimi bunca zaman. Ama son zamanlarda karakterimin dışına çıkıyor gibiydim. Kim Taehyung'la karşılaşınca soğukkanlılığımı yitiriyor olmam büyük bir sorundu. Ona iyi kötü hiçbir tepki vermeyecek hale ne zaman gelecektim?

Bünyem bu olağandışı durumlara ne zaman alışacaktı acaba?

Her zaman gergin olarak yaşayamazdım. Ondan sürekli kaçamazdım da. Bunu gururuma yediremezdim bir kere. Ondan kaçıyor olmam, onun daha güçlü olduğunu kabul ettiğim anlamına gelirdi bir yerden sonra.

Bu ihtimal dahilinde bile olamazdı. O saf çocuk benden güçlü olamazdı. Aşık olan bir insan güçlü olamazdı.

Her canım sıkıldığında yaptığım şeyi yaparak üzerimdeki her şeyi çıkardım ve ufak banyoma girerek düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Çok uzağa gitmeye gerek yoktu. Üç hafta önceki yaşamıma dönsem yeterdi.

Düşündüğüm ve önemsediğin şeylerin derslerimden başka bir şey olmadığı, siteme ne kadar zam yapsam acaba diye sayılarla uğraştığım zamanlara dönmek bu kadar zor olmamalıydı. İnsan, hayatının kontrolünü sağlayacak güçte olmalıydı.

Ama zordu işte. Karşımda sarı bir bela varken zordu. Ve bu belanın neden benim başıma geldiğini bilmediğimden daha da zor oluyordu. Yanlış bir şey yapmadığım halde bu durumu yaşıyor olmam sinir bozucuydu. Hadi bir şeyler ters gitmiş ve defter ona işlememişti ama ilk gördüğü yüz nasıl benim yüzüm olabilirdi ki? O aptalı isteyen yüzlerce insan vardı dışarda. Neden en istemeyen, dünyada geriye kalan son iki kişi olsa bile yüzüne bakmayacak birine aşık olmuştu?

Duş başlığından akan su, tüm bedenimi ıslatırken tüm bu stres ettiğim şeyleri de alsın ve götürsün istedim. Bir su bükücü gibi zihnimi ve bedenimi ferahlatıp her şeyin geçeceğine inanmak istedim ama bunu başaramadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Modern Eros | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin