9.Bölüm

37 4 0
                                    

  İnsan aşık olunca nasıl hissediyordu? Hayatımın ya da dünyamın demeliyim, değiştiğini hissediyordum. Gerçi henüz bunları söylemek için çok erkendi. Karan eğlenceliydi. Yani en azından geçirdiğim vakit boyunca bunu çıkarabilmiştim. Gerçi yaptığım seramik tabağı henüz kendisinden almamıştım. 

İşime başlayacaktım ve bunun için çok heyecanlıydım. Üzerime giydiğim gömlek beyaz renkteydi, giydiğim geniş kumaş pantolon antrasit rengindeyken giydiğim blazer cekette aynı renkteydi. Takılarımı taktıktan sonra stiletto ayakkabılarımı giyip çantamı aldım.

''Annecim ben artık çıksam iyi olacak'' annem benim adıma çok heyecanlı olduğundan erkenden kalkmıştı. Sonuçta kızı işbaşı yapıyordu. Saat şuan yedi buçuk  olduğundan otobüsü yakalayıp adliyeye gitmeliydim. Çünkü sekiz buçuk da işbaşı yapacaktım.'' Pâye, dikkatli git. Saat kaç da geleceksin eve ona göre ağabeyine haber ver de gelip alsın seni adliyeden.'' gülümseyip kafamı salladım. Maalesef henüz ehliyet almamıştım ama en kısa sürede ehliyet almak için bir kursa yazılmıştım. 

Evden annemin bin bir tane duasından sonra ayrılmıştım. Mahalle şuan çok sessizdi. Sadece çalışan kesim dışarı çıkıyordu. Zaten sabah sabah kimsenin konuşası da gelmiyordu. Karan'a günaydın mesajı yazıp yazmamakta kararsız kalmıştım. Henüz saat çok erken olduğundan kendimi vazgeçirdim.

Mahalleden çıkıp otobüs durağına geldim. Dün ağabeyim yine nöbet tutmuştu. Bu yüzden sabahta evde yoktu. Otobüsüm gelmiş ve cam kenarına oturmuştum. Aniden aklıma gelen Karan'a ait sözler ile dudaklarım yukarı doğru kıvrılmış, gözlerim izlediği yolu artık farklı görüyordu. Karan beni güldürüyordu. Otobüs varacağım yere geldiğinde duraktan inmiştim. Yavaşça adliyeye doğru ilerledim. 

İçeride ki insanların hepsine kendimi tanıttım. Burada henüz yeni olduğumdan odamın yerini bilmiyordum. Yanıma gelen meslektaşım Kadir Bey ile beraber odama gittim.'' Odalarımız karşılıklı Pâye Hanım. Herhangi bir sorun olursa bana danışmaktan çekinmeyin.'' kafamı sallayıp masama doğru ilerledim. Üzerimde büyük bir heyecan varken sakin kalmak beni şaşırtıyordu. Kadir Bey gülümseyip beni odamda yalnız bırakmıştı. 

... 

Bugün pek bir işim olmayacağını düşünsem de tam tersi olmuştu. Çaylak sayıldığımdan hem işler bana yıkılmış hem de öğrenmem için bir çok davayı almıştım. Geldiğim andan beri sadece bir kere çay molası vermiştim. Çoğu davanın dosyalarını ya düzenliyordum ya da davayı dosyaya çeviriyordum. Saat on bir olduğundan öğle arasına henüz vakit vardı. Telefonumu sessize alıp masamda ki çekmeceye koymuştum. Dikkatim dağılsın istemiyordum ama bir çay molası verirken telefonuma da bakabilirdim. Karan'ın arayıp aramadığını merak ediyorum desene sen. Telefonumu alıp dışarı çıktım. İleride ki mutfağa girdiğimde sessize aldığım bildirimlere bakmaya başladım.  

Çay yerine kahve içsem daha iyi olacaktı. En azından ayılırdım. Telefonumun mesaj kutusuna girdiğimde kızlardan tebrik mesajları almıştım. Bu yüzümü gülümsetmişti. Kamerayı açıp kızlara bir fotoğraf atıp altına da not düştüm.'' Bu kız bütün gün çok çalışıyor.'' yazdım ve gönderdim. Gruptan çıktığım da ağabeyimin mesajını da yanıtladıktan sonra Karan'ın mesajına girdim. Gülümsememe sebep oldu.'' Mübre, Mübrem, benim güzel savcım. Bugün ilk iş günün olduğundan farklı bir günaydın demek istiyorum. Günaydın güzel savcım, günaydın mahallemin savcısı, günaydın ülkemin savcısı, günaydın.'' mesaj saat sekiz elli de atılmıştı. 

Karan'ın attığı mesaj beni hem duygulandırmış hem de kalbimin derinliklerinde yoğun bir sıcaklık hissetmeme sebep oldu. Kahvemden bir yudum aldığım da bende karşılık olarak mesaj yazacaktım.'' Beni bu kadar düşünüyor olman ruhumu okşadı. Beni bu kadar benimsemiş olman ise kalbimi. Teşekkür ederim Karan.'' gönderdiğim de kahvemi alıp odama geçmek için mutfaktan çıktım. Telefonumu tekrardan çekmecenin içine koyup işimin başına geçtim.

MÜBREWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu