12. Bölüm: Güneşin Doğuşu.

152 81 17
                                    

Selam canımın içleri<3 

Uzun bir aradan sonra size bölümle  geldim. Sizin için biraz uzun ama bir o kadar da güzel bölümle geldim^^ Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim<3

 Sizin için biraz uzun ama bir o kadar da güzel bölümle geldim^^ Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim<3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


12.Bölüm: Güneşin Doğuşu.

"Benimle güneşin doğuşunu izlemeye, ne dersin?"

2 Hafta sonra

Evime geleli iki hafta olmuştu ve bu süreç içinde ne işe gitmiştim, ne de yatağımdan bir gram çıkmıştım. Gerçekten şimdi anlıyorum da hastane yatağından, kendi yatağımı tercih ederim. İki haftadır belim tutuldu orada yata yata. Yatağımda oturmuş bir şekilde bir yandan filtre kahvemi yudumlarken, bir yandan da elimdeki Romeo Ve Juliet kitabını okuyordum. Kitabımı okurken telefonuma art arda mesajlar gelmeye başladı. Kitabımı yanıma koydum ve yatağımın yanındaki komodinin üzerindeki telefonumu aldım. Merakla telefonumu açtığım da telefonumda büyük harflerle ÇOCUK DOKTORU yazdığında yüzümde bir tebessüm oluştu. Bu aralar bizim Çocuk Doktoru'ndan mesajlar gelince kalbim hızlıca atıyor ve yüzümde tebessüm oluşuyordu.

"Günaydın, uyuyan prenses!" diye yazmıştı. Kaç kere diyeceğim bunun uyuyan prenses olmadığını aslında uyuyan güzel olduğunu?

"Günaydın, Çocuk Doktoru!" Yazdım, yazmaya devam ettim.

"Kaç kere diyeceğim bilmiyorum ama bunun uyuyan prenses değil de uyuyan güzel olduğunu anla artık!" diye yazıp gönderdim. Kısa bir süre sonra mesaj geldi.

"Ha uyuyan prenses, ha uyuyan güzel. Ne fark eder?" Gülümseyerek mesaj yazmaya başladım.

"Tamam, nasıl istersen:)"

"Kahvaltı ettin mi?" Bu soru isteksizce kalbimi hızlandırırken korka korka ben yazdıktan sonra ondan gelen cevaptan korkuyordum.

"Hayır, daha yataktan kalkamadım."

"On dakikaya kapının oradayım. Hazırlan seni bir yere götüreceğim."

"Nereye?" Bir yandan Arda'dan gelen cevabı bir yandan da giyinmek için yatakla cebelleşiyordum.

"Sürpriz:)" diye yazdı başka da bir şey yazmadı. Bende ne yazacağımı bilmediğim için telefonumu kapatıp yatağın üzerine koydum, fırlattım yani. Tuvalete gidip il elimi, yüzümü yıkadım sonra da dişlerimi fırçaladım. Kendime aynadan baktığım da öcüler gibi gözüküyordum. Ağzımdan Ay diye bir ses çıktı. Makyaj masamın oradan yüz temizleme jeli aldım ve yüzüme uyguladım. Uyguladıktan sonra yüzümü havluyla silip banyodan çıktım. Giyinme odama gittiğim de üzerime siyah askılı badi, altıma da gri eşofman altı giydim. Üzerime de eşofman altımın takımı olan ceketi alıp boynuma bağladım. Giyinme odamdan çıktıktan sonra makyaj masamın karşısına oturdum. Gözlerimin altına kapatıcı ile kapattım, ardından kaşlarımı sabitleyici ile sabitledim. Kirpiklerime maskara ve ardından çok koyu veya çok açık olmayan ruj sürdüm. Saçlarımı salınık bıraktım. Tatlı nar kokulu parfümü alıp bileğimdeki tokaya ve boğazıma sıktım. Parfümü sıktıktan sonra kapının zili duyuldu. Aynada kendime son kez baktıktan sonra kapıya yöneldim. Oradaki aynadan da son kez kendime baktıktan sonra gülümseyerek kapıyı açtım. Açtığım da Arda'yla göz göze geldik. Üzerine siyah bir tişört, altına da siyah bir pantolon giymişti. Ayakkabı olarak da beyaz bir ayakkabı giymişti. Siyah tişörtünün üzerine ince beyaz gömlek giymişti.

DAVETSİZ MİSAFİRWhere stories live. Discover now