☆.𓋼𓍊 1 𓍊𓋼𓍊.☆

Start from the beginning
                                    

Bay Jeon Jungkook da buradaydı. Bu beni biraz rahatlamıştı, sonuçta onunla önceden tanışmıştım ve oldukça enerjik biriydi. Şimdi de pozitif gülümsemesi ile bana bakıyordu.

"Hoş geldin! Bugün geleceğini tamamen unutmuşum. Anna, bu Seungmin; yeni stajyerimiz."

Bay Jeon Jungkook ayağa kalktı ve elini uzattı. Hemen elini sıktım, "Teşekkür ederim Bay Je-"

"Bana sadece hyung de, resmiyetten nefret ederim."

Sessizce gülümsedim. Patronuma nasıl ismiyle hitap edeyim ya?

Bayan Jeon'a döndüğümde o da ayağa kalktı, tokalaştık. Hala sert mizaçlı olduğunu düşünüyorum. Azıcık bile tebessüm etmemişti odaya girdiğimden beri. Eğer niyeti insanları soğuk bakışları ile donarak öldürmekse mutlaka başarılı olacaktır. Çünkü ben şuraya yığılmak istiyorum şu an. Acısız bir ölüm için kabul edilebilir bir yöntem.

"Kim Seungmin, memnun oldum efendim."

Kafasını salladı, "TecDesigner'a hoş geldin." elini çekti, "Yazılım departmanında çalışacaksın, zaten formunda orayı istediğini belirtmişsin. Fakat alan değişikliği istersen bir dilekçe yazman gerekiyor. İstediğin alana uygun olup olmadığı anlamak için bazı çalışmalar yapıyoruz, bunlarla Jungkook ilgileniyor. Diğer stajyer Jeong In'den yardım alabilirsin."

"Anladım, teşekkür ederim. Yazılım departmanında kalmak istiyorum şu an için."

"Peki. Sana odanı göstermesi için Jeong In'e ulaş. Çıkabilirsin."

Bu kadar mıydı yani?
Bu kadın bir robot falan mı? Ya da bir oyun karakteri de başkası tarafından mı yönetiliyor? Kafasının arkasında bir tuş olduğuna dair şüphe etmeye başladım.

"Seni Jeong In ile tanıştırayım, ben de odama geçiyorum zaten." diyen Jungkook hyung elini omzuma attı ve odadan çıkarken kulağıma eğildi, "Aslında bu kadar yabani değildir, zamanla alışırsın."

Bayan Jeon'dan bahsettiğini anlayarak sessizce güldüm. Jungkook hyung onun gibi olmadığı için şükretmem gerekirdi.
Odadan çıkıp lobide ilerlemeye başladık. Bir koridordan girmiş ve cam duvarları olan alana geçtik, burası da Grafik Tasarım departmanıydı. Duvardaki yazıdan okudum az önce. Evraklarımı teslim etmeye geldiğimde hiç etrafa bakma şansım olmamıştı.

Jungkook odalardan birinin kapısında durdu ve seslendi, "Jeong In-ah, bir bakar mısın?"

Siyah saçlı bir çocuk hemen yanımıza geldi. Tilkiyi andıran suratı ve gülümsediğinde 'ben buradayım' diye selam veren gamzeleri vardı. Neşeli birine benziyordu. Çok uzun değildi, fit bir vücuda sahipti. Boynunda grafik tasarımdan olduğunu belli eden bir kart vardı.

"Efendim hyung?"

Patrona hyung demek hala çok tuhaf geliyor bana... İçimden rahat da dıştan nasıl söyleyeceğim ben bunu ya? Şu Jeong In denen çocuk kadar rahat olacağım günler hemen gelse keşke.

"Kim Seungmin yeni stajyerimiz. Ona şirketi gezdirip yazılım departmanının yerini gösterebilir misin?"

"Elbette." gülümseyerek bana döndü ve selam verdi, "Ben Yang Jeong In." ben de ona karşılık verdikten sonra Jungkook hyung bize iyi çalışmalar dileyip yanımızdan ayrılmıştı. Jeong In ile sohbet ederek şirketi gezmeye başladık.

"Sen Felix'in arkadaşısın değil mi?"

"Hm, tanıyor musun onu?" benimki de soru... Felix burada staj yaptı, tabii ki tanıyacak!

"Bir numaralı kankamdır kendisi. Bana senden bahsetmişti, hatta bizzat ilgilenmemi rica etti. Herhangi bir sorunda beni bulabilirsin, buradaki çoğu şeyi biliyorum."

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now